Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Başbakan Erdoğan Diyarbakır’da Kürt sorununun çözümü için yeni bir şey söylemediği gibi umut verici de konuşmadı, hatta BDP’ye “faşist” diyecek kadar ipi gerdi. Çok yanlıştı bu söz. Biz güncel siyasetin daralan ufkunun dışına çıkalım biraz.
Geçen yazımda İtalya’da Zeytin Dalı Hareketi’ne işaret etmiştim. Zeytin Dalı Hareketi dar anlamıyla geniş tabanlı bir seçim ittifakı hareketidir. İtalya dışında İspanya ve Bulgaristan’da da uygulanmıştı. 1990’lı yıllarda yani Soğuk Savaş sonrasında değişen dünya nedeniyle eski tür siyasetlerin etkisiz kalması sağda ve solda siyasetleri yeni arayışlara yöneltmişti. Halkın çoğulculaşan taleplerine geleneksel partiler yanıt getiremez olunca koalisyon partileri anlayışı gelişmiş ve geniş seçim ittifakları denenmişti. Bizde de rahmetli İsmail Cem solda YTP, DSP, SHP arasında Zeytin Dalı modelini önermişti. Abdullah Öcalan da bu model içinde 2010’da demokrat ve sol bir ittifak önerisinde bulunmuştu. “Çatı Partisi” adıyla solda başarısız bir ittifak denemesi de yapılmıştı.
Seçim ittifakları veya bu tarz geçici ittifaklar her zaman yapılabilir, bu ayrı mesele, ama Zeytin Dalı modeli örneklenince iş değişiyor. Bizde bu modelin yanlış anlaşıldığını görüyorum. Her şeyden önce Zeytin Dalı modeli yalnızca bir seçim ittifakı değildi. Radikal değişim stratejisiydi ve bu strateji İtalya’da kökleri 20. yüzyılın başlarına kadar giden çok etkili bir fikir hareketine, Marksist teorisyen Gramsci’nin hegemonya tezine dayanır. Meselenin merkezinde devlet yer alır. Despotik olmayan, demokrasinin az çok geliştiği bir devlet sivil toplumu din, eğitim, medya, anayasal kurumlar vs. yoluyla yarattığı egemen kültür ve ideoloji yoluyla kendine bağlar. Böylece çok güçlü bir yabancılaşma doğurur. Bu yabancılaşma etkisiyle sivil toplum devletin çıkarıyla kendi çıkarları arasındaki çelişkiyi göremez olur. Halk sanki kendi rızasıyla devlete tabi olmuş görünür. Bu tersine duran yapı kırılmadan bu tür ülkelerde ne tepeden Jakoben devrimler mümkündür ne de tepeden devrimlerle sorunlar çözülebilir. Radikal demokratik bir müdahale gerekir.
Bu analizden çıkan sonuç, birbirine yabancılaşmış sivil toplum güçlerinin siyasal toplum olarak devlet karşısında birleşmeleridir. Bu birleşme, ittifak bir seçim ittifakı değildir. Tarihsel uzlaşmadır. Seçim ittifakları ancak bu tarihsel yakınlaşma üstüne gelirse anlam kazanır. Bu model İtalya’da 20. yüzyılın başındaki konjonktürde, yabancılaşarak birbirine karşı ters akıntı içinde olan iki büyük sosyal gücün ve onların etrafında diğer demokrasi güçlerinin yakınlaşması (eklemlenmesi) anlamına geliyordu. Hıristiyan Demokratlarla, halkın içinde çok güçlü toplumsal bağları olan Komünistlerin tarihsel blok oluşturmaları teziydi bu.
Bu strateji kâğıt üzerinde kalmadı. 1970’lerde denendi, önemli bir mesafe de kat edildi ama bu modele yatkın olan Başbakan Aldo Moro’nun 1978’de Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılıp öldürülmesiyle bu gelişme akamete uğradı. Fakat yakınlaşma yok olmadı, 1990’larda yeniden gündeme geldi ve 2007 yılında meyvesini verdi. Zeytin Dalı hareketi kendi içinde çelişkileri, çatışmaları olsa da geniş bir koalisyon olabildi. Demokrat Parti adı altında parti olmayan parti halini aldı. Bu parti içinde kendini yenilemiş Hıristiyan Demokratlar, yenilikçi komünistler, değişik çizgide sosyalistler, sosyal demokratlar, liberaller, yeşiller, merkezci demokratlar, otonomi isteyen bölgesel partiler yer aldı.
Çok kaba çizgileriyle bu hatırlatmayı yaptıktan sonra bize gelelim. Hiç kuşkusuz İtalya modeli hiçbir ülkede aynıyla tekrarlanamaz ama esinlendirici olabilir. Meselenin esası olan demokratik, sol bir karşı hegemonya yaratma stratejisi bana göre bizde fazlasıyla geçerlidir. Kemalist askerî vesayet devletinin kurduğu ideolojik, kültürel hegemonyanın ne denli güçlü olduğunu görebilmek için artık pek çok somut veriye sahibiz. Dolayısıyla halkın içinde temsil gücü olmayan veya yok denecek kadar sınırlı olan ve kendisini yenileyememiş marjinal kalmış sol partilerle “çatı partisi” türünden oluşumlara gitmenin Zeytin Dalı modeliyle hiçbir alakası olmadığını görebiliriz. Buna rağmen böylesi ittifaklar yapılamaz değil elbette, ama ülkemizin derin sorunlarını çözmede etkili rol oynayacak demokratik, sol muhalefeti ortaya çıkaracak yol bu değildir. Bu yolu tartışmak seçim sonrasının ateşli konusu olacak.
Bu görüşüme rağmen 12 Haziran seçimlerinde bağımsız adayları Meclis’e taşıyabilmek için oluşturulan Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nu destekliyorum. Nedenim ise çok basit, çünkü Kürt özgürlük hareketinin Meclis’te temsil edilmesini demokrasimizin geleceği açısından hayati derecede önemli buluyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012