Mahmut ÖVÜR
Aklı başında herkes KCK'nin savaşı başlattığı 11 Temmuz'dan bu yana şu sorunun cevabını arıyor: PKK niçin savaşıyor? Haklı bir soru. O soruyu Prof. Dr. Halil Berktay biraz daha açıyor ve işin içine HDP'yi de katarak şöyle soruyor:
"Bana sadece şunu söyleyin: Bu aşamada, tam ne için savaşacaksınız (savaşıyorsunuz)? Önceki safhada, masada hangi hak ve talepleriniz vardı ki, bunların gerçekleşmemesi şimdi savaşmayı doğru ve meşru kılıyor? Savaşmadan ulaşamayacağınız, savaşarak ulaşmayı umduğunuz, ulaştığınızda savaşmayı bırakacağınız hedefleriniz nedir? Diyelim ki çarpışmalar sizin istediğiniz gibi gitti. Hükümeti hangi noktaya getirdiğinizde bitireceksiniz?
Bu soruyu, PKK kadar HDP'ye de soruyorum. (...) Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer HDP liderleri; sizce PKK bu aşamada tam ne istiyor ve ne için savaşıyor? Bunu sizler, elbette PKK adına değil, sadece kendi yorumunuzla, kendi sözcüklerinizle, kendi anladığınız kadarıyla bana ve benim gibilere anlatabilir misiniz?"
Eminim bu soruların cevabını, HDP'ye "Kaos olmasın, sorunlar siyasetle çözülsün" diye oy veren milyonlar da merak ediyor. Şu ana kadar, ne Kandil'den, ne de HDP'den bu soruya cevap gelmediği gibi geleceğine dair işaret de yok. Ayrıca gelemez de. Çünkü bu, onların üzerinde siyaset yaptığı Kürt sosyolojisinin arzu ettiği bir savaş değil. Şu olup bitenleri izleyen, HDP'ye oy veren milyonların derin hayal kırıklığından ve şaşkınlığından da bu anlaşılıyor. Güçlü bir siyaset zemini varken, öldürmenin, bombalar patlatmanın, pusu kurmanın mantığı var mı? Peki, o zaman PKK niye savaşıyor? Sorunun cevabı bölgedeki yeni gelişmelerde saklı. Bölgede Türkiye- ABD arasında yeni bir stratejik ortaklık kuruluyor. Görünen o ki, Türkiye'ye sıçratılan terör, bu değişikliklere bir cevap niteliğinde ve hedefi de Türkiye'nin istikrarsızlaşarak içe kapanması.
Bu da yine bölgede aparat olarak kullanılan DAEŞ üzerinden devreye sokuldu... KCK 11 Temmuz'da savaş ilan etti ama cinayetlerini ve terör saldırılarını, 20 Temmuz'da Suruç'ta DAEŞ'in kanlı saldırısı sonrası başlattı. Ve ortaya garip bir durum çıktı. Türkiye, uzun süredir "DAEŞ'i destekliyor" yalanıyla siyaset yapanları şaşırttı ve DAEŞ'e karşı savaş başlattı. DAEŞ'e karşı savaşanlar da aynı anda Türkiye'ye karşı saldırı başlattı.
Bu işte bir terslik vardı. Düne kadar Türkiye'nin DAEŞ'e karşı savaşmasını isteyenler, birdenbire rota değiştirmişti. Normal olan, Türkiye'nin bu kararına destek vermek değil miydi? Öyle olmadı çünkü bu durum bölgedeki hesapları altüst etti. Bu yüzden Kandil'in bize anlattığı çatışma gerekçesinin iç siyaset açısından bir mantığı yok.
Hürhaber analisti İlhami Işık şöyle diyor: "Sorunun cevabını dışarıda aramak gerekiyor. Dünyanın en aptal örgütü bile bu kadar güçlenmişken, adam öldürmeyle kendini kirletmez. Hele PKK gibi Ortadoğu'da 40 yıl ayakta kalmış bir örgüt bunu hiç yapmaz. O zaman hayır diyemeyeceği bir şey var... Birileri, Türkiye'nin güçlenmesinin onlara engel olacağını söylemişse ve Kandil'in de diyet borcu varsa gerekçe aramaz. Yani Türkiye'nin güçlenmesi demek bazı ülkelerin bölgede at oynatamayacağı anlamına geliyor. Kandil'in çatışma başlatmasının nedeni bu..."
Anlaşılan Türkiye'nin ABD ile birlikte DAEŞ'e karşı mücadele başlatması bölgede "vekalet savaşı" yürütenleri harekete geçirdi. Bölgede Türkiye'nin güç kazanmasını, söz sahibi olmasını istemeyen birden çok güç var. Bunun için de Türkiye'nin DAEŞ'e karşı savaşı gölgelenerek içe kapanması istendi. Bu da Kürtlerin değil, olsa olsa Türkler ve Kürtlerin bölgede etkin ve huzur içinde olmasını istemeyenlerin hesabı... Bu yüzden Kandil veya HDP bu "kirli savaş" için bir gerekçe ortaya koyamıyor, koyamaz da.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları







































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019