Metin Gürcan
Askeri literatürde kritik zaman ve mekanları tanımlamak için bir kavram vardır: ‘Karar noktası.’ O karar noktasına günün sonunda ne olacağı, karar noktasında çıkarları kesişen aktörlerin tercihlerini ve gelecekteki yönelimlerini etkileyecek yerel, bölgesel ve hatta küresel etkiler doğurur. İşte Rakka genelde Suriye’nin, özelde ise Suriye kuzeyinin neye evrileceği konusunda bir ‘karar noktası’ haline geldi.
Bu karar noktasının belli analiz düzeylerinde (katmanlarda) doğuracağı sonuçlar var. Bunların en önemlisi ABD ile Rusya arasında, yani sistem düzeyinde. Şimdi 28 Şubat’ta ABD Savunma Bakanlığı, Trump yönetimine bir IŞİD’le askeri mücadele ve Rakka planı sunacak. Ve marttan itibaren de ABD’nin Suriye kuzeyi ile ilgili tercihlerini öğreneceğiz. Kısaca mart-nisan döneminde Suriye kuzeyi ve Rakka çok sıcak olacak ve buraları çok konuşacağız.
Suriye Kuzeyinde sistem düzeyinde ABD-Rusya rekabeti
ABD ile Rusya arasında Suriye’nin belli nüfuz bölgelerine ayrılması konusunda bir fikir birliği varlığı var. Hemen söyleyeyim: Artık Rusya da ABD de Suriye’de en az 3-4 sene kalıcı. Yani bu iki küresel güç çatışmanın hâkim olduğu bir coğrafyada sınır komşumuz. Suriye güneybatısındaki Ürdün sınırı İsrail’in de emniyetini alacak şekilde ABD’nin, Suriye batısındaki Doğu Akdeniz’e açılan kıyı bölgeleri de Rusya’nın nüfuz alanı. Ancak bence ABD ile Rusya arasında hâlâ Suriye’nin kuzeyi konusunda bir uzlaşma yok. Rusya Suriye kuzeyinin tamamını kendi nüfuz bölgesi olarak görürken ABD’nin stratejik düşüncesinde Fırat nehri sınır. ABD’ye göre Fırat’ın doğusu ABD’nin, batısı ise Rusya’nın nüfuz bölgesi. Trump yönetiminin Obama döneminde şekillenen bu görüşü devam ettirme niyetinde olduğu görülüyor. İşte Suriye kuzeyinde çatışmanın, belirsizliğin ve kestirilemezliğin hâkim olduğu ABD-Rusya rekabetinde kimin kazanacağı Rakka’da belli olacak. ABD ve Rusya için Rakka ‘karar noktasını’ kontrol eden Suriye kuzeyinde (özellikle Fırat doğusunda) hâkimiyet kurar, Suriye kuzeyinde hâkim olan da Suriye’de ve hatta Türkiye-Irak-İran’da da söz sahibi olur gibi bakış var.
ABD ile Rusya’nın Suriye kuzeyindeki güç ve nüfuz mücadelesinin günün sonunda bir ‘çatışmaya’ mı yoksa uzlaşmaya mı evrileceği bence Ortadoğu’daki ABD-Rusya ilişkileri, hatta küresel düzeyde ABD ve Rusya ilişkilerinin de neye evrileceğini belirleyecek önemli dinamiklerden biri olacak. Bu iyi yönetebilirse aslında Ankara için büyük bir ‘fırsat’ ama yönetemezse de ‘çok büyük bir risk’ demek. Ne de olsa kasırgaya ne kadar yakınsanız o kadar risk alıyorsunuz. Bizse kasırganın en merkezindeyiz.
Suriye Kuzeyinde giderek ABD ile Rusya arasına sıkışan Türkiye
Ben giderek başta Kürt meselesi olmak üzere sorunları kendi içinde çözme becerisi zayıflamış Türkiye’nin Suriye kuzeyinde ABD ile Rusya arasındaki bu rekabetin önemli bir ‘nesnesi’ haline geldiğini görüyor ve endişe ediyorum.[1]
Ankara, bir yandan Trump yönetiminin Suriye’ye çok hızlı geri dönmesi ile Washington’la Suriye konusunda tekrar kurulmaya başlayan üst düzeyde işbirliği nedeni ile memnun. Diğer yandan Moskova’nın Washington ile Ankara arasında Suriye kuzeyi konusunda artan diplomatik hareketlilikten pek de memnun olmayacağı kesin. Ancak Ankara’nın özellikle Fırat’ın batısında Rusya ile sahada işbirliğini geliştirme çabalarına da devam ettiğini not edelim. Sputnik haber ajansındaki bir habere göre Astana görüşmelerinin arabulucusu olan Rusya, Türkiye ve İran'ın Suriye'de ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için bu ülkede üçlü bir görev gücü oluşturma kararı alınmış durumda, bunun ilk adımı olarak da Fırat batısında Türkiye ile Rusya’nın ortak bir ‘Ateşkes İzleme Gücü’ kurabilir.[2]
Yani Ankara bir yandan Washington’la önümüzdeki günlerde detayları netleşecek ve Suriye’de IŞİD’i nakavt etmesi beklenen Rakka operasyonu hakkında görüşürken diğer yandan Fırat batısındaki kazanımlarını garantiye almak için Moskova ile diplomatik ilişkilerinde kazandığı seviyeyi koruma çabasında. ABD ile Rusya arasındaki Suriye kuzeyinin kimin nüfuz bölgesi olacağı konusunda bir uzlaşma olmadan Türkiye’nin Suriye kuzeyinde hem ABD’yi hem de Rusya’yı aynı anda idare etmesi zor görünüyor. Belki de tam da bu nedenle Ankara son günlerde Washington’la yaklaşınca Moskova’da ‘Kürt kartını’ daha görünür oynamaya başladı. Suriye’deki siyasi geçiş sürecini üzere Rusya tarafından 15 Şubat’ta Moskova’da organize edilen ‘Bölgesel Kürt Konferansının’ zamanlaması manidar. Ayrıca bu konferansa sadece Suriye’den değil de Türkiye, Irak ve İran’dan da Kürt temsilcilerin katılması Rusya’nın Ortadoğu’daki Kürt perspektifinin BÖLGESEL olduğunun bir işareti. Diğer yandan Rusya’nın PYD yetkilileri ile Suriye anayasa yapımı konusunda sürdürdüğü yakın temas da Suriye kuzeyindeki ABD-Türkiye yakınlaşmasına bir cevap niteliğinde.
Bakalım Türkiye Suriye kuzeyinde ABD ve Rusya’nın ‘kesişen çıkarlarını’ ne kadar süre daha yönetebilecek? Ama Ankara’nın günün sonunda Suriye kuzeyinde ABD ile işbirliğini mi yoksa Rusya ile işbirliğini mi seçeceği aslında Ankara’nın basit bir dış politika tercihi olmayacak, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin çizeceği rotayı da belirleyen temel faktörlerden biri olacak.
ABD Rakka operasyonunda Türkiye’yi niçin bu kadar çok istiyor?
Bunun biri askeri diğeri demografik, sonuncusu da sembolik üç önemli nedeni var.
Askeri açıdan;
Rakka’nın aynen Musul gibi konvansiyonel bir cephe olacağı kesin. Yani IŞİD’in şu an Rakka’da bulunan 8-10 bin militanı aynen Musul ve Bab’ta yaptığı gibi Rakka’daki 200-220 bin sivilin arasına karışacak ve sivilleri içine saklanabilecekleri bir ‘insan arazisi(human terrain)’ olarak kullanacak. IŞID, Rakka’yı tüneller-anti tank füzel sistemleri (ATGMs)- zırhlı araçlarla intihar saldırıları- drone savaşları dörtlüsünün birleşiminden oluşan bir ölümcül bir savunma sistemi ile son nefesine kadar savunacakmış gibi görünüyor. İşte bu nedenle Rakka operasyonunda tank ve zırhlı araçlar ile topçu ve roket atışları ile sağlanacak ‘görmeyerek ateş desteği’ yaya piyade unsurlar için hava ve su gibi ihtiyaç. İşte ABD’nin bu zorlu operasyonun zırhlı desteğini ve görmeyerek ateş desteği kısmını sağlaması için Türkiye’ye çok ihtiyacı var. Aslında olası bir Rakka operasyonunda Türkiye’nin askeri desteği açısından 4 ihtimal karşımıza çıkıyor:
1. Türkiye’nin Rakka için sahada hiç askeri destek vermemesi:
ABD’yi kızdıracak ama Rusya’yı fazlasıyla mutlu edecek bu ihtimalde Türkiye Rakka’ya asker göndermez ama başta İncirlik olmak üzere Rakka’ya sağlanan lojistik desteğe yardımcı olması, ayrıca operasyon boyunca Fırat doğusundaki Kobane ve Cezire kantonlarına yönelik bir sınır ötesi harekat yapmayacağının taahhüdü gibi ‘dolaylı destek’ sağlar. Türkiye’nin Rakka’dan (ve dolayısı ile Suriye kuzeyinin yeniden inşasından) dışlandığını gösteren bu seçenekte Rakka’ya yönelik zırhlı birlik ve görmeyerek atış imkanını kimin sağlayacağı önem kazanıyor. Akla ilk gelen seçenek şu an Suriye ordusu. Ancak Suriye ordusunun Ocak ortasından beri Dayre zor’da zorluklar yaşadığını ve şehri ele geçirmede pek bir ilerleme kaydedemediğini not edelim. Zorda kalırlarsa ve anlaşabilirse ABD ve Rusya Rakka’ya doğrudan çatışmalara katılmayacak ve destekte kalacak zırhlı birlik ve topçu gönderebilirler.
2. Türkiye’nin Rakka operasyonuna ‘düşük profil’ katılması
Bu ihtimalde Türkiye’nin operasyona 250-300 civarında bir Özel Kuvvet unsuru ile katılması söz konusu olabilir. Bu seçenek gerçekleşirse Türkiye’nin Rakka’da olup bitenleri yakından izlemek istediğini ABD’nin de buna izin verdiğini gösterir. Yine bu seçenek gerçekleşirse Türkiye’nin Rakka ele geçirildikten sonra Rakka’nın tutulması ve inşasında rol alabileceğini varsayabiliriz.
3. Türkiye’nin Rakka operasyonuna ‘Yüksek Profil’ katılması
Bu ihtimalde Türkiye’nin Rakka operasyonuna Özel Kuvvetler yanında 1-2 zırhlı, 1-2 mekanize piyade tugayı ile 2-3 topçu ve 1-2 Çok Namlulu Roket Atar Taburu ile (yani toplamda 3-4 bin asker) katılması söz konusu olur. Bence ABD’nin ‘A’ planı olan bu seçenekte Türkiye’nin sahada PKK bağlantılı-YPG ile ‘BİRLEŞİK’ bir operasyona razı geldiğini gösterir. Suriye kuzeyinde bir Türkiye-PYD normalleşmesini zorunlu kılan bu seçenek ayrıca Türkiye’nin Rakka’nın ele geçirildikten sonra elde tutulması ve yeniden inşasında söz sahibi olmak istediğini anlamına gelir.
4. Türkiye’nin Rakka operasyonuna ‘çok yüksek profil’ katılması
Özel Kuvvetler, zırhlı ve topçu birliklerine ilaveten Türkiye’nin Rakka operasyonuna katılmak için 4-5 Komando taburunu da göndermesini (Böylece toplamda 7-8 bin askerle katılımı) içeren bu ihtimalde aslında operasyonu yapan Türkiye oluyor. Türkiye’nin YPG’nin operasyondan dışlanması karşılığında doğan piyade açığını Suriye’nin Demokratik Güçlerinin (SDG) Arap unsurları ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) unsurlarına ilaveten kendi komandoları ile kapatacağına ABD’yi ikna ettiği anlamına gelir. Bence ABD’nin ‘B’ planı tam da bu. Yani ABD ‘Madem Rakka’da YPG’yi istemiyorsun, biz de ÖSO’ya güvenmiyoruz. O zaman sen de Komandolarınla piyade açığını kapat’ diyor. Bu ihtimal gerçekleşirse Türkiye de kendisini çok ama çok terletecek bu fedakarlık karşılığında Rakka ve Suriye kuzeyinin geleceği konusunda azami söz sahibi olmaya çalışacaktır.
Ama burada şu son notu da düşelim. Bence Rakka operasyonu aynen Musul gibi aylar hatta 1-2 yıl sürebilecek bir operasyon olacak. Ve hem sahadaki ekonomik ve sosyal maliyetleri hem de masadaki diplomatik maliyetleri çok ağır olabilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle zannımca Ankara’nın Rakka kararı basit bir dış politika tercihinden daha fazlası anlamına gelebilir. Özellikle Rakka ve Suriye kuzeyi konusunda Ankara’nın günün sonunda Rusya ile mi yoksa ABD ile mi hareket edeceği Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yüzünü döneceği dünyayı ve stratejik kimliğini belirleyecek en temel parametrelerden olacak. Diğer yandan Mart’ta ve Nisan’da sık sık Rakka’nın adını duyacak ve yukarıdaki ihtimallere ilişkin bol bol haber ve yorum okuyacağız. Bu nedenle Rakka’nın artık Türkiye’nin kritik referandum sürecine de yapıştığını söylemek mümkün. Yani Ankara’nın Rakka tercihi, olası bir PYD normalleşmesinin olup olmayacağı ve günün sonunda Suriye kuzeyinde ABD ile mi yoksa Rusya ile mi İŞ TUTACAĞI iç siyaseti de derinden etkileyecek.
ABD ‘demografik’ nedenlerle de Türkiye’yi Rakka’da istiyor
ABD’nin Türkiye’yi Rakka’ya ısrarla dahil etmeye çalışılmasının ikinci nedeni ise demografik. 200-230 bin nüfuslu Rakka ‘nın neredeyse tamamına yakını Sünni Arap. Yine az da olsa Hristiyan azınlıklar olsa da Rakka içinde ve civarında yerleşik Kürt nüfus yok denecek kadar az. Rakka’da ABD’nin kalplerini ve beyinlerini kazanmak zorunda olduğu Sünni Arap aşiretlerin en önemli kaygısı ‘A’ planı gerçekleşir ve YPG operasyonda yer alırsa YPG’nin IŞID sonrası dönemde Rakka’da kalıp kalmayacağı. İşte ABD Rakka’daki bu Arap aşiretlerin ikna edilmesinde Türkiye’nin desteğine şiddetle ihtiyaç duyuyor.
ABD ‘Sembolik’ nedenlerle de Türkiye’yi Rakka’da istiyor
ABD’nin Rakka’da Türkiye’ye ihtiyaç duymasının son nedeni ise sembolik. 8. Yüzyılda Abbasi hilafetine başkentlik yapmış Rakka’ya yönelik operasyon Ortadoğu’daki ‘Sünni bilinçaltı’açısından çok önemli. Bu nedenle bu operasyonda sahada Sünni unsurların bulunması operasyonun bölgesel ve hatta küresel Sünni bilinçaltındaki meşruiyeti açısından çok önemli.
Şu an ABD ile Türkiye arasında Rakka operasyonu konusunda iki önemli sürtünme konusu bulunuyor.
Munbiç
Bunlardan ilki Fırat’ın hemen batısında ve Cerablus’un güneyindeki YPG kontrolündeki Munbiç. Ankara ABD’ye ‘Rakka’ya yardım ederim ama önce samimiyetinin göstergesi olarak bana Munbiç’i ver’ derken Washington ise ‘Önce bir Rakka’ya başlayalım. Rakka’daki commitment’ını ve sahadaki başarını göreyim. Sonra Munbiç’i konuşuruz’ diyor.
Operasyonun başlangıç noktası
Ankara ile Washington arasında diğer önemli sorun ise Rakka operasyonunun nereden başlayacağı.
ABD Fırat batısındaki Kobane kantonun zarar görmemesi için lojistik açıdan çok zor olmasına rağmen 180 km mesafedeki Al-Bab’tan Rakka’ya ilerlenmesinden yana. Ancak Türkiye’nin istediği Rakka’nın 80 km. kuzeyindeki Tel Abyad’dan bir cephe açmak.
Ancak bu cephe açılırsa bu Kobane kantonunun Türk tankları altında ezilmesi ve de facto olarak da Türkiye’nin Kobane’yi kontrol altına alması anlamına geliyor.
İşte Rakka operasyonu bu karmaşık ilişkiler ağı içerisinde şekilleniyor. Bu nedenle Rakka operasyonunun sevk ve idaresi Musul operasyonundan bile daha karmaşık olacak. Son olarak Ankara ve Washington’un Rakka konusundaki müzakerelerini Moskova, Şam ve Tahran dışında başka bir ‘başkentten’ de dikkatle takip edildiğini not edelim. Neresi mi? Tabi ki Rakka. Ha unutmadan: IŞİD’in Rakka’da ABD’ye karşı göstereceği direnç Türkiye’de ‘IŞİD’in ABD’nin derin aklının akıllı tasarımı’ olduğu konusundaki tezleri de iyi test etme imkanı verecek. Takipteyiz. Ama keşke Rakka’yı Türkiye’den değil de mesela Stokholm’den veya Montreal’dan takip edebilseydim. Çünkü bizimkisi ‘endişeli’ bir takip. Çünkü hepimiz kasırgaya yaklaşan geminin içindeyiz.
[1] Bu yazıda yazarın daha önce Al Monitor sitesinde yazdığı bazı yazılardan alıntılar mevcuttur.
[2] Lütfen bakınız: https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201702171027261448-sputnik-rusya-turkiye-iran-astana-belge-ulasti/ (erişim Şubat 19, 2017)
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.09.2021
9.09.2021
11.08.2021
5.04.2021
2.01.2021
16.03.2020
23.11.2019
31.08.2017
12.08.2017