Namık ÇINAR
Yiğidi öldür ama hakkını yeme demişler. Şimdi Allah’ı var, makro olarak çok başarılı bir adam, Erdoğan.
Bir kere, Türkiye’nin köklü değişimini başlatan o oldu. En önemlisi de, kat ettiği yabana atılmayacak kertede engebeli bu yolu, bana mısın demeden, tutuğunu koparan bir azimle, ufacıcık bir sendeleme belirtisi dahi göstermeyerek, tam bir dirayetle yürüttü. Bana sorarsanız, en önemli hasletlerinden biri de, kendisine inananlara verdiği güven ve emin olma duygusudur. Peşinden gidenler bilirler ki, Erdoğan sadece önlerinde değil, arkalarındadır da.
Ortaya yeni yeni çıkan bilgilerden anlıyoruz ki, üstelik daha birkaç sene öncesine kadar da, hâlâ darbe tehlikesi atlatıp durmuşuz meğerse.
Yani MİT’in, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na sunduğu son rapor açıkça gösteriyor ki, emekliliğini isteyip çekilmesi karşılığında Büyükanıt’a cumhurbaşkanlığını vaat ederek, bir kez daha o niyete girişmekten geri durmamışlar.
Uslanmaz ve arlanmaz bir vaziyette enikonu ruh hastalığı üreten, tamtamına bir çıfıt çarşısına dönüşmüş ilişkiler odağı belâsıyla mücadelesi de, demek son âna kadar sürüp durmuş.
“27 Nisan Bildirisi”ni bizzat kaleme aldığını söylemesine rağmen diğer orgenerallere nispetle Yaşar Büyükanıt’ı hoş görmesinin; yoksa bir darbenin atlatılmasına yol açtığı için midir ki o metni muhtıradan saymayıp geçiştirmesinin; ve neler konuştuklarını daima merak edeceğimiz gizlerle mücehhez o meşhur “Dolmabahçe görüşmesi”nin ipuçları, belki de bu son darbe teşebbüsünün derinlerinde saklıdır, kimbilir?
Sonuç olarak, bugüne değin adım adım hep Erdoğan kazandı. Halkın kendisine olan desteği de hiçbir şekilde gerilemedi.
Örneğin son hayırlı işlerinden biri de, kamunun cebinden hovardalık yaparak tatil köyleri, dinlenme kampları işleten devlet bürokrasisi ayrıcalıklarının tasfiyesi olacaktır.
Daha geçenlerde bir arkadaşım Kıbrıs’ın Girne Orduevi’nde üç hafta kaldılar da, otel odası için ödedikleri toplam para üç yüz lirayı bulmadı.
Artık insaf yahu, ayıptır!
Üstelik hınca hınç da doluymuş. Çoğu emekli general, kendi evlerinden daha ekonomik buldukları ve akıl almaz kaprislerini telâfi ettikleri birer sosyal mecra olarak yaz-kış bu mahfillerdeler.
Pekiyi ama değirmenin suyu nereden geliyor?
Tabii ki yoksul halkın vergilerinden.
Eğer ödemediğin herhangi bir şey varsa, bil ki onu muhakkak bir başkası ödüyordur. Biz mi öğreteceğiz, bu saatten sonra bunu da?
Zaten açıklanmayan çok yüksek maaşları varken, bir de sosyal hayatlarının sübvanse edilmesi yakışık alıyor mu, Allah aşkına?
Üstelik bu tatlı hayatı borçlu oldukları o mazlum halka tırnak ucu kadar değer verseler gam da yemeyeceğim, ama o bile yok ki be birader!
Elbet de sadece ordununkiler değil, yargıçların, polislerin, üniversitelerin, belediyelerin, bakanlıkların, velhâsıl tüm bürokrasinin elleri halkın cebinden çıkarılmalı; bütün ayrıcalıklar tamamıyla lağvedilmelidir.
Hiç kaygınız olmasın; zaten bu olanaklardan geniş kitleyi oluşturan küçük ve dar gelirli memurlar değil, çoğu zaman o kurumların kalantorları ve analarından yedi göbek danalarına kadar sülâleleri yararlandıkları için, motivasyona da yarayan bir hak kaybından bahsedilemeyecektir.
Aksine, ödül yönetmelikleri değiştirilerek, bari çalışkan gençlerin görgüleri ve bilgileri artsın diye yurtdışına gönderilmelerinin bile önü açılabilecektir, bu durumda.
Ne ki, siyasal değerlendirmelerimizi Erdoğan’ın başarıları üzerinden götüremeyiz sadece.
Kaldı ki onun etrafını örerek bunu iş edinmiş bir sürü dalkavuk varken, hem bize düşmez bu, hem yeteneğimizde olmayan sinsilikler yakışmaz.
Nitekim son Gaziantep konuşmasındaki “el öpme kuyruğuna girenlerden şikâyeti” de, bu hususta bir hayli bunaldığını göstermiyor mu? “Şeyh uçmaz, mürit uçurur” hesabı, istese de istemese de “tek adam” olmasının yolu döşenmiş zaten. “Başkanlık” dileği ise, işin noktası virgülü gibi kalmış.
Onun yararına olarak, en azından işte bu nedenler bile, eleştirilmesini daha da gerekli hâle getiriyor.
Meselâ on yıllık iktidarında ekonomi genel olarak iyiye gitti ise de, gelir dağılımındaki uçurum yüzünden çoğumuz daha da fukaralaştık.
Bunları söylemeyecek miyiz?
Reformların köklü anlamda durduğunu, yeni bir anayasa yapmanın savsaklandığını, Kürt meselesinin pazarlık konusu değil, bir demokratikleşme sorunu olduğunu dile getirmeyecek miyiz?
Hiç kuşkunuz olmasın, biz bunları yazacağız. Varsın olsun, topun ağzında biz olalım.
Erdoğan’ı eleştirmekten geri kalmayarak, yağdanlıkların isli ve yapışkan bakır rengi kandillerine değil, yeter ki semalarda çakan dipdiri şimşeklerin göz kamaştıran o berrak aydınlığına çalalım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016