Mustafa PAÇAL
Türkiye’nin her alanda görünümü, Gezi eylemleri öncesi ve sonrası diye adeta iki döneme ayrılır bir duruma dönüştü.
Gezi eylemleri öncesi gündemin sıcak başlıklarına bakacak olursak, siyasi gündemi barış süreci, yeni anayasa tartışmaları, Suriye sorunu oluştururken, ekonomide uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları olan Moody’s ve S&P’un Türkiye’nin kredi notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine yükseltmesi konuşuluyordu.
Gezi eylemleriyle birlikte bu konular şimdi adeta gündemde düşmüş durumda gözüküyor.
Yani Gezi olaylarıyla birlikte siyasi ve ekonomik gündem değişmeye başladı ve gündeme ağırlıkla bireysel hak ve özgürlükler tartışması ve demokrasi sorunu girdi.
Dış basında Gezi olayları üzerinden verilen görüntü, özellikle ekonomide Türkiye üzerinde oluşan pozitif algının negatife dönüşmesini zorlamaya başladı.
Bu durum ekonomide mevsim nedeniyle öncelikle turizm sektörünü etkiledi.
TURSAB’ın açıklamaları da bu yönde, turizmde yüzde 30’un üzerinde rezervasyon iptali olduğu yönünde açıklamalar var. Cari açığın finansmanında, önemli kalemlerden bir olan turizm gelirlerinin (ki bu 4- 4,5 milyar civarında) olaylar sona ermezse, bundan olumsuz etkileneceği ortaya çıkmış durumda gözüküyor.
Diğer yandan, Fitch’in “Gezi eylemlerinin ekonomiyi olumsuz etkileyebileceği” açıklaması geldi. Fitch’in bu açıklaması ekonomik görünümün piyasalar tarafından daha dikkatli izlenmesine yol açtı. Hemen arkasında Moody’s benzer bir açıklama yaparak durumun pekişmesine neden oldu.
Nitekim İstanbul Borsası endeksleri son günlerde ortalama yaklaşık yüzde 7- yüzde 10 arası düşüş kaydetti.
Bu trend, gelişmelere bağlı olarak düşebilir de, çıkabilir de. Borsanın bu durumunun ne olacağı, önemli oranda hükümetin Gezi eylemi karşısında bundan sonra alacağı tutuma bağlı. Diğer yandan ise borsanın hem yumuşak karnını ve hem de gücünü gösteren, borsada yabancı yatırımın yüzde 65’lik paya sahip olması ve Gezi sonrası bu payın yüzde 1 civarında düşmesi, piyasalar tarafından “ihtiyatlı bir tepki” olarak görülüyor.
Bir başka hareketlilik de döviz piyasalarında yaşanıyor.
Gezi eylemlerinin de etkisiyle döviz kurları yukarıya doğru hareketlendi. ABD Doları 1.90 civarında, yukarı doğru bir artış gösterdi. Bu arada Merkez Bankası tarihinin en yüksek döviz rezervine (yaklaşık 130 milyar USD) sahip olmasının verdiği rahatlıkla kur üzerinde etkili olabileceğini, yaptığı müdahaleyle gösterdi.
Ancak gezi eylemlerine ilişkin gelişmelere bağlı olarak, Merkez Bankası’nın bu durumu nereye kadar sürdüreceği tam belli değil.
Burada bir kritik yapacak olursak, Türkiye ekonomisi öncelikle cari açık yüzünden zaten sürdürülebilir yanı kırılgan bir ekonomiydi, Gezi eylemleri gibi sorunların ortaya çıkmasına bağlı olarak, ekonominin bu kırılgan yanı piyasaları yeniden tedirgin etmeye başladı.
Siyasi gündeme dönecek olursak; barış süreci ile yeni anayasa tartışmalarının yerini, nerdeyse hükümetin akıbeti tartışmalarına bıraktı.
MHP lideri Bahçeli’nin, 2014 martında yapılacak olan yerel seçimler ile erken genel seçimlerin birleştirilmesini önermesi ve seçim tarihinin belirlenmesini Başbakan’a bırakması bunun en açık işareti oldu.
Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a ve hükümete yönelik eleştirilerinin önceliğini artık Gezi eylemleri aldı ve son olarak Cumhurbaşkanı’na tansiyonu düşürmek için liderler zirvesini toplaması çağrısı yaptı.
BDP bu süreçte kendi içinde en tutarlı siyaseti izliyor. Bir yandan Gezi eylemleri üzerinden yükselen toplumsal gerilimin düşürülmesi için Başbakan’a ikazlarda bulunurken, diğer yandan da demokratikleşme konusunda adımların atılmasını zorluyor.
Evet, bu tablonun daha da kötüleşmesi veya iyileşmesi tamamen Başbakan’ın elinde bulunuyor. Başbakan ya Gezi eylemcileri, Taksim Platformu ile görüşerek, sorunun çözümü için bir mutabakat sağlayarak genel tabloyu iyileştirecek, ya da Ergenekoncular hariç, faiz lobisi gibi “komplo teorileri”ne itibar ederek daha da kötüleştirecek.
Aslında ne kadar ironik bir durum, yani bir adam var ve bu adamın yalnız başına, koca bir ülkenin görünümünü böylesine etkiliyor olması işin düşündürücü yanını oluşturuyor.
Bence değiştirilmesi gereken de bu, yani tek adam rejiminden, özellikle yerelde ve genelde yurttaşların karar süreçlerine özgürce katılacağı, AB standartlarında katılımcı, çoğulcu bir demokratik rejime geçilmesi ve bu ihtiyacın karşılanması için de, ivedilikle yeni, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var.
Yine Gezi eylemlerine dönecek olursak.
Ülkemizde demokrasi kültürü çok güçlü olsaydı Başbakan Taksim için acilen bir konferans toplanması çağrısı yapardı. Taksim platformu, kimi ilgili STK’lar, ilgili bakanlıklar, valilik, kaymakamlık, büyükşehir ve ilçe belediyeleri oturup yeniden Taksim’i tartışır ve bir ortak çözüm bulmaya yardımcı olurdu.
Herhalde “ben değişmem” demek, kendisine daha kolay geliyor.
Yazık...
http://www.taraf.com.tr/mustafa-pacal/makale-gezinin-ekonomi-politigi.htm
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020