Mücahit BİLİCİ
Taklidî İslam anlayışı her tarafından çatırdıyor. Bir atalar dini olarak tevarüs edilen ve baskı, korku ve muhafaza kaygılarının sarıp sarmaladığı bir din anlayışı bu. Çürüklüğünün ortaya çıkmasını engelleyen faktör, dinin bugüne kadar saldırıya uğruyor olması, dindarlarının mağdur olmasıydı. Gariban dindarların dini güzel olmalı, dindarlıkları fırsat olsa hayırlı olmalıydı. Ne var ki öyle olmak zorunda değilmiş. Olmadı. Saldırıya uğruyor diye korunan bazı şeyler aslında çoktan çürümüş, korunacak bir tarafı kalmamış şeyler olabilirmiş.
İnsanların ve fikirlerin kalitesini muhalefetteyken değil iktidardayken görebilirsiniz. Mağdur ve muhalif iken hak, hürriyet, adalet diyenlerin muktedir olunca menfaat, devlet, iktidar diye bayrak salladıklarını görebilirsiniz. Kemalizmde görünen bilumum çirkinliklerin o kadar da Kemalistlere özgü değil sıradan muktedirlik marazları olduğu ortaya çıktı ve çıkıyor.
Evet, son dönemde dindarların Müslüman olarak kaliteleri öyle bir ortaya çıktı ki dinin kendisi sorgulanmaya başlandı. Ortaya çıkan görüntü, o hiç beğenmediğimiz sözümona laik Kemalistlerin menfaatperestliğine nal toplatan, onların dünyeviliğine rahmet okutan cinsten.
Türkiye’de bir kısım İslamcılık ve envai çeşidiyle dinî cemaatler güç ve iktidar ile temasın yolaçtığıbüyük bir yangın yaşıyor. Adi birer menfaat örgütü/network’ü seviyesine çıkmış olmanın keyfiyle şimdi yerli ve milli bayrak sallama hâllerinde olsalar da kendi çocuklarının gözünde ikrah edilir bir hâldeler. Gençler ya İslam’dan kaçıyor ya da İslam’ın içinde geleneksel anlayıştan kaçıyor.
Belki farkında değiliz; AK Parti iktidarı Müslümanlıkta devrim yaptı. Dindarların mağduriyet, mazlumiyet sığınakları yerle bir oldu. Saraylandılar. Saltanata dönüşmekte zorlanmayan bir hilafet anlayışı haklı olarak dinin siyasi çıkarlar için nasıl kullanışlı bir alet olduğunu isteksiz gözlere bile gösterdi. Bugün dinin siyasetten ayrışması bir sorun olarak kendisini vicdanlara dayatırken, dinin kendisinin ne olduğu da sorgulanmaya başladı.
Sorgulamamak mümkün mü? Mesela IŞİD gerçeği. Sahi IŞİD nedir? IŞİD esasen bugün mahcup ve medeni Sünni İslam’ın hicapsız ve bedevi hâlinden başka birşey değildir. IŞİD’in yaptıklarının hepsinin küçük harfle “kitap”ta yeri var. Yaptıkları herşeye dinî gelenekten gerekli temeli buluyorlar. Çoğumuteber âlimlerimizin din anlayışından bir miktar eğitim seviyesi ve şehirliliği çıkarırsanız, çok rahat IŞİD’e varırsınız.
Bugün İslamcılık ve milliyetçi- mukaddesatçı ideolojinin evliliğinden neşet eden bir siyasi iktidarda tabir caizse din elden gidiyor. Geleneksel anlayışın hâkim olduğu din kültüründe bir inzibat sorunu yaşanıyor. Geleneksel ve sünnici İslam anlayışı değişik açılardan eleştiriliyor. En bariz formunu (eksiği ve gediğiyle) hadis eleştirisinde gördüğümüz bu yeni durum taklidî İslam anlayışının sürdürülemez hâle gelişini haber veriyor. Eskiden tek tük şahısların cesaret edebildiği ve hemencecik tekfir ve tehdit ile susturulmaya çalışıldığı eleştirel seslerden (Edip Yüksel örneği gibi) bu aralar çokça yeni ses duyuluyor. Yeni kuşak ilahiyatçılardan, inandığı dinde tutarlılık arayışını ezber kabullerle çatışma pahasına sürdüren genç bir nesile kadar pekçok noktadan İslam’ın yeni bir anlayışının doğum sancılarını görüyoruz.
Taklidî İslam’dan tahkikî İslam’a geçiş sancıları bunlar. Yani düşünmeden kabullenilen bir dinî gelenekten, dinin eleştirel bir nazardan geçirilerek kabul edildiği yeni bir anlayışa geçiş yaşanıyor. Birbirinden bağımsız oldukları hâlde çeşitli çevrelerde tezahür eden Qur’an-merkezli bir İslam anlayışı vurgusu ve hadis yahut mezhepler eleştirisi bu değişimin habercisidir. Bu yükselen eleştirel İslam dalgasını klasik selefilik etiketiyle paketleyip görmezden gelmek veya hafife almak büyük bir hata olacaktır. Zira bir zamanlar İslam evininin temellerinde Bediüzzaman’ın mesaisini teksif edip teşvik ettiği taklidî iman’dan tahkikî iman’a geçiş lüzumunun bir benzeri bugün evin genelinde yaşanıyor: Tahkikî bir İslam anlayışı ihtiyacı. Peki, tahkikî İslam nedir? Tahkikî İslam eleştirel bir İslam anlayışı demektir. İslam’ın demokratikleşmesi, yani havasstan avama inmesi, fosilleşmiş ulemanın tahakkümünden çıkıp vicdanların akıl terazisinde tek tek bireylere ve bugüne inmesidir. Evet, din elden gidiyor –eski esnafının elinden.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
6.09.2025
30.08.2025
12.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025