Mehmet TIRAŞ
Başbakan, 28 Aralık 2012 neredeyse bir yıla yaklaşan savaş uçaklarıyla 34 Kürt vatandaşlarının vahşice katledildiği,ölenlerin her uzuvlarının etrafa dağıldığı yer için; Uludere deyin, Roboski demeyin PKK’nın diliyle konuşmayın demiş,AKP genel merkez binasında yaptığı;doğu ve güneydoğu milletvekillerine ve il başkanlarına..Başbakan kendisi de bizim partimiz için “AKP”’e demeyin Ak Parti, deyin diye de basını uyarıyor.
Niye Roboski demeyin diyor Erdoğan,Roboski Cumhuriyetle asimile edilmiş ismidir de ondan.. Başbakan da bu asimile edilmiş isimlerin adlarının değişmesini istemiyor..Ama Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bitlis’in Güroymak ilçesini ziyarette kendini karşılayan ilçe halkına:”sevgili “Norşin”liler diyerek Kürtçe ismiyle hitap etmişti halka.
Roboski katliamı nasıl olmuştu;kısa bir hatırlatmayla konuya girelim..
16’sı çocuk 34 insan sınır ticaret denilen katırlarla sığara kaçakçılığı diye adlandırılan ve bu yıllarca yapılan bir rutin iştir doğu ve güney doğu da yapılan.Bu 34 kişiyi PKK’lılar sanıp savaş uçaklarıyla katlettiler ve on iki saat basın bu vahşeti gizledi;bilgi çağında devlet sırrı diye bir şey yok,yabancı ajansların haberin vahametini açıklamasıyla olay ortaya çıktı,bu saate kadar hiçbir haber kanallarının haberi es geçmesi ve bir yetkilinin açıklama yapmaması manidar olsa gerek!..
Peki bu Roboski katliamı ilk defa mı oluyor Cumhuriyet tarihinde? Yok.
Cumhuriyet Tarihine bir göz attığımızda onlarca böyle “devlet terörünü” görürüz.
Biri tanesi Başbakanın da dilinden düşürmediği ve ilk defa devlet geleneğimizde olmayan,devlet adına özür dilediği ”dersim olayı” ..Dersim de ne olmuştu? Tarihi ismi “dersim” ama asimile edilerek unutturulmak istenen ismi ise ”Tunceli”.. Dersim olayında tam elli bin kişiyi devlet mağaralarda fare gibi zehirleyerek, hatta kurşun sıkmaya gerek yok,diyerek katliama katılan erlere sopayla öldürün emrini vermişler.İşin tuhaf yanı Başbakan Dersim katliamından dolayı devlet adına özür diliyor,Van’ın Özalp ilçesinde 33 vatandaşın kurşuna dizilmesi tarihe Muğlalı Mevlit paşa katliamı olarak geçen bu konuda, yaraların silinmesi için bir çaba gösteriyor ama kendi döneminde işlenen devlet terörü konusunda,kırk dereden su getiriyor.Maraş Katliamının yıl dönümünde bu katliamı protesto etmek isteyenleri de şehre sokmuyor,AKP’e hükümeti.
Roboski de ölenlere tazminat ödüyor,tazminat ödemek suçu kabullenmek olmuyor mu hukukta!.. Devlet adına özür dilemediği gibi Başbakan bir de; bu katliamı gerçekleştiren kuvvet komutanlarına teşekkür ediyor,ölenler ölümü hak etti dercesine..
Peki bu Roboski katliamının suçluları neden ortaya çıkartılamıyor?
Olay yargıya intikal etmiş,idari soruşturma devam ediyor,TBMM araştırma komisyonu da çalışmalarını sürdürüyor,diye inandırıcılığı olmayan bir mazeretle geçiştirmeye çalışıp aklınca;AKP hükümeti bu tüyler ürperten olayı unutturmaya çalışıyor ama mızrak çuvala sığmaz.
Ben komisyon çalışıyor deyince hep aklıma ANAP’ın kurmaylarından Adalet Bakanlığı da yapmış Oltan Sungurlu’unun bir televizyon kanalında samimi itirafı geliyor..
Sungurlu:”Eğer bir olayı çözmek istemiyorsa devlet onu komisyona havale eder” demişti.
Hani Roboski, Erdoğan’ın tabiriyle Uludere olayı Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacaktı?
Gerçi Erdoğan Hırant Dink cinayeti için de,bu sözü vermişti ama Dink cinayetinin sürecinden çok önemli görevde bulunanlar ödüllendirildi,bunlardan biri obsudmanlıga getirilen kişiyi hatırlatalım,bir de Dink cinayetinin işlendiği tarihte; İstanbul da görevde olan Vali ve Emniyet müdürlerinin şimdi nerede olduğuna bir göz atalım;emniyet müdürü vali oldu vali de milletvekili,bu örnekler her şeyi açıklamıyor mu? Söz verilen ve sorulan soruların karşılığı bumu olmalı, bu mantık devlet adına işlenen terörün ödüllendirilmesi olmuyor mu?
Bir başka gündemden düşmeyen ve Roboski,Maraş katliamı,cezaevlerine düzenlenen ve adına da huzur operasyonu dedikleri cinayet kadar önemli olan,Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şaibeli ölümü ve bir türlü açıklanmaması,başlı başına bir devlet skandalı.
Özal’ın ölümü kapatılacak neden derseniz;çünkü bu ölüm sıradan bir olay değil, eğer ölümünün zehirlenmesi kesinleşir ise,bu ülkeye gelen hiç bir yabancı konuk devlet erkanının vereceği yemeğe iştirak etmez.Kendi Cumhurbaşkanını öldüren beni fare gibi zehirler ,diye endişeyi taşıyacaklardır, haksız da değiller…Bu bir komplo teorisi değil..Bu tezi mi doğrulayan açıklamalar var;bir kuvvet komutanına ait olan “darbe günlüklerinde” geçmiyor mu, o dönemin Genel kurmay başkanının zehirleneceğini hatta genel kurmay başkanı evinden sefer tastı ile yemek getirdiğini,medya çarşaf çarşaf yazmadı mı,Getirdiğini de o genelkurmay başkanı açıklamadı mı,bu haberleri teyit etmedi mi?
AKP’nin 2012 transfer yıldızı AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’ta katıldığı televizyon programlarında ve toplantılarda demiyor mu; Özal’ın ölümünün üzerindeki sis perdesini aralanmadıkça hiçbir faili meçhul cinayeti çözemeyiz, diye.
Başbakan rasyonel muhalefet edenlere ve düşünce adamlarına kulak vermeli yoksa gidişatı siyasi olarak ve ülke geleceği açısından tehlikeli sularda yüzüyor.
Eğer her demokratik eyleme katılanları terör örgütü ile ilişkilendirir,muhalefete karşı ODTÜ’de olduğu gibi tahammülsüzlüğünü devam ettirirse,bunu kabullenmek mümkün değil..
Erdoğan kendisi de katıldığı bir televizyon programında demiyor mu;beni de dinliyorlar,devlet içindeki derin güçler yok edilemedi,diyor..O zaman bu derin devleti etkisiz hale kim getirecek?
Onun için Roboski katliamı çok önemli ve bir kırılma noktasıdır,biran önce bu katliamı işleyenleri ortaya çıkartmalı ve yakınlarından da özür dilenmelidir.
Erbakan,da “derin devletin sulieti olan Susurluk olayına “fasa fiso” Susurlukta yakayı ele veren derin devletin ortaya çıkartılması için sokağa dökülen insanlara da bunlar “gulu gulu” dansı yapıyorlar “mum söndü oynuyorlar” demişti ama 28 Şubat darbesiyle al aşağı ettiler..Roboski istismar edilmiyor sayın Başbakan siz üstüne gitmiyorsunuz ve bu katliamı işleyen komutanlara teşekkür ederken,savaş uçaklarıyla bombalayan komutana da genel kurmay madalya takıyor.
İlginç olan bu ülke de devlet adına ölürseniz yas tutuluyor,devlet öldürürse eğlence düzenleniyor,28 Aralık Roboski katliamında İstanbul da yılbaşı eğlencesi düzenlenmedi mi,havai fişekli.34 askerin PKK ile çatışma da ölmesi şöyle dursun trafik kazasında ölseydi, yılbaşı eğlencesi düzenlenir miydi?
Sayın Başbakan Ankara’dan Roboski yi göremiyorsanız,bir de Susurluktan deneyin!..
Derin devleti etkisiz hale getirmek,Robosk’yi aydınlatmak demokratikleşmeden geçiyor!..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025