Murat AKSOY
Hükümetin,17 Aralık’la başlayan süreci kendisine yönelik bir ‘darbe girişimi’ olarak okuyup; buna karşı attığı her siyasi adım ne yazık ki, Türkiye demokrasisine mevzi kaybettirip siyasal alanı daraltıyor. Emniyetteki yer değişiklerinden hakim savcıların görevden alınmalarına, HSYK’nın Adalet Bakanlığı’na bağlayan yasadan internete gelen sansüre hiçbir girişim Türkiye’yi demokratikleştirmiyor. Son olarak Meclis’e sevk edilen MİT yasasının demokratik bir hukuk devletindeki yerini açıklamak için başka bir demokrasi tanımı yapmak zorundayız.
Arap uyanışı MİT'i de vurdu
Meclis’te tartışılan MİT yasası ile ilgili tartışmalar, hükümetin MİT’e biçtiği yeni misyonun ipuçlarını veriyor. AK Parti’nin askeri vesayeti geriletmesi ile birlikte MİT öne çıkan bir kurum oldu. 2007 ile birlikte MİT’te hedeflenen yeni misyon, kurumun sadece ülke içinde değil ülke dışında da güçlü olması oldu. Bu Türkiye’nin bölgede etkili bir aktör olma hedefine uyumlu bir tercihti. Bu süreçte MİT’in başta bütçesi olmak ciddi bir büyüme yaşadı.
Doğal olarak hedef de oldu. Bu süreçte 7 Şubat krizi, hükümet politikasını icra eden kurumun başkanına açılan bir soruşturma olarak sadece MİT Müsteşarını değil Başbakan’ı da hedef aldı.
MİT ne yazık ki, kendisine biçilen misyona uygun esnekliği gösteremedi. Arap uyanışı sonrası bölgede yaşanan gelişmelerle bu misyon ne yazık ki sekteye uğradı. Arap uyanışının Suriye’de başarısız olması, Türk dış politikasına ilk darbeyi vurdu. 2013’de Gezi sürecinde yaşananlarla aynı günlerde Mısır’da başlayan protestolar sonucunda 3 Temmuz’da seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın darbe ile tutuklaması; Türkiye’nin bölgede etkili ve lider ülke hedefinin de sonu oldu. Bu aynı zamanda MİT’e biçilen yeni misyonun da darbe almasına yol açtı.
Gezi süreci ve Mısır’daki darbe, AK Parti’nin hızla içe kapanmasına ve dinsel sembollerin ve dilin yoğun biçimde kullanıldığı ve hedefinde tabanı din üzerinden konsolide etmek olan bir süreç başladı.
17 Aralık'tan sonra MİT'e biçilen rol
Meclis’te tartışılan yasadan anlaşılan o ki, hükümet MİT’e yeni bir misyon biçiyor. Bu yeni misyonun ise 17 Aralık’tan sonra oluştuğuna kuşku yok.
Var olan yetkileri daha da genişletilen, özel hayatı neredeyse hiçbir yasal gerekçe olmadan izleyebilen, istediği her operasyonu yapabilen, yaptıkları ile ilgili olarak hesap sorulamayan bir kuruma dönüşüyor MİT. Bu haliyle MİT, sadece istihbarat örgütü değil, yürütmenin özel bir kurumuna dönüşmüş oluyor. MİT artık devletin değil, hükümetin istihbarat örgütüdür.
Hedef gerçekten MİT’in sürdürdüğü İmralı görüşmelerini yasal bir zemin sağlamaksa; kuruma bu kadar yetki verilmesi açıklanmaya muhtaçtır. Aslında MİT’le ilgi önerilerin yasa tasarısı olarak değil de teklif olarak gelmesi, görüşmelerde yasaya imza atanların teklif için kendilerine “iletilen” metne “devletin ali menfaatleri için imza attık” ifadeleri yeterince düşündürücüdür. Bu yeni dönemde MİT’in esas işlevi dışarıdaki rutin işler dışında içerde olacak görünüyor.
Devletçiliğin dayanılmaz gücü
Gezi’de başlayan söylem ve 17 Aralık’ta eyleme dönen siyasal tasarruflar ne yazık ki demokratik alanı genişleten değil daraltan adımlardır. Bu süreç yeni bir devlet inşasıdır. Bu adımların her biri, yıllardır şikayet ettiğimiz ‘devlet’i daha güçlü biçimde siyasal sistemin merkezine oturtacak adımlardır. Kısaca bu adımlar bizzat AK Parti’nin devletleşmesidir.
AK Parti bu adımlarla toplumun sahipleneceği bir devleti değil kendi devletini inşa ediyor. Bunu, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, azınlık haklarının korunması, laiklik temelinde değil sahip olduğu kültürel kimliği temel alan, temel referansı çoğulculuk değil çoğunlukçuluk olan dinsel bir yorumun kamusallaştırıldığı bir zemin üzerine inşa ediyor.
Bu yönüyle AK Parti’nin “devlet”i, Kemalizm’in devletinden farklı değildir. Devletin sahip olduğu imkanlarla yaratılan “rant”ı, kendi siyasal meşruiyetini sürdürmesine katkı sunan“grup/lar/a, topluluk/lara/a dağıtma” işlevi bugün de devam etmesi istenmektedir. Bu yaklaşım özünde "devlet iyiydi ama bugüne kadar yöneticiler yanlış insanlardı. Biz bu devleti yönetecek doğru insanlarız" mantığına dayanmaktadır. Kısaca devlet laikçi Kemalistlerden İslamcı Kemalistlere geçiyor.
Güçlü devlet suç üretir
İddia ettiği gibi tüm yapılanlar paralel devletle mücadele etme amacından çok; çevresine bir koruma zırhı örme uğruna temel hak ve özgürlüleri kısıtlanarak olağanüstü hal ilan ediyor. AK Parti giderek yalnızlaşıyor ve bu yalnızlığını dinsel söylem üzerinden konsolide etmeye çalışıyor. Bu çaba belki seçimi kazanmasını, oyunu korumasına yetebilir. Ama Türkiye’yi zihnen bölünmesini engellemeye yeter mi emin değilim.
Bu yazı bittikten sonra önce 7 bin kişinin dinlendiği haberi geldi. Akşam saatlerinde de Başbakan Erdoğan ve oğlu arasında geçtiği iddia edilen bir konuşma düştü internete. Devletin bu kadar güçlü olduğu yerde “gizlilik” kaçınılmaz olarak suç üretir. Bunun önlemenin yolu yine demokrasi ve şeffaflıktır.
twitter: @murataksoy
http://t24.com.tr/yazi/demokratiklesmenin-yerini-islami-kemalizm-mi-aliyor/8621
Yazarlar
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018