Murat Sevinç
Muhalif yurttaş kesimleri umutsuzluk yaşıyor. Alışılagelen her şey ters yüz oldu. Kendilerine, olup biten ne varsa tersini söyleyen bir iktidarla karşı karşıyalar ve durmaksızın horlanmaktan yorgun düşmüş haldeler. Ayakta kalma çabası içinde, başka bir dünyanın mümkün olduğunu hissetseler de buna kafa yoracak halleri yok. Hali olanların da, niyeti.
Ancak genellikle etliye sütlüye pek karışmama yanlısı olup tepkisini sandıkta gösteren mutedil muhalif kesim, önceki dönemlerden farklı bir iktidar tavrıyla karşı karşıya bu kez ve bu yenilik, onları da dönüştürüyor gibi.
Bizimki gibi az gelişmiş demokraside ortalama bir muhalif (iktidar seçmeni olmayan), ekonomi iyi gittiği sürece hükümetin uygulamalarıyla ve onların anti-demokratik sonuçlarıyla pek ilgilenmiyor. Çünkü az gelişmiş demokrasi, aynı zamanda ‘yurttaş olamamış yığınlar’ demek. Yurttaşlık aidiyetinden habersiz biri, kendi çıkarı zedelenmediği sürece dönüp kimin canının yandığına bakmaz. Adalet, hukuk, demokrasi gibi ‘soyut’ kavramların bir değeri yoktur.
Hal böyleyken söz konusu ‘soyut’ kavramların, fırında satılan ekmeğin niteliğini dahi belirlediğini anlatmak gerekir; ancak aynı az gelişmişlik, anlatma potansiyeline sahip muhalif parti ve grupların kumaşını da dokuduğu için, böyle bir şey mümkün olamıyor.
Maddi sıkıntı çekmediği sürece dünya batsa umursamayacak, halihazırdaki iktidarın uygulamalarından ‘hazzetmeyen,’ fakat sinir bozukluğu dışında somut bir zarar görmemiş kesimler, belki de ilk kez iktidarın uygulamaları ve söyleminden bu ölçüde yoğun etkileniyor.
O etkinin önemli nedenlerinden biri hiç kuşkusuz yönetenlerin dili ve hali tavrı. Bu kadar aşağılanmak, milyonlarca insanın her Allah’ın günü hakaret işitmesi, bugüne kadarki iktidarların (ve dalkavukların) akıl edemediği bir yöntemdi, siyasal İslamcılara kısmet oldu! Gel gör ki, tanıklıktan yorgun düştüğümüz bu akıl almaz üslup, o umursamaz milyonları da daha politik bireyler haline dönüştürmeye başladı.
Örneğin, iktidarın anlamadığı (aslında muhalefetin de tam manasıyla anlamadığı!) ve anlama ihtimali olmayan Gezi eylemleri, başkaca şeylerin yanında, söz konusu üsluba duyulan büyük tepkinin de dışa vurulmasıydı. Hiçbir insan topluluğu gece gündüz horlanmaya tahammül edemez kuşkusuz.
15 Temmuz sonrası giderek yaygınlaşan ‘terörist’ ithamları da benzer bir etki yaratıyor belli ki. Bir süre öncesine dek Türkiye’nin normali, sosyalistlerin ve Kürtler’in terörist olmasıydı! Fakat ilk kez ortalama muhalif, insan zekasını yok sayan biçimde bu ithamla karşılaşıyor. Pazarda domates satandan, bir muhalefet partisine oy veren sıradan seçmene; ekonomik gelişmeleri yorumlayan muhalif iktisatçıdan, kazancını dövize yatıran yurttaşa dek, her an, herhangi bir iktidar yandaşı, siyasetçisi ya da yazarı tarafından terörist ilan edilmek mümkün.
Hal böyleyken, artık ‘tuzu kuru’ tabiriyle tanımlanan kesimler de, yavaş yavaş tedirginlik duymaya ve sıranın kendilerine de gelme ihtimalinden ürkmeye başladılar.
Tedirginliğin yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde, muhaliflerin aradığı çıkış yollarından biri, yeni lider arayışı oluyor. Nitekim 2001 krizinin yaşandığı dönemde de Türkiye ahalisi peşinden gidecek birilerini arayıp bulmuştu! Tarihte örneği çok bu durumun. Günümüz muhalifi de yeni ‘lider (ler)’ özlemi içinde. Kiminle konuşsanız, oy verdikleri partilerin genel başkan ve yönetimlerinden rahatsız ve gerçek bir muhalif ‘lider’ olmayışından şikâyetçi.
Oysa aynı insanlar, ‘Gezi’ günlerinde heyecanlanmış ve park forumlarına tanık olmuştu. Gezi’nin en önemli özelliği ve hoşluğu ‘lidersiz’ oluşuydu. Hâkim bir parti, örgüt, sendika vs. yoktu ortada, olmadı, olamadı. Yatay ilişkiler, hiyerarşiyi dışlayan ağlar kurulmasını sağladı. Milyonlarca yurttaş, belki de ilk kez yurttaş olduklarının bilincine vararak bir araya gelip parklarda oturdu, konuştu, dertleşti ve sohbet etti. Gezi forumları, geleceğin yönetim biçimlerinin heyecan verici bir fragmanı, ânıydı.
Nitekim sonrasında pek çok şehirde irili ufaklı yurttaş meclisleri toplanıp sevgili Ulaş Bayraktar’ın sözcükleriyle ‘hemhal’ ve ‘hemdert’ olmaya başladı.
Peki bu durumda, bu denli gelişmiş ve gelişmekte olan iletişim teknolojisiyle yüz yüzeyken, dünya hızla değişiyorken, bilişim devrimi aklı almaz bir dönüşüme yol açıyorken, neden yeni ‘liderler’ aranır?
Neden eşitlikçi ilişki biçimleri, hiyerarşinin olmadığı ortaklaşa idare gibi çok daha insani yollar varken, bizi peşinden sürükleme hevesiyle yanıp tutuşan yeni bir lidere, liderlere ihtiyacımız olsun?
Toplumsal ve siyasal kültür, yerleşik alışkanlıklar o kadar kolay ve hızlı değişmez kuşkusuz. Ancak eninde sonunda dönüşür. Zihinlerimizin bunu kabul edip uyum sağlaması kolay değil. Buna mukabil, yerleşik tüm alışkanlıklarımız bize işlevsiz görünecek bir zaman sonra.
Benim, yüzlerce yıl önceki siyasal-toplumsal ilişkilerin sonucu olan temsil ilişkilerine, o ilişkilerin sonucu olan temsilcilere ve liderlere ihtiyacım yok. Sizin de yok. İnanın yok!
Milletvekilleri olmadan ve yeni liderler bulmadan yaşayabilir, nefes alabilir ve yaşamımızın yönüne kendimiz karar verebiliriz. Hiyerarşiyi reddedebiliriz. Varılan gelişmişlik düzeyinin bize sunduğu olanaklar, bu tercihleri yapmamızı mümkün kılıyor.
Yeni liderler aramak yerine, lidersiz ve eşitlikçi yaşam imkânları üzerinde kafa yormakta büyük yarar var. Halihazırda pek çok yurttaşa çocuksu ve gülünç görünecek bu tarz öneriler, bir süre sonra günlük yaşamlarımızın ve siyasetin ana ilkeleri haline gelecek.
Sahip olacağımız her şey, hayal ettiklerimiz ve o hayalleri gerçekleştirmek için harcadığımız emek kadar olacak. Ne az ne çok…
Bir not: YÖK Başkanı, belli ki sorumluluktan kurtulma isteğinin sonucu olarak, buna mukabil tümüyle haklı bir biçimde, üniversitedeki tasfiyeyi ‘üniversite idarecilerinin’ yaptığını söylemiş. E biliyoruz zaten! Nesi sürpriz bunun, ilk günden bugüne aynı şeyi tekrar ediyoruz ya! O listeleri hazırlayanları, fakülte ve kampüslerdeki işbirlikçilerini, kimin kiminle hangi konuşmaları yaptığını, söylenen yalanları, diğer rektörleri arayıp “Yalnız kaldım, siz de atın” diyerek ısrar eden haysiyetsizleri vs. biliyoruz. Bu yüzden, yaklaşık üç yıl önceki bir yazımda, dönemin gereğinden fazla heyecanlı üniversite yöneticilerine, her gün Google’a girip en az bir kez ‘savcı Zekeriya Öz’ün fotoğrafına bakmalarını önermiştim. AYM’nin geçen ay verdiği (OHAL dönemi idarecilerinin cezai sorumluluğuna dair) ‘yorumlu ret’ kararının ardından, yargının kendisini daha serbest hissedeceği devrin gelmesini bekliyoruz yalnızca. Sabırla. Sabırla. Tahayyül dahi edemeyecekleri bir, sabırla.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025