Murat BELGE
Sosyalist ve komünist partiler, yirminci yüzyılın büyük bir kısmında, Sovyetler Birliği deneyimini kendi gelecek tasarımlarının merkezine oturttular. İktidarda olmayı başaranlar bunları hemen uygulamaya koydu. Başaramayanlar ise başardıklarında yapacakları işin bu olduğunu ilân ettiler.
Şimdi bunları kimse vaat etmez (vaat edenler gene olabilir, ama kimseyi ikna edemezler). Bir deneyim yaşanmış ve beklenen sonucu vermediği ayan beyan ortaya çıkmışsa, aynı deneyime bir kere daha kalkışmaya kimseyi ikna edemezsiniz. Ama belki bundan daha önemlisi, geçen bütün bu süre içinde dünyanın da yığınla değişimden geçmesidir. “Mülksüzleştirenler mülksüzleştirilmelidir” sloganının güvenle söylendiği çağdaki mülkiyet durumuyla şimdiki aynı mı?
Benim düşünebildiğim “sosyalizm programı” mülkiyetin toplumsallaştırılmasından önce “karar mekanizmalarının toplumsallaştırılması”nın mekanizmalarını kurmaya yönelir. Burada “toplumsallaştırma”dan kastım, “çalışan” kesimin yapılan işle ilgili kararlarda giderek daha fazla söz sahibi olmasını sağlamak. Bunun çok yetersiz bir deneyimi eski Yugoslavya’da yaşanmıştı. Bugün o deneyimden “nasıl yapmalı?” diye yararlanmak mümkün değil; ancak, “nasıl yapmamalı?” diye bakarak ders çıkarılabilir. Ama o deneyimin orada uğradığı başarısızlık, deneyimin amaçladığı şeyden, yani bir işte çalışan insanın kendi işi üzerinde daha fazla karara katılması hedefinden vazgeçmemizi gerektirmiyor.
Sosyo-politik süreçlerde gittikçe daha sık başvurduğumuz bir ayrım “yukarıdan aşağıya/ aşağıdan yukarıya” ayrımı oldu. Otomatikman, bir “devrim”in “aşağıdan yukarıya” bir olay olduğunu düşünüyoruz. Bu, politik olayın kendisi için büyük ölçüde geçerlidir elbette. Ama başarılı bir devrim kendi hukukunu gerçekleştirmeye başladığında, onun bu uygulamalarının “aşağıdan yukarıya” yönünü devam ettireceğinin bir garantisi yoktur. Zaten bütün Sovyet deneyimi olmadığının kanıtı olarak incelenebilir.
Sosyo-politik süreçlerde “sindirme” olgusu önemlidir. Sosyalist önderler ya da aydınlar ya da bilim adamları ya da teknokratlar x veya y’nin kitleler için iyi olduğuna karar verebilirler, zaten sık sık vermişlerdir. Ama x veya y’nin iyi olduğuna kitleler kendileri karar vermemişlerse, karar vermek bir yana, bunun niçin iyi olduğunu anlamamışlarsa, bunlara dayanacak bir uygulama da “yukarıdan aşağıya” dediğimiz uygulamalardan farklı bir karakter edinemez.
Onun için, yaşanan olguları “sindirme”ye zaman ve imkân hazırlayan evrim önemlidir. “Sovyet deneyimi” dediğimiz o karmaşık süreç boyunca dümeni ellerinde tutanların zihninde böyle bir nosyon yoktu; daha doğrusu, olduğu kadarıyla, “evrim” kavramı kötü bir şeydi. “Özel mülkiyet yasak edilmiştir” diye bir fermanla ortaya çıkınca bir sabah vakti, akşam olana kadar bütün toplumun niçin yasak edildiğini, bunun niçin iyi olduğunu, şimdi nasıl davranmak, ne yapmak gerektiğini anlayacaklarını düşünüyorlardı. Altyapı üstyapıyı belirlediğine göre, başka türlü düşünmenin gereği de yoktu.
Marx’ın “proletarya diktatörlüğü” (“proletarya adına diktatörlük” dememişti) ilân ederek ve mülk sahiplerini mülksüzleştirerek kestirmeden varacağına inandığı o “hedef”, bugün öyle kolay varılır bir yer gibi görünmüyor. Ayrıca, koşullar değişmiş: mülkiyet ile bilgi ilişkisi, 2012 yılında, 1848’de göründüğü gibi görünmüyor. Bugün “mülkiyet”ten çok, “bilgi” hegemonik. Onun için, “yönetime katılım”ın sindirilerek uygulanması ve sindirildikçe genişlemesi, yaygınlaşması, sosyalizmi çok daha yakından ilgilendiren bir proje.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025