Mehmet BARANSU
Hükümet yetkilileri, “2004 Ağustos MGK’sı yok hükmündeydi, uygulamadık” deseler de ortaya çıkardığımız belgeler, kararların zamanla hayata geçirildiğini gösteriyor. Fethullah Gülen’in yaptığı açıklamalar da bu yönde.
Taraf ’ın belgeleri ortaya çıkarmasıyla birlikte, iktidar ve iktidara yakın kalemler, “TCK ve TMK’da düzenleme yapıp, Gülen’i yargılanmaktan biz kurtardık” demeye başladılar.
Peki bu iddia ne kadar doğru?
Gelin biraz geriye, 2005 yılı ve sonrasına gidelim. Cemaat-iktidar kavgasının bugünlere nasıl geldiğini görelim. Hükümet 2005 yılında, Terörle Mücadele Kanunu’nda bir dizi değişiklik yapmak istedi. O günlerde, Nuh Mete Yüksel, tek kişilik terör örgütü kurmak suçundan Fethullah Gülen hakkında dava açmıştı. Yargılama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyordu.
İşte bu davayı etkilemek için birileri düğmeye basmış, 2005 Eylül ayında tıpkı bugünlerdeki “dersane taslağında” olduğu gibi birden bire ortaya bir taslak çıkmıştı. Adalet Bakanlığı, Genelkurmay, Jandarma, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet yetkililerinin katkısıyla TMK taslağı hazırlamıştı.
Taslakta TMK’ya eklenecek maddeler arasında “silahsız terör örgütü” ibaresi vardı. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, taslağı Meclis’e sevk ederken kıyamet kopmuştu.
TASLAK MANŞETTEN VERİLDİ
Zaman gazetesi, tıpkı bugünlerde olduğu gibi taslağı yayımlayıp, günlerce manşetten hükümeti eleştirdi. Bu tanımın Meclis’ten geçmesi, Gülen’in mahkûm olması anlamına geliyordu. Birileri taslağa bu metni koyarak, cemaate ve Gülen’e “terör örgütü” damgasını vurmak istiyordu. Bakan Çiçek de bu oyunda yer almıştı.
Kamuoyunda tepkilerin artması üzerine, Başbakan Erdoğan devreye girdi. AK Parti’li hukukçular komisyon kurup, bir aylık çalışma yaptı. Taslağa partiden de sert eleştiriler geldi. Taslağın bu haliyle çıkması, geriye gidiş anlamı taşıyordu.
Tepkiler artınca Cemil Çiçek, 13 Eylül 2005’te bir gazeteye demeç vererek, “taslağın taslağı” açıklaması yapmak zorunda kalmıştı. Çiçek, kendi taslağına sahip çıkamamıştı.
Aynı günlerde Bakan Çiçek, kapalı toplantılar yaptı. Bu toplantıların birinde AK Parti Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, özgürlükleri sınırlandırdığı gerekçesiyle tasarının geri çekilmesini istedi. Yarbay’a cevap veren Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise, “Biz bu tasarıyı isteyerek getirmedik. Türkiye’de istenmeyen olaylar oluyor. Kurumların terörle mücadele için istekleri var ve yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor” dedi.
Tekrar 2005 yılına dönersek, tepkilerin artmasıyla hükümet, taslakta değişiklik yapıp, konuyu Meclis’e götürdü. Komisyon sürecinde de tartışmalar bitmedi. Kamuoyunun siyasetçiler üzerindeki baskısı yasanın çıkış sürecinde belirleyici oldu. Taslakta değişiklik yapılıp, geri adıM atıldı ve “silahsız terör örgütü” tanımı yerine “cebren şiddet” ifadesi kondu.
CAN SİMİDİ OLDU
Ve o gün cemaatin tepkisiyle değiştirilen bu yeni tanım, AK Parti’nin kapatılma davasında partinin can simidi oldu. “cebren şiddete” bulaşmadığı gerekçesiyle, parti kapatılmaktan kurtuldu. Cemaat, “birilerinin” AK Parti eliyle yapacağı oyunu yıllar önce bozmuş, hem liderini hem de AK Parti ve Başbakanı yıllar sonra kurtarmıştı.
Bu süreçte dikkat çeken başka bir durum da TMK’nın 6. Maddesiyle ilgiliydi. CHP lideri Deniz Baykal bu düzenleme ile Abdullah Öcalan’a af çıkarılacağını iddia etti. Ortaya ilginç bir durum çıkınca, Ankara sessizliğe büründü. Madde sahipsiz kaldı, herkes suçu birbirine attı.
Eğer o gün Cemaat taslağa tepki koymasaydı, Gülen, silahsız terör örgütü kapsamında, ceza alacak, terör örgütü lideri olacaktı.
Cemil Çiçek, cemaat arasındaki kavga 2012 yılına kadar sürdü. Cemaat Çiçek’le gerilimli yıllarca yaşadı. Çiçek’in, Meclis Başkanı sıfatıyla yeni Anayasa yapımı sürecine başkanlık etmesiyle, barış sağlandı.
Gelelim yok hükmünde denen MGK kararından sonra Türkiye’de yaşanan diğer olaylara.
MGK’nın “Gülen Cemaati’ne” ilişkin karar alması güvenlik birimlerini de etkiledi. Özellikle TSK ve MİT, imzalanan bu metne dayanarak “Nurculuk ve Gülen Cemaati” hakkındaki çalışmalarını yoğunlaştırdı. MGK kararında belirtilen “psikolojik harekât unsurlarına dikkat edilerek” vurgusu çerçevesinde, cemaate yönelik psikolojik harp başladı.
İSMAİLAĞA’YA OPERASYON
MGK’nın talimatı doğrultusunda, Erzincan’da MİT ve Jandarma tarafından cemaate yönelik çalışma başlatıldı. Gülen Cemaati’nin yanı sıra İsmailağa Cemaati de 2004 MGK’sında imzalanan İrtica metniyle operasyona tabi tutuldu. “Cemaatin evlerine silah koyma” gibi psikolojik harp unsurlarının ve planlarının yapıldığı harekât başlatıldı.
Albay Dursun Çiçek, hem İnternet Andıcı belgesinde hem de “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nda Gülen’e yönelik uygulanacak psikolojik harp yöntemleri üzerine çalıştı. Konuyla ilgili ekip oluşturdu. Hazırlanan plan bütün alt birliklere gönderildi. Sonrasında yaşananları biliyorsunuz. Çiçek, tüm çalışmaları, o metne dayanarak yaptıklarını söyledi.
Birileri bugünlerde attıkları imzaya sahip çıkamasalar da halen devam eden fişlemeler MGK’daki o emre dayanıyor. MGK kararına dayanarak yapılan en büyük skandal ise cemaatin, “Kırmızı Klasör’e” girmesi oldu. Milli İstihbarat Teşkilatı, Başbakan Erdoğan’ın iki kez üst üste atadığı Emre Taner döneminde, MGK kararı doğrultusunda cemaat üzerine yoğunlaştı. MGK kararlarında yer alan cemaate yakın isimler tespit edildi. MİT, bu fişlemeleri Ankara’da “kırmızı klasör” olarak anılan bir dosyaya koydu. Hakan Fidan da benzer bir çalışma yaptı. Dün Taraf’ta yayımladığımız belgeler de bu çalışmalardandı.
KÜÇÜKŞAHİN VE ÇETİN YAZDI
Dosya’da cemaate yakın, Cemaat’in okullarından mezun olup bürokrasiye girmiş yüzlerce isim yer aldı. Bu klasörü Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin ve Vatan’dan Bilal Çetin köşesine taşıdı. Vatan yazarı Bilal Çetin, 14 Şubat 2011 tarihli yazısında MİT Krizi öncesi Başbakan Erdoğan’a cemaat örgütlenmesi ile ilgili bir dosya sunulduğunu, önümüzdeki günlerde büyük bir atama dalgasının olacağını, Hâkimler ve Savcılar Kararnamesi’nin dışında İçişleri’nde de büyük atama ve görevden almalar olacağını iddia etti.
Hürriyet yazarı Şükrü Küçükşahin de Hakan Fidan’ın göreve başladığında kendisini ziyaret eden önemli bir isimle yaşadığı diyalogu aktardı. “Gülen cemaati devlette örgütleniyor’ Hakan Fidan’ın cevabı açık ve net oluyor: ‘Paralel bir örgütlenmeye devlet içinde izin vermemek ana görevimiz.”
İşte Hakan Fidan’ın Oslo’yla ilgili mahkemeye çağrılma süreci de bu fişleme dosyalarının yapıldığı günlere denk geldi. Bugün yaşanan dershane tartışması nın geçmişi aslında çok derin olaylara dayanıyor.
Gelelim Kırmızı Kitabın Erdoğan hükümetine imzalatılma hikayesine. Bir dönem Özel Harp Dairesi’nde görev alan Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, belgenin provakatif hareketlerle hükümete imzalattırıldığını söyledi. Tanrıverdi’nin iddiasına göre, TMK’da düzenleme yapmak isteyen asker, 2005’te Diyarbakır’da olaylar çıkarttı. 2005 Nevruzu’nda Mersin’de provokasyon amaçlı bayrak yakıldı. Bu olayların ardından Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, MGK’ya getirildi. 24 Ekim 2005 tarihinde de onaylanıp, Bakanlar Kurulu’na gönderildi. Ardından da Şemdinli olayları patlak verdi.
Tanrıverdi’nin açıklamalarıyla, hükümete TMK taslağını kimlerin dayattığı aslında net olarak görünüyor. Tepkiler artınca TMK’dan vazgeçilmişti. Bugün cemaatin dershaneler konusunda bu kadar eleştiri getirmesinin nedeni de bu. Birileri yine hükümet eliyle bir operasyon yapıyor ve cemaat bunun devamının geleceğini düşünüyor.
TMK taslağında olduğu gibi hükümet yine “ne var bunda, ne olacak ki, gerçekten çok mu önemli bu?’’ diyor. Ancak TMK düzenlemesinde de benzer konuşmalar yapılmasına rağmen, daha sonra ortaya çıkan darbe belgeleri, perde arkasında kimlerin olduğunu gösterdi. 2004’deki “MGK kararlarını uygulamaya koymadık” diyenler, öncelikle 2005-2006 yıllarında TMK tasarısını seyrine bakarlarsa, gerçeğin ip ucunu yakalayabilirler. Bugünlerdeki dershane tasarısı süreci de o günlere çok benziyor. O gün toplumun tepkisine kulak veren Erdoğan, bu kez neden kulak tıkıyor anlamak güç.
http://www.taraf.com.tr/mehmet-baransu/makale-kavganin-asil-sebebi.htm
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015