Murat AKSOY
Cumhurbaşkanı Erdoğan göreve başladığı 30 Ağustos 2014’den bu yana, ettiği yemine uygun olarak tüm Türkiye’nin yani yüzde 100’ün Cumhurbaşkanı olmayı değil sadece oy aldığu yüzde 52’nin yani AKP’lilerin Cumhurbaşkanı olmayı tercih etti.
Seçildiği günden bu yana tüm tasarruflarında tarafsız değil partili cumhurbaşkanı olarak davrandı. Böyle davranmayı bilinçli olarak tercih etti.
Son dönemde bu durumu ne kendisi ne de AKP saklama gereği duymadan açık açık ifade edilmeye başlandı.
Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakmaya zorlanması, AKP olağanüstü kongresine okunan Erdoğan mesajının içeriği ve salonda kendisine gösterilen bağlılık bunun açık bir ifadeleri.
Nitekim yeni Başbakan Binali Yıldırım, ilk işlerinin Erdoğan’ı Başkan yapmak olduğunu açıkça ifade etti. Bu gerçekleşene kadar ise fiili olarak uygulanan partili cumhurbaşkanlığını yasal hale getirecek bir anayasa değişikliği paketini Meclis’e sunacaklarını parti kurmayları açıkladı.
Elbette fiili olarak uygulanan partili cumhurbaşkanlığının yasal hale gelmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yetmeyeceği açık.
Yüksek yargı AYM farkı
Fiili partili cumhurbaşkanlığının etki alanının genişlemesinin önemli bir adımını geçtiğimiz günlerde yaşadık.
Yüksek yargı organları (Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay) başkanları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önce Rize ardından da Kırşehir’deki programlara katılarak bir ilki gerçekleştirdiler.
Fiili olarak partili cumhurbaşkanının siyasal faailiyeti şeklinde geçen bu iki programa da yüksek yargı organları başkanlarının katılması; yüksek yargının da partili hale gelmesinde önemli bir ilk adımdır.
Belli ki Erdoğan Başkan olana kadar partili yargı istemektedir. Ancak asıl ilginç olan ise yüksek yargının buna bu kadar istekle icabet etmesidir.
Nitekim bu törenlere katılan Yargıtay Başkanı’nın kendini savunurken Erdoğan için “Cumhurbaşkanı” değil de “Devlet Başkanı” sıfatını ısrarla kullanması önemlidir.
Yeri gelmişken burada önemli bir ayrıntıyı not etmekte fayda var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurt gezileri programlarına davet edilmesine rağmen Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkan'ı katılmazken Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanları neden bu kadar arzulu katıldılar bu programlara?
Yüksek Yargı Başkanlarının bu arzularının arkasında hukuk, adaletten çok sahip oldukları konumları koruma hedefi olabilir mi?
Nasıl mı?
Cumhurbaşknı Erdoğan’ın davetlerine davet edildiği halde katılmayan AYM’nın üye yapısı ve üyelerin görev süresi belirlenmesi Anayasa ile olurken Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’ınki kanunla yani Meclis'teki aritmetiğe göre belirlenmektedir.
Özellikle 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarından sonra AKP’nin HSYK’nın yapısı başta olmak üzere yargı alanında yaptığı değişiklerle; yargı fiili olarak AKP’ye ve Cumhurbaşkanına bağlanmıştır.
Buna bir de Yargıtay ve Danıştay’a yeni üyelerin AKP denetiminde olan HSYK tarafından atanması yönünde hazırlanmakta olan yeni bir tasarıyı eklerseniz tablo netleşecektir.
Yani yargı bu yönüyle uzunca bir süredir partilidir. Geçtiğimiz hafta yüksek yargı başkanlarının, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlerine katılmaları malumun ilanı olmuştur.
Cübbelerinizi çıkarıp gelin
Yakın zamana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan, beğenmediği yargı kararlarını“siyasi” bulup, kararı veren hakimlere “cübbelerinizi çıkarıp siyasete gelin” daveti yapıyordu.
Rize ve Kırşehir’de gördük ki, Erdoğan cüppesini çıkarıp siyaset yapan hakimleri değil cüppesiyle Erdoğan ve AKP siyaseti yapan hakimler istiyormuş.
Bugün aynı çağrıyı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi gezilerine cübbeleriyle çıkan Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanı için yapıyor.
Ki haklı.
Son olarak bu tabloyu daha da ağırlaştıran açıklamalar Hükümet Sözcü’sü Numan Kurtulmuş’tan geldi. Gelenek olduğu üzere yaptığı açıklamanın doğru olmadığını açıklasa da bilinç altıda bu olduğu gerçek. Ne demişti Kurtulmuş; “Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı kurum ve kuruluşları da nihayetinde Cumhurbaşkanı makamına bağlıdır.”
Eğer öyleyse partili cumhurbaşkalığı anayasa değişikliği paketine Anayasa’nın 138. Maddesi -“Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.” - eklemeyi unutmayın.
MURAT AKSOY / HABERDAR
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018