Mehmet YILDIZ
Pirahã (Pitaha olarak okunur) bazı kaynaklara göre toplam sayısı 400, bazı kaynaklara göre ise 700-750 olan Amazonlu bir kabilenin adıdır. Amazon ormanlarının derinliklerine, daha doğrusu Maici Nehri’nin kıyısına sığınmış bu kabile avcılık ve toplayıcılıkla yaşamını sürdürür. Asırlardır çevrelerindeki tabiata en küçük bir zarar vermemiş bu insanların sakin yaşamları modern insan için büyük bir merak konusudur.
Toprağı ekmezler, tencere ve maşetelerden başka ev eşyaları yoktur. Balığa çıkarken kullandıkları kanoları kendileri yapmamış, çevredeki kabilelerden çalmışlardır. Döşek, yorgan, yastık da bilmezler. Dillerinde dün, yarın, geçmiş, gelecek, gelecek kaygısı, yaratılış efsanesi, masallar, ululuk, yücelik, tanrı, peygamber, ahiret, cennet, cehennem, sayılar, yönler, “ve”, “ya da” gibi bağlaçlar yoktur. Her şey şimdiki zaman içinde olup biter. Toplam olarak üç sesli sekiz sessiz harfleri vardır. Cümle içinde cümle kurmasını (recursion) bilmezler. Cümleleri kısacıktır, her cümle kendi başına durur. “Maymunu vuramadım. Maymun hızlıydı. Maymun konuştu: ‘Ben gidiyorum’ ” gibi...
Pirahã’nın sıra dışı sınırlı grameriyle mutluluğun gramerine sahip olduğu, onlar kadar mutlu, huzurlu, tatminkar, kendisiyle ve çevresiyle barışık, gülen, gülümseyen, gülümseyerek çocuklarına ninni söyleyen başka bir kabilenin veya modern bir ulusun olmadığı söylenir.
Amerikalı Daniel L. Everett yıllar önce tutkulu bir Hristiyan misyoner olarak Pirahã kabilesinin arasına gitti. İncil’i olmayan insanlar için mutluluk kaynağı olduğuna inandığı İncil’i çevirecek, böylece onları en sahih, en derin ebedi mutlulukla tanıştıracaktı. Otuz yıl uğraştı bir tek Pirahã’yı Hristiyan yapamadı; aksine Pirahã onu ateist yaptı.
Hz. İsa adına konuşan misyoner adama dinsiz kabile fertleri bahsini ettiği peygamberi görüp görmediğini sordular.
Misyoner “Hayır, görmedim” dedi.
“Onunla konuştun mu?” dediler.
“Hayır, konuşmadım” dedi.
“Var olduğunu nereden biliyorsun?” dediler gülerek dinsizler.
Bu kısa sohbetten sonra uyumaya giden Pirahã erkekleri gecenin karanlığında korku içinde uyanarak oklarına sarıldılar. Terli, tedirgin, kızgın ve mutsuz bir biçimde Daniel L. Everett’in kulübesinin etrafını sardılar.
“Kalk” dediler “Çarpık, bozuk, kirli kafalı adam!” “Sen konuştun. Biz dinledik. Biz sorduk. Sen cevap verdin. Yattık. Kötü rüya gördük. Çok korktuk. Uyandık. Gülmüyoruz artık. Gülmemizi yok ettin. Seni öldüreceğiz.”
“Durun hele, önce bir gördüğünüz rüyayı anlatın,” dedi misyoner adam endişeyle.
Pirahã erkekleri anlatmaya başladılar:
“Yaşlı bir adam geldi. Küçük kız salıncakta sallanıyordu. Adam kızın yanına gitti. ‘Tanrının elçisiyim’ dedi. ‘Seni beğendim’ dedi. ‘Sen benim nişanlımsın. Müstakbel karımsın’ dedi.”
Daniel L. Everett Texas’a döndü “Tanrı yoktur, İsa onun alter egosu yahut oğlu değildir, İncil’i olmayan Pirahã dünyanın en mutlu kabilesidir,” dedi.
Bununla da yetinmedi, dil bilimcisi olmaya karar verdi. “Madem tanrıların önünde artık eğilmeyeceğim o halde her işin en hakikisini en mert biçimde yapmalıyım,” dedi. Mavi yakalı bir aileden geliyor olmasına karşın dil biliminin piri olan ve dünyanın bir numaralı entelektüeli sayılan Noam Chomsky’nin “evrensel gramer” teorisine karşı çıktı. “Mistik evrensel gen ve evrensel gramer teorisi temelsizdir; dil sadece mistik genle değil, kültürle de ilgilidir; Chomsky ‘recursion insan dilinin en evrensel özelliğidir’ diyor lakin Pirahã dilinderecursion yoktur,” dedi.
Chomsky öfkeyle “Daniel L. Everett bir şarlatandır” dedi. Bir dizi ciddi dil bilimcisi ve filozof “Bizce Chomsky yanıldığını, teorisinin ayaklarının havada olduğunu biliyor” dediler. Sonuç olarak Massachusetts Institute of Technology Üniversitesi’nden bağımsız bir grup dil bilimcisinin yaptığı ayrıntılı araştırma neticesinde Prof. Daniel L. Everett’e hak verildi. Ve saygın bir bilim adamı tarafından Noam Chomsky dil biliminin “iflah olmaz Lenin’i” ilan edildi.
“İlkel” bir kabilenin entelektüel ve ahlaki dürüstlüğünün yol açtığı fırtınaya bakınız! Bir Pirahã hayranıyım. Anadolu’da bir Pirahã olmayı arzuluyorum. Lakin tek başına Pirahã olunmuyor, bir kabileye veya bir kabileler topluluğuna ihtiyacım var benim.
Başbakan Erdoğan 11 yıldır memleketi yönetiyor. Rakipsiz, mutlak, otoriter, yağcılar ve yiyiciler ordusuyla çevrilmiş halde. Baş danışmanlarından biri uzaktan düşünmek suretiyle Ronald Dahl’ın Matilda’sı gibi insanları ve objeleri yerinden oynatan biri.
Başbakan Erdoğan geleceğinden çok endişeli, hiç gülmüyor.
Der Spiegel dergisinde çıkan bir habere göre Türkiye kamu işlerindeki saydamlıkta Gürcistan ve Ruanda’dan sonra 54. sırada yer alıyor. Başbakanımız gayri meşru yollarla cebini epeyce doldurmuş; İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı varmış (Bkz, Der Spiegel, Investors Nervous: Erdogan's Witch Hunt Endangers Economy, 20.08.13).
AKP hükümetinin en büyük başarısı saydığı ekonomik büyüme ise tamamen ülkeye giren yabancı sermaye sayesinde gerçekleşmiş. 400 milyar dolar civarındaki bu sermaye çok kırılgan, çok hassas, çok kaypakmış. Çok uluslu bu sermaye gruplarına göre, Gezi Parkı eylemlerinden sonra Başbakan Erdoğan cadı avına çıkmış. Her an ülkeyi terk edebileceklermiş. Üstelik Türkiye ihraç ettiğinden çok fazlasını ithal ediyormuş. Borca batmış. Vatandaş da kredi kartlarıyla, yani olmayan parayla alışveriş yapıyormuş. İnşaat sektöründeki balon -ki ekonominin ve en önemli sektörüymüş- patlamak üzereymiş. Türkiye ekonomisinde verimlilik çok düşükmüş. Başbakan Erdoğan, uzmanların ekonomik uyarılarını hiç dikkate almıyormuş.
Sayısız komplo teorisi icat edip duran mutsuz Başbakan Erdoğan’ı parlak bir gelecek beklemiyor. Öyle anlaşılıyor ki gerçek veya hayali siyasi düşmanlarından önce ekonominin parlak olmayan durumu onu tehdit ediyor.
Başbakan Erdoğan hiç gülmüyor, sürekli bir biçimde gelecek kaygısı taşıyor.
Muhalefet partilerinin durumu daha da kötü; Lysenko tarzı bir mücadele vererek başarılı olmaya çalışıyorlar. Onlar da geleceklerinden yana çok endişeliler.
Vatandaş da öyle, kimse gülmüyor. Herkes kaygılı bir kimlik ve gelecek mücadelesi veriyor. Başbakan bunu teşvik ediyor. Sünni vatandaşların oyunu ve desteğini yeterli buluyor. Sonu gelmez bir kimlik mücadelesi veriyor. Kimlik dayatıyor. Bütün enerjisini kendisinden saymadığı vatandaş gruplarını zapt u rapt altına almaya harcıyor.
Ah Anadolu’da bir Pirahã olsaydım! Mutluluk gramerinin sırrına ben de erişseydim!
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2014
26.08.2014
15.08.2014
6.08.2014
15.07.2014
22.06.2014
12.06.2014
9.06.2014
7.06.2014
20.05.2014