Mahmut ÖVÜR
Mehmet Ağar' la Mehmet Eymür çekişmesinin tarihi çok eskilere dayanıyor.
İkisi de son 40 yılda önemli görevlerde bulundu ve birbirlerini yakından izlediler.
Kavgaya tutuştukları dönem ise Susurluk'u yaratan süreçti... "İki Mehmet kavgası" dönemin sadece bazı yönlerini açığa çıkartabilir.
O dönemi yakından izleyen bir gazeteci olarak, Susurluk'un basit bir kaza olmadığına inanıyorum. Bunu birkaç kez de yazdım.
Kazaya giden süreçte, Çatlı ile en son sanıyorum ekim ayının 22'sinde telefonla konuştum. Yani kazadan sadece 12 gün önce. Bu son konuşmamız oldu.
Israrla Çatlı'dan daha önce söz verdiği ve o günlerde çok konuşulan "Enişte" ile ilgili altı sayfalık raporu istedim ve ne zaman vereceğini sordum. Sözünü ettiğim"enişte" bugünlerde de adı sıkça anılan, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in eşiÖzer Uçuran Çiller'di. O çevrede Özer Çiller'e "enişte" deniyordu. Raporda da, söylendiği kadarıyla eniştenin özel işleri yer alıyordu.
Çatlı'nın ısrarıma cevabı kısa olmuştu:
"Rapor hazır, merak etme sana gelecek." Böyle dediğinde raporun gelmeyeceğini biliyordum, konuyu değiştirdim ve o günlerde yaşanan gerginliği sordum.
O sıralarda Çatlı ve çevresi ciddi bir sıkışma yaşıyordu. Bir yanda Yeşil'le karşı karşıyaydılar, diğer yanda ise devlet desteğinin çekildiği konuşuluyordu. Hatta verilen silahlar ve kimlikler geri istendiği için devlete öfkeliydiler.
Garip bir şeylerin döndüğü kesindi.
Gerginlikle ilgili soruma Çatlı'nın cevabı çok ilginçti:
"Çok az kaldı, her şey bitecek. Ya o Memet gidecek ya ben... Bu işi bitirdikten sonra seninle ayrıntılı görüşeceğiz."
Telefonda "Hangi Memet?" diye sordum ama Çatlı cevap vermedi. Sadece Çin'de bulunan birilerinden bahsetti. Zaten kısa konuşan biriydi ve son olarak"Her şey yakında bitecek" demekle yetindi ve telefonu kapadı.
O dönemin etkin iki Mehmet'i vardı. Biri Mehmet Eymür, öteki de Mehmet Ağar. Çatlı hangisini kasetti bilmiyorum. İkisiyle de arası açıktı.
Aradan çok geçmedi, 3 Kasım 1996 tarihinde Çatlı'nın Susurluk'ta bir kazada öldüğü haberi geldi.
O konuşmada geçen "yakında her şey bitecek" sözünü hatırladım. Her şey değilse de o bitmişti.
Kaza haberini ilk alanlardan biri de bendim. Haberi alır almaz, o dönem Atv Haber Koordinatörü olan Ayşenur Arslan'ı aradım. "Bunu Ali Kırca'ya söyle" dedi. Ve Ali Kırca "Doğru çıkmazsa zor durumda kalırız" gerekçesiyle ne alt yazı verdi, ne de son dakika haberi girdi.
Çatlı o konuşmadan sonra bir kazayla ortadan kaldırılmıştı. "Bu kadar tesadüf olamaz" diye düşündüm. Sanıyorum öyle düşünen sadece ben değildim. O dönem Çatlı'nın ekibinde olan Özel Harekât polisi Ayhan Çarkın da yıllar sonra kaza olmadığını söylüyordu:
"Çatlı'nın mert bir insan olduğunu anladılar ve onu öldürdüler."
O günlerin dosyası açılmaya başlarsa siyasetin tepesinden Genelkurmay'a, polis teşkilatından iş dünyasına akla hayale gelmeyecek kirli ilişkiler ortaya çıkar. Ve en ilginci de bu olayların olduğu dönemde "sol" olduğunu söyleyen SHP'nin hükümet ortağı olması. Düşünsenize rahmetli Erdal İnönü Başbakan Yardımcısı, farklı tarihlerde de olsa Mehmet Moğultay'dan Fikri Sağlar'a, Ercan Karakaş'tan Seyfi Oktay'a birçok "solcu" da bakandı...
Bırakın Demirel'i, Çiller'i, Ağar'ı, bu ülkenin "sosyal demokratları" sokak ortasında infazlar yapılırken bakan koltuğunda oturuyorlardı ve iktidar ortağıydılar...
Lice yakılırken Deniz Baykal bile giremedi...
Gazi olaylarına doğru teşhis koyamadılar..
Ve Madımak yakılırken, 8 saat neden askerin gitmediğine bir cevap bulamadılar ama derin devletin tuzağına düşüp,"öfkeli şeriatçılar" üzerinden siyaset yapmayı bildiler...
Aslında olup biten "İki Mehmet'in savaşı" değil, Türkiye'nin temel meselelerini zorla bastırmak isteyenlerle, demokrasi içinde çözmek isteyenlerin kavgasıdır. Bu kavga hâlâ bitmiş değil, sürüyor...
Türkiye'nin topyekûn temizliğe ihtiyacı var.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2020
28.05.2019
6.05.2019
3.05.2019
2.05.2019
28.04.2019
21.04.2019
19.04.2019
18.04.2019
13.04.2019