Murat AKSOY
Kamuoyunda şike yasası olarak bilinen ve 14 Nisan'da yürürlüğe giren Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da 12 Haziran'da yenilenen yeni Meclis, ceza süreleri kısaltma ve bu tür suçları "özel yetkili" mahkemelerden alarak "normal" mahkemelerine devredilmesi konusunda düzenleme yaptı.
Yeniden düzenlenen yasada "şike ve teşvik primi alanında" işlenen suçlar için getirilen "beş yıldan on iki yıla kadar" hapis cezası "bir yıldan üç yıla kadar" indirildi.
Aynı değişiklikte daha önceden sadece "spor kulübünün yönetim kurulu başkan ve üyeleri" şike suçlarından sorumlu tutulurken; bu sorumluluk menajerlere kadar genişletilmiştir. Son olarak yeni yasada, indirilen cezaların paraya çevrilemeyeceği ve ertelenemeyeceği hükmü getirilmiştir.
Görüldüğü gibi iki değişiklik arasında olumlu/olumsuz olarak algılanabilecek düzenlemeler söz konusudur.
14 Nisan'da yürürlüğe giren yasaya ilgi göstermeyenler bu dönemde yasanın değişmemesi için adeta bir kampanya yürüttüler.
Bu düzenlemenin bu kadar tartışılmasını ve tüm Türkiye gündemini meşgul etmesini neye bağlamalıyız?
Neden bu yasa düzenlemesi etrafında bu kadar sert bir fırtına estiriliyor?
Bu değişikliğin Ergenekon ve Balyoz için emsal teşkil etmeyeceği, üstelik AK Parti'nin de bu davalar konusundaki tutumları açıkken, neden bu geniş savunma hattı?
Tek başına Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe mi?
Her zaman aslolanın siyaset olduğunu düşünen birisi olarak, 12 Haziran'da yenilenen Meclis'in daha önce yapılmış olan bir kanunu değiştirme hakkının olduğunu düşünüyorum. Şike yasasında da, başörtüsü düzenlemesinde de.
Yapılan düzenlemeyi eleştirmek başka, siyasi iradeye karşı olmak ve düzenlemeyi politik amaçlar için manipüle etmek başka bir şeydir. Bugün şike yasasının değişmesine karşı olanlar değişikliğe itiraz etmiyorlar. Yaptıkları, yasa üzerinden siyasi pozisyon almaktır. Üstelik bunu açık değil, gizli yapıyorlar. Bu tartışmanın gösterdiği şudur; birileri siyaseti dizayn etmek istiyor. Ve bu yasayı bir tür gövde gösterisi aracına dönüştürdüler.
Ancak bunu yapanların unuttukları bir şey var; siyaset, siyasetin gücü. İşte o siyasi güç, kendini Meclis'te ortaya koydu.
YASA DEĞİL ZİHNİYET DEĞİŞMELİ
Yeni düzenlemenin eleştirilmesinde öne çıkan ceza sürelerinin kısaltılması ve bu tür davaların özel yetkili değil de normal mahkemelerde görülecek olması; şike ve teşvikin önlenmesine engel mi? Yapılan değişiklik ile şike ve teşvik suç olmaktan çıktı mı?
Hayır.
Ortada suç varsa ve bu yargıya intikal etmişse esas olan mahkemelerin kararıdır.
Sanki yasa değiştiği için şike ve teşvik suç olmaktan çıkarılıyormuş gibi bir hava yaratmak elbette ki ahlaki değil.
Değil çünkü şike ve teşviki tek başına yasa ile önlemek mümkün değildir.
Şike yasasının değişmesine karşı olanlar nedense futbolun içinde olduğu kirliliğin temizlenmesi için yeni bir şey önemiyorlar. Onlara göre iddianamesi kabul edilen dava ile suçlular cezalandırılacak ve futbol temizlenmiş olacak.
Oysa futbolu değiştirecek olan tek başına yasa değil daha derindeki "futbol kültürü"dür. Kültür değişmediği sürece isimler farklı olsa da aynı çark dönmeye devam edecek. Önemli olan bu çarkın kırılmasıdır.
Yasadışı para kaynaklarının kurutulması bu çarkın dönmesini zorlaştıracaktır ama futbol kültürünü değiştirecek olan sıradan futbol izleyicisinin, futbolcuların futbol yönetimin içine girmesidir. Bu aynı zamanda futbolun da demokratikleşmesidir.
1990'ların sonundan itibaren Futbol, eski Türkiye suç örgütü olan Ergenekon artıklarının arka bahçesi oldu. Futbol elbette bu karanlık ilişkilerden temislenmelidir ama bunu yapacak olan tek başına yasa değildir. Kültürü değiştirmeden, futbolu temizleyemeyiz.
TARAFTARIN KÜÇÜMSENEN GÜCÜ
Şike operasyonun başladığı günlerde Fenerbahça Teknik Direktörü Aykut Kocaman güzel bir açıklama yaptı. Aykut; "Daha önce de söyledim, Türk futbolu her alanda çökmeli ve yeniden inşa edilmelidir. Yapısı itibariyle futbolumuz yanlış zemindedir. Bunu son olaylarla bağdaştırarak söylemiyorum. Yanlış anlaşılmasın. Büyük Türk futboluna baktığınız zaman zemin hakikaten bataklık".
Gerçekten Türkiye'de futbol bataklık ama bunun sorumlusu tek başına sistemi ele geçirenler değil. Onlar kadar suçlu olan bizleriz yani taraftarlar.Artık çok açık ki, futbol, kulüp yöneticilerine bırakılmayacak kadar önemlidir.
Tek bir yasa ile futbolun temizleneceğini sanmak, yeni anayasanın Türkiye'nin bütün meselelerini çözmesini beklemek gibi birşey. Oysa futbolu da, Türkiye'yi de değiştirecek olan zihniyetin değişmesidir.
Fenerbahçe'yi ve futbolu sadece özel alanlarımızda saatlerce konuşarak ya da mail atarak değil bizatihi sistemin değişmesi için kamusallaşarak katkıda bulunabiliriz.
Unutmayalım futbolu demokratikleştirecek olan yasalar değil taraftarlardır.
Ve yasanın değişmesine karşı çıkanlar ne yazık ki, bu gizli gücü farkedemediler.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Vahit Kanig
Bedelli askerlikten elde edilen gelirin Terörle Mücadelede şehit düşmüş Kamu Görevlilerinin Ailelerine harcanması lazım.