Mustafa ARMAGAN
Ders kitaplarımızdan aşinası olduğum farklı bir heykeldi o. Kartal gibi açılmış kollarıyla ayağının altına aldığı düşmanı hınçla eziyordu. Zamanla estetik bakış yerini tarihçi bakışına bıraktı ve fark ettim ki, heykeldeki iki erkek figürü de çırılçıplaktı.
Son öğrendiğim bilgi ise gözümdeki perdeyi iyice kaldırdı. Meğer bu çıplak heykelin ayakları altında gerçekte düşman değil, Allah’a adanmış bir caminin ruhaniyeti inliyormuş. Bir başka deyişle heykelin yerinde yaklaşık 500 yıllık sapasağlam tarihî bir cami vardı ve 1933 yılına gelinceye kadar ayaktaydı.
80 yıl önce ahşap tavanlı Anadolu camisi çatır çatır sökülmüş, Afyon kalesiyle asırlardır yarenlik etmiş olan sülün gibi minaresi hoyratça yerle bir edilmiş, bu da yetmezmiş gibi etrafındaki Osmanlı mahallesi yok edilmişti.
Ne için yapıldı bütün bunlar peki?
Halk arasında Paşa Camii diye anılan Umur Bey Camii Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’e on binlerce lira karşılığı döviz ödenerek yaptırılan ve “ucube” sıfatını fazlasıyla hak eden kaba saba bir heykele kurban edilmişti.
O Umur Bey ki, güzel insandı; Bursa’daki şirin külliyesinde vakfiyelerini olur da kaybolur diye tamamını mermere işletecek kadar hassasiyet sahibi bir ilim ve devlet adamımızdı.
Derken gazetelerde manşetten bir haber:
“Afyon’daki zafer abidesi dün büyük merasimle açıldı. Başvekil mühim bir nutuk söyledi. Milletin asırlar süren ıstırabı burada durdu.” (Cumhuriyet, 25 Mart 1936.)
Afyon Umurbey Camii halk çalışmayı reddettiği için askerlere böyle yıktırılmıştı. Yıl: 1933
Tören oldukça renkli geçmiş olmalı. Başvekil İsmet İnönü heyecanlı bir konuşma yapmış. Oysa nutuk attığı yerin altında bir cami can çekişmekteydi. Afyon’un merkezindeki bu yapı, Milli Mücadele’nin en acılı günlerinde dertli gönüllere sığınak olmuş, avlusuna topladığı müminlerin ruhlarını düşmana karşı kılıç gibi bilemiş, beş vakit okunan ezanlarla garip sineleri yıkamıştı.
İşte şimdi bir hükümet başkanı vakıf bir eserin yıkıntısı üzerinde coğrafyaya da, tarihe de, kültüre de, değerlere de yabancı ve zıt bir abidenin kurdelesini kesiyordu.
O mutlak iktidar günlerinin sarhoşluğuyla mıdır bilinmez, İnönü, Tek Parti devrinden sonra bu coşkulu anını unutur görünmüş, 1965 yılında Süleyman Demirel’in “Camileri yıktınız” eleştirisine “Hayır, hiçbir camiyi yıkmadık” şeklinde inkâr yoluna sapmıştı. Eh, kan çeker derler, Kılıçdaroğlu da öyle yapmıyor mu?
Şimdi Afyon’daki Paşa Camii’nin yıkılış hikâyesine gelelim.
İstanbul’un fethinden 2 yıl sonra, 1455’te son şeklini alan cami, Beylikler dönemi eseri olup Anadolu’daki ahşap çatılı ve direkli camilerdendi ve aslında hamamı, kervansarayı, medresesi vs. de olan bir külliyenin merkezinde yer alıyordu. Ne yazık ki, külliyenin diğer unsurları zamanla yıkılıp ortadan kalktı. Ama cami direniyordu.
Afyonkarahisar’ın nabzının attığı bir mekân haline gelen Umurbey veya Paşa Camii’nin önünde törenler düzenleniyor, toplantılar yapılıyordu. Hatta önündeki meydan Milli Mücadele döneminde İzmir’in işgalini protesto mitingine ev sahipliği yapmış, diğer ‘gazi camiler’ gibi direnişin odağı haline gelmişti.
Derken zafer kazanıldı ama caminin tarihindeki kara günler de başlamış oldu. Zamanın Belediye Başkanı Haşim Tiryakioğlu karar vermiştir Paşa Camii’nin yıkılıp yerine bir anıt yapılmasına. Aslında bu kararın pek de kendiliğinden verilmesi mümkün değildir. Zira Afyon ölçeğine göre çok pahalı bir projedir. Ömer Fevzi Atabek’in notlarına göre emir ‘yüksek yerden’ gelmiş olmalıydı.
Nitekim sadece heykeltıraş Krippel’e ödendiği belirtilen 60 küsur bin lira (Atabek’e göre ise 40 bin dolar (80 bin lira) artı mükafat olarak (evet bir de mükafatı vardı) 6 bin lira ödenmişti. Bu, 1933 yılında bir belediyenin göze alabileceği bir mali yük değildi. 1.290 TL cami yıkım ve istimlak masraflarıyla kaidenin yapımı, heykelin Viyana’dan nakli, 450 liraya çevredeki Kadı Vakfı’na ait mahallenin yıkılması gibi masraflarla bu rakam çok daha yukarılara çıkmış olmalıdır.
Afyonlular ‘Biz cami yıkmayız” diye yıkım işinde çalışmayı reddedince askerî birlikler seferber edilir! Emir kulu olan erler damından başlayarak kiremitleri indirir ve çatır çatır sökerler ahşap camiyi; minareyi de yıkarlar.
Yıkım işleminden elimizde birkaç soluk fotoğraf kalmıştır bugün. Bir de o parlak günlerin hasretle anılan hatıraları...
Ardından Avusturyalı heykeltıraş Krippel’e bir heykel siparişi verildi. Ancak figürlerin çıplak olarak yapılmasının, tenasül organlarına varıncaya kadar ayrıntılarıyla işlenmiş olmasının, Afyon gibi muhafazakâr bir şehrin zihniyetini kasıtlı olarak kırma ve değiştirme çabasından başka bir şeye yorulması zor görünüyor.
Uzun yıllar halk, çıplak heykelin önünden utanarak geçmiş ama derdini kimseye anlatamamıştır. Nihayet Demokrat Parti döneminde yapılan müracaatlar gayesine ulaşmış ve heykelin tenasül organı yetkililer tarafından ‘sünnet ettirilmiştir’.
Anıtın kaidesine mermere Atatürk’ün şu sözü oyulmuştur:
“Türk milleti, muzaffer istihlas ve istiklal cidalini ve muazzam asrî inkılâplarını en manidar remz ile, en iyi ifade edebilecek şekli, yukarki hakiki timsalde buldu.” (G. Elibal, Atatürk ve Resim-Heykel, İş Bankası: 1973, s. 199.)
Buna göre Atatürk, Türk milletinin kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesini ve muazzam devrimlerini “en iyi” bu heykelin ifade ettiğini söylemiştir. Ancak o “kurtuluş” ve “mücadele”nin Yunanlardan mı yoksa Osmanlılardan mı “kurtulmak” anlamına geldiğini heykele ve heykelin yapıldığı yerde yatan Paşa Camii’nin hazin fotoğraflarına bakanlar düşünmeden edemiyor.
Bursa’da Osman Gazi’nin başına dikilen Şehitler Anıtı 28 Ocak günü kaldırıldı. Zafer Anıtı’nın da başka bir yere kaldırılarak Afyon’daki Paşa Camii’nin eski yerinde ve eski görünümüne uygun bir şekilde ihyası bir görev olarak omuzlarımızda durmaktadır.
“Cami yıkmadık” diyenlere duyurulur. Pirleri gibi sağır değillerse tabii…
Not: Bilgi ve görsel malzeme desteği için Yusuf İlgar beye teşekkür ederim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017