Mehmet Ocaktan
Zaman zaman Türkiye ile demokratik dünya arasında ekonomik ve demokratik alanlarda karşılaştırmalar yapılır. Mesela Avrupa ülkelerinde gayrı safi milli hası oranları nedir, ihracat-ithalat dengesi nasıldır, büyüme oranları hangi boyutlardadır, cari açık ne kadardır ve en önemlisi de hem fiziki hem de insani kalkınmışlık düzeyinde göstergeler ne durumdadır gibi...
Aynı şekilde demokratik alandaki benzerlikler ya da uyuşmazlıklar karşılaştırılır ve bir sonuç üretilmeye çalışılır. Demokratik kriterler açısından Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında bir karşılaştırma yapmanın çok anlamlı olmadığı muhakkak. Zira biliyoruz ki bizim demokrasi ligindeki karnemiz hiç de iç açıcı değil. Eski Türkiye’de özellikle askeri vesayet konusunda hazırlanan AB raporları konusunda bitmek tükenmek bilmeyen bahanelerimiz vardı; “Türkiye’nin kendine has şartları vardır, dolayısıyla Avrupa Birliği’nin her dikte ettiği demokratikleşme adımlarını onların istediği gibi gerçekleştirmek durumunda değiliz” gibi mesela...
H H H
Türkiye son 15 yılda gerek ekonomik, gerekse demokratik alanlarda önemli mesafeler kaydetti. Ve özellikle de AK Parti iktidarının ilk döneminde demokrasi bahsinde insanların doğrudan gündelik hayatlarına dokunan iyileştirmeler gerçekleştirildi. Ancak Türkiye’nin temel problemleri konusunda kalıcı ve yapısal reformlar gerçekleştirilemedi.
Açık yüreklilikle ifade etmek gerekirse ‘Kürt sorunu’nu çözüme kavuşturamadık, Alevi meselesi konusunda mesafe alamadık, şehirleşme problemini halledemedik (şehirlerimizin mimari sefaleti ortada) ve Türkiye’nin en hayati meselelerinden biri olan ve de geçmişte büyük acılar yaşadığımız deprem gerçeğini çoktan unuttuk.
En önemlisi de küresel ve bölgesel ölçekte milli çıkarlarımızı esas alan bir dış politika inşa edemedik. Bu yüzden dış politikada hala günübirlik palyatif tedbirlerle ağır aksak yürümeye devam ediyoruz. Maalesef devletin kurumsal hafızası devre dışı bırakıldığı için sorun çözme kabiliyetini de kaybetmiş durumdayız.
Dolayısıyla, küresel ve bölgesel düzeyde üstesinden gelemediğimiz her sorun karşısında ya daha kolaycı yaklaşımları tercih ediyoruz, ya da bütün dünyanın bize düşman olduğu gibi bir argümana tutunarak sorunlarımızı çözmüş gibi yapıyoruz. Dış politikamızın esasını oluşturması gereken “düşmanları azaltıp, dostları çoğaltma” prensibi işlemez hale geldiği için de, çok doğal olarak ülkenin çıkarları istikametinde bir yön tayini de imkansız hale geliyor.
Kuşkusuz kurumların bu şirazesini kaybetme hali sadece devlet ve siyaset alanıyla sınırlı kalmıyor, bütün dünyayı düşman görme duygusu dalga dalga topluma yayılıyor. Ve doğal olarak sokaktaki insan da hayata hep bir ‘düşman’tanımı içinden bakar hale geliyor.
H H H
Galiba yaşanan problemleri perdelemenin en kolay yolu, her gün yeni düşmanlar üretmekten geçiyor. Bu konuda VARYANS Araştırma şirketinin 24 Haziran seçimleri öncesinde yaptığı “Türkiye gündemi” araştırmasının sonuçları oldukça düşündürücü. Türk halkının dünyadaki belli başlı ülkeleri ve kurumları ne ölçüde dost ve düşman gördüğünü ortaya koyan araştırmanın rakamsal sonuçları şöyle:
-Rusya Türkiye’nin dostu değildir: 67.1
-ABD Türkiye’nin dostu değildir: 87.6
-Almanya Türkiye’nin dostu değildir: 82.6
-AB Türkiye’nin dostu değildir: 82.2
-NATO Türkiye’nin dostu değildir: 73.8
-İran Türkiye’nin dostu değildir: 64.4
Açıkça ifade etmek gerekirse, bu tablo Türkiye’nin iç ve dış sorunlarının giderek daha da çözümsüz hale geldiğine işaret etmektedir. Çünkü belli bir süredir siyasete hakim olan o bütün dünyaya ‘meydan okuyucu’ dil, toplumun önemli bir kesimini tek hedefe kilitlemiş durumdadır: Çözülemeyen bütün sorunların müsebbibi de, kötülüklerin tek kaynağı da dış düşmanlar...
Maalesef penceresiz bir dünyaya kapattığımız bu insanlar, siyasetçilerden sorunlarına çözüm değil, bütün düşmanların yok edilmesini bekliyorlar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025