Mustafa ARMAGAN
Hürriyet'ten Yorgo Kırbaki'nin haberine göre Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris, “Ayasofya'da neler yapıldığını yerinde görmek için” 6 Haziran Pazartesi sabahı saat 03:00'te bölgeye gönderilmiş!
Başkonsolosun ne işler çevriliyormuş diye yollara düştüğü 6 Haziran, Ramazan'ın ilk gününe, Ayasofya önlerine geldiği saat de sahur vaktine denk düşüyor. Bir duyum mu almışlar? Sabah namazında Ayasofya'nın ibadete açılacağından mı endişe etmişler? Bilmiyoruz.
Bir de suret-i Haktan görünmeleri yok mu? Şu ifadeye bakın:
“Konsolosumuz bölgeye gitti ve kültüre saygı gösterilmemesi bizi rahatsız etti.”
Kültüre saygı göstermek kim siz kimsiniz? Önce şu Yunanistan'daki camileri bar, sinema, kafe vs. olmaktan çıkarın da ondan sonra konuşun. Ayakta duran iki Atina camisini ibadete açın da, öyle gelin.
Dert başka tabii. Ayasofya'da sahur vaktinde Kur'an-ı Kerim okunuyor ya, hazımsızlık ondan. Biz Kur'an okuyunca “Kültüre saygı göstermemiş oluyoruz” bu kafaya göre. Gören de kilise yapsak yine “Kültüre saygısızlıktan” rahatsız olacaklar zannedecek!
İsterseniz bir deneyelim ve asparagas bir haber yayalım, 'Ayasofya'yı kilise yapıyoruz' diyelim de, bakın kültür mültür kimin umurunda, nasıl çılgınlar gibi gösteriler yapılıyor Atina'da. Hem de piskoposların buhurdanlarından tüten mistik dumanlar eşliğinde.
Fossati'nin çizimiyle Ayasofya
Başsolosu gönderdiklerini açıklayan Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, Alpha Radyosu'nda cüretini artırarak bize akıl da dağıtmaya başlamış:
“Kendini güvenli hissediyorsan, topraklarındaki dünya kültür miraslarına saygı gösterirsin. Bu eserlere medeni olmayan bir şekilde yaklaşmazsın.”
Sanırsınız ki bunu söyleyen, binlerce Osmanlı eserini tahrip ederek dünya barbarlık ödülünü fazlasıyla hak etmiş bir ülke değil. Pişkinliğin bu kadarına pes doğrusu.
Ayasofya, ah Ayasofya!
Sen ki Fatih'in aziz emanetisin ama yaban ellere rehin verilmişsin. Yaşadığın nasıl yaman bir kaderdir ki, sahibin olan devlet bile sana sahip olduğunu gösteremiyor, aynı topraklara bastığın millet bile sana sahip çıkamıyor, çıkamıyor da her gün elini, dilini, kalbini yakıyorsun.
Whittemore-Atatürk görüşmesinden detay
Geçen yıl Şubat ayında Katoliklerce katedral yapılmış olan Kurtuba Ulucamii'ne gittiğimde içim sızladı. Bu mescidin asırlarca üzerine secde edilmiş taşlarına ayakkabımla basmayı yakıştıramadım kendime. Bırakın namaz kılmayı, elimizi açıp dua etmenin bile yasak olduğu söylenip bir de içeride Katolik ayinine tanık olduktan sonra gözlerimde pırıltılarla Ayasofya'yı hatırladım binlerce kilometre öteden.
Dedim ki kendime:
Ayasofya Camii'nde de namaz kılmak yasak, Kurtuba Camii'nde de. Ne farkı var? Niye kızayım ki İspanyollara? İnançlarının gereğini yapıyorlar. Peki bize ne oluyor da Fatih'in emaneti olan Ayasofya'da seccadesini bir kenara serip namazını kılmak isteyene mani oluyoruz?
Neyse, geçtiğimiz yılın Kasım'ında Urfalı hemşehrim M. Fatih Dörtbudak bu manasız yasağı delmeyi başardı da yüreğimize bir parça su serpildi. Bana, hem de müzenin halka kapalı olduğu pazartesi günü tv çekimi yaparken bile namaz kıldırmayan işgüzar görevliler ile İspanya'daki emniyet mensuplarının ne farkı var? Biri anlatsın lütfen. Burasının Müslüman bir ülke olduğu nereden belli?
Bu yakıcı sorular içinde bunalarak Mehmed Akif'in Asım'ına yöneliyorum. Aynı dertten muzdaripmiş o da:
Neslim ürkekmiş. Evet, yoktu ki ürkütmeyeni
Yürü oğlum, diye teşci edecek yerde beni
Diktiler karşıma bir kapkara karanlık ki
Öyle korkunç olamaz hortlasa devler belki.
Ürkek nesiller soru soramıyor belki ama bakın Yunanistan nasıl yavuz hırsız misali baskın yapıyor, görün.
Ayasofya “bizim” mi?
Bu durumda Ayasofya “bizim” midir?
Yoksa düvel-i muazzamaya rehin mi verilmiştir?
Ve Derin Tarih'in Haziran 2012 tarihli 3. sayısının kapağında sorduğumuz gibi “Ayasofya'yı rehinden kim kurtaracak”tır?
Yorgo Kırbaki'nin haberinde ilginç bir ayrıntı yakaladım. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner yabancı gazeteciler için düzenlenen bir brifingde şunları söylemiş:
İngiltere Kralı 8. Edward'ın uzun zaman saklı tutulan Ayasofya ziyareti müze yapılmasından sonra gerçekleşmişti.
“ABD için Ayasofya özel önem taşıyan bir eserdir. Türk hükümetini, geleneğine ve tarihine saygılı bir şekilde Ayasofya'yı korumaya davet ediyoruz.”
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın brifing metinlerinde yer almayan bu manidar cümle üzerinde durmak lazım. ABD için “özel bir önem” taşıdığı bildirilen Ayasofya için muhtıra niteliğindeki bu söz, Türk hükümetini geleneğine, yani 1935 yılında müze yapılmış olmasına ve tarihine, yani “cami olmayışına” saygı göstermeye davet ediyor. Aba altından sopa gösteriyor başka bir deyişle.
Konu üzerinde çalışan Natalia Teteriatnikov Koç Grubu'nun bir yayınında Ayasofya hususunda ABD-Atatürk ittifakının şöyle kurulduğunu yazıyor:
“Amerika Bizans Enstitüsü, 1930'da Thomas Whittemore tarafından Boston'da kuruldu. Harvard'dan Prof. Robert Blake otobiyografisinde şöyle yazıyordu: “Bizans sanatı, tarihi ve arkeolojisi incelemelerini teşvik etmek konusunda bir Amerikan, İngiliz ve Fransız girişimi olan Bizans Enstitüsü'nün kuruluşunda onunla (Whittemore) birlikte çalıştım. Bizans Enstitüsü'nün büyük başarılarından biri, 1931'de TC'nin Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk'ü, Ayasofya Bazilikası'nın içindeki mozaiklerin ortaya çıkarılması sorumluluğunu Bizans Enstitüsü'ne teslim etmeye ikna etmesiydi.” (Kariye, Pera Müzesi Yay., 2007, s. 34.)
Bizans Enstitüsü'nü yalnız ABD'nin değil, İngiltere ile Fransa'nın da desteklediğini öğreniyoruz. Ancak devamında daha önemli bir delil var:
“Atatürk ile Whittemore arasında, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Ankara'daki Amerikan Elçiliği'nin aktif destek verdiği müzakereler yürütüldü. Bu müzakerelerin sonucunda Ayasofya cami olarak kapatıldı ve müze olarak açıldı.”
Atatürk ile Ayasofya müzakereleri yapılmış, bir. Yapan yalnız karanlık restoratör Whittemore değil, iki. ABD Dışişleri Bakanlığı devrede, üç. Ankara'daki ABD Büyükelçiliği Ayasofya'nın müze yapılması için hamle yapmış, dört.
Şimdi anlaşıldı mı ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısının neden “Ayasofya ABD için özel önem taşıyan bir eserdir” dediği.
Ve şimdi anlaşıldı mı Yunanistan'ın neden sahur vakti Ayasofya'da neler oluyor diye müfettiş gönderdiği.
ABD-Atatürk müzakerelerinde neler konuşulduğu açıklandığında Ayasofya'nın hangi şartlarla rehin verildiğini de öğrenmiş olacağız.
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017