Merve Şebnem Oruç
Dün gazete alırken, geçenlerde birkaç arkadaşın “Cumhuriyet okuyorum, çünkü farklı fikirleri bir tek orada bulabiliyoruz,” cümlelerini hatırladım. Bir çılgınlık yapıp diğerlerini pas geçerek raftan Cumhuriyet Gazetesi'ni alayım dedim kendi kendime. Normalde İsrail gazetelerinden İran medyasına, kendi fikrime muhalif her şeyi okurum; marjinal olanlara şerh koyarım. Cumhuriyet'e ise önce kabak tadı veren 'Tehlikenin farkında mısınız' iddiası, sonra FETÖ'nün yeni dönem mecrası olması nedeniyle göz atmayı bırakmıştım. Neyse, uzun zaman oldu, hakikaten ne var, ne kaçırıyormuşum bir bakayım dedim.
Baştan aşağı 'ötekini tehdit olarak görme', 'korku pompalama' ve 'şeriat geliyor' mesajı salt 29 Ekim'in 93. yıldönümüne has mıydı bilemeyeceğim ama zannetmiyorum. Yüreğimde çocukluğumda, gençliğimde hissettiğim sıkışmanın aynısını hissettim. Ben Cumhuriyet Gazetesi'ne göre, Cumhuriyet için hala tehdittim, biz çağdaş ve laik düzen için hala tehlike nedeniydik. Hadi bu kez kendim yorumlamayayım, alıntı yapayım, malum gazetenin yazarları konuşsun.
Ali Sirmen'le başlayalım: “Bugün 93 yaşına varmış Cumhuriyet artık ne yazık ki büyük tehdit altındadır. Tehdidin yıkmak istediği ise onun olmazı laiklik ilkesidir. İktidarın, bütün güçleri ve destekçileriyle tehdit altına aldığı Cumhuriyetin, bu gidişe dur denmediği takdirde, daha ne kadar dayanabileceğini söylemek gerçekten zordur.”
Biraz da Hikmet Çetinkaya'dan alıntı yapalım: “1950'de Demokrat Parti tek başına iktidara geldi. O yıldan bugüne değin geçen süreç, yaşananlar, askeri ve sivil vesayet, darbeler... Mustafa Kemal'in gerçek sesi bugün bize çok uzaktadır artık. Aydınlanma ruhu yitip gitti.... Toplum giderek birbirini ötekileştirdi, ayrımcılık ivme yaptı. Terörle iç içe yaşar durumdayız. Laiklik temelinde demokrasiyi, özgürlükleri arıyoruz.”
Ve genç muhalefetin yükselen sesi Özgür Mumcu: “İktidarın ana derdi Cumhuriyet parantezini kapatmak. En arkaik siyasal İslamcı tezlerin canlanması ve ana akım söylemlere dönüşmesi tesadüf değil. Yakında, Cumhuriyet bir İngiliz projesiydi, hilafeti emperyalistler kaldırttı, karşılığında ise Musul'u verdik marjinal bir tez olmayacak. Aksine devletin resmi söylemi haline gelecek. Belki bir günde değil ancak zannedilenden hızlı.”
Biraz da Ahmet İnsel: “İhyacı ve yeniden dirilişçi Sünni muhafazakarlıkla şoven Türk milliyetçiliğinin birleşmesinden oluşan bir iktidar bloku bugün egemen. Başkanlık projesi, giderek milliyetçi muhafazakar Sünni iktidar modeli olarak şekilleniyor. Bir yanıyla yayılmacı emellerin depreştiği, diğer yanıyla muhafazakar-milliyetçi sultaya boyun eğmeyen Kürtlerin iç düşman ya da hain olarak halledilmelerini nihai çözüm olarak gören bir politika hayata geçiriliyor. Her gün yeni bir cephe açan, “yedi düvele meydan okuyan”, daha doğrusu okuduğunu zanneden bu kabarma hali maceracı bir mecraya ülkeyi sürüklüyor. Benzer bir ruh hali bu coğrafyada daha önce de yaşandı. Türkiye'de bu muhafazakar-milliyetçi tahakküme çanak tutanların, destekleyenlerin, yapılanları yeterli bulmayanların sözleri ve ruh halleri, Osmanlı İmparatorluğu'nda Birinci Dünya Savaşı'na girmeden hemen önce yönetici sınıfa ve onu destekleyen Sünni Türk ve Türkleşmiş toplumsal kesimlere hakim olan ruh haline benziyor. O zamanın gayrimüslimleri şimdi Kürtler.”
Ve Aydın Engin: “Bugün Cumhuriyet ciddi bir tehlike altında. Şeriat özlemleri, yayılmacı dış politika çizgisi, “yeni Osmanlıcılık” denen zırva ama tehlikeli yönelimler, Cumhur'un egemenliğinden “tek adam” egemenliğine geçme hesabının hastalıklı bir tutkuya dönüşmüşlüğü kusur ve eksiklik saymaktan çok daha büyük bir öncelik kazandı. Sadece adı Cumhuriyet olan, demokrasi ve özgürlük bileşenleri yok edilmiş bir Cumhuriyete razı olmamız isteniyor.”
Sizin de yüreğinize kararma gelmiş olabilir ama az sabır... Sırada Nilgün Cerrahoğlu var: “Beğenmediğimiz, burun kıvırdığımız yamalı bohça, darbe artığı 1982 Anayasası bile, gerek kadın/insan hakları ve gerekse bireysel özgürlükler, laik düzenin teminatı açısından bugün ütopik bir düş oldu. Gerçekler her an ve her durumda karşımıza çıkabilecek bir “uçan tekme” paradigması şeklinde tecelli ediyor. Her gün ayağımızın altından biraz daha kayan laik Türkiye'nin burukluğuyla Cumhuriyet Bayramınızı kutluyorum.”
Şükran Soner'in anlaşılır tek paragrafını da alıntılayalım: “Kuşkusuz bizi, insanlık, dünyada olup bitenler kaçınılmaz çok etkilerken, en çok bizim başımıza gelenler çarpıyor. Cumhuriyetin 93. Yılını bugün kutlarken kendimizi daha çok yaşamsal gerçeklerin etkisinde, sımsıkı laik Cumhuriyetin Atatürk devrimlerinin sahipliği, savunuculuğunda buluveriyoruz. O kadar ki, “korkunun ecele faydası yok” diyerek, terör örgütlerinin canlı bombaları tehdit uyarıları arasında, çoluk çocuk Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına, gönüllü siviller olarak koşturacağız.”
Yok, hayır olmuyor, daha fazla devam edemeyeceğim. Birbirinin tıpatıp aynı, on yıllardır laikçi kesimin ağzından düşmeyen cümlelerin neredeyse kopyası bu yorumlar mı farklı fikirler? Kendilerini bu toprakların sahibi, ötekileri ise tehdit, tehlikeli, gerici-faşizan, arkaik, şoven, şeriat özleyici, laik düzene tehdit, korkutucu bulanların düşünceleri kendimizi bildik bileli duyduklarımızdan ne kadar farklı hakikaten?
Bir an kendimi Cumhuriyet'in daimi okuru olarak hayal ettim ve sabah akşam bu yürek karartan köşe yazılarını okusam ya aklımı oynatır ya kaçar gider ya da savaş açardım. Allahtan ki değilim. Allah gerçekten akıl fikir versin. 36 yaşındayım ve Cumhuriyet Gazetesi'ne göre kendimi bildim bileli bu ülke her daim irticaya ha kurban gitti ha gidecek; Ak Parti 15 yaşında ve kuruldu kurulalı şeriatı getirecek. Bu halk, bu millet, kelime olarak Cumhuriyet'ten bu laikçi elit yüzünden huy kaptı; 'çağdaş' lafından illallah etti, gerici-yobaz sözcüklerinden gına getirdi. Onlar hala biz nerede yanlış yaptık diye durup düşünmüyor. Türkiye'yi bu halkla, bu milletle değil, bu halka, bu millete rağmen kurduğunu zanneden bu zihniyet, bir de iktidara gelse halimiz nice olur kim bilir? Allah korusun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018