Namık ÇINAR
Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “İslâm âlemi ne sömürgeci olmuştur, ne de köleci” diye buyurmuş Erdoğan, önceki gün.
Çünkü, dünyanın şimdiki zenginlerinin “sermaye temerküzü” yaparak kendi kapitalizmlerini kurdukları sırada; “vergi ve talan”la yetinen Müslüman coğrafyanın, bugünkü yoksulluklarının hangi nedenselliklere dayandığının bile farkında değil.
İslâm’da kapitalistik anlamda sömürgeciliğin görülmemesi, insancıllığından değil, “fiskalistik bir ekonomi dünya”nın ötesine geçemeyip kapitalistleşememesi yüzündendir.
Hattâ petrol çıkana kadar sömürgeleştirilmeye bile değer bulunmamış, tıpkı bir yılkı atı gibi “dış alan”da tutularak yağmaya müstahak görülmüştür.
“Pazar için üretim”yapılmaması nedeniyle bedava emek demek olan kölecilik de bu manada gelişmemiş; lâkin, köle ticaretinde en esaslı taşeronluk vazifesini ifadan da geri durmamıştır.
Nitekim, en ünlü köle pazarları İslâm topraklarında kurulurdu.
Ama şimdi, “iç sömürge” hâline getirilmiş kendi fukara halkını inşaatlarda, tarlalarda, madenlerde ve her yerde tıpkı “köleler” gibi çalıştırarak sömüren bu müteahhit düzeninin, acaba o günlerde yaşayamadığı “hırsız baronlar çağı” ilişkilerini, bugün artık kendisinin kontrolündeki siyasetlerle kotarıldığını da mı göremiyor?
Ama biz görüyoruz.
Biz, Erdoğan’ın dünyayı İslâmlaştırmak yönündeki “tebliğci” kişiliği gün yüzüne çıktıkça, bunun açacağı dertlerin faturasını bu mazlum halkın ödeyeceğini de görüyoruz.
Afrika’ya ve Lâtin Amerika ülkelerine 2015’te daha fazla ağırlık verecekmiş.
Türkiye olarak, işimizin ve sorumluluğumuzun tüm dünyada ne kadar ağır ve fazla olduğunun; tarihin bize yüklediği mirasın ve omuzlarımızdaki mesuliyetin idraki içindeymişiz.
Zira misyon olarak, “bize düşen son nefesimize kadar Hakk’ı anlatmak, insanları Hakk’a davet etmek”miş.
Ben, laik bir ülkenin yurttaşı olarak ne kendimin, ne de başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hiçbir siyasetçinin, bu tarz yükümlülükleri olabileceğini esefle ve şiddetle reddederim.
“Türkiye’nin yolunu Kuran ve Sünnet’le bulacağını”vazeden laik bir ülke Cumhurbaşkanını, havsalam almaz benim.
Ne zamandan beri şeriatla yönetiliyoruz da, “zenginler zekâtlarını tam manasıyla veriyorlar mı” diye sorabiliyor?
Bakın, bu işin iyice tadı kaçtı; benden söylemesi!
1400 yıl sonra sanki ortada övünülecek ve imrenilecek bir hayat tarzı varmış gibi, yaşamlarımızı zehir edecek bir siyasal İslâm’da, öfkeyle ve zorla ısrarını sürdürüyor.
Vazgeçeceği de yok!
Oysa biz ne ona, ne bir başkasına böyle görev ve yetkiler verdik!
Parti Programı da, Anayasa ve yasalar da orda duruyor.
Bunların Erdoğan’a dinî vecibeler yüklediğini kim çıkıp söyleyecek?
Bu durumda erdemli bir toplumsal akıl onun keyfiliklerine teslim olmaz, hukuka çağırarak kafasına eseni yapamayacağını deklare eder.
Papa’yı davet ve ağırlamasını da, İslâm’ın tebliğcisi ve tek temsilcisi olarak kendisinin muhatap alınmasını arzuladığının bir girişimi olarak anlamak lâzım.
Ama dünya onu ibretle seyrediyor ve çıkarları olgunlaştığında kıstıracağı ânı keyifle biriktiriyor ve bekliyor.
“Amerika’yı da Colomb’tan çok önce Müslümanlar keşfetmiş”miş.
Colomb’un keşfini doğru irdelemek, yine kapitalizmin modern çağı başlatması çerçevesindeki değerlendirmelerle yapılabilir.
Bir şeyin zamanı gelmemişse, önceki olgu ve bilgilerin kıymeti harbiyesi yoktur.
Uçurtma yüzyıllar önce de biliniyordu.
Ama havanın kaldırma gücünden yararlanarak uçak yapmak için 20. yüzyılı beklemek gerekmişti.
Uçağın tarihi sorulduğunda uçurtmanınkini mi söyleriz?
Kaldı ki, İslâm coğrafyasının bitki örtüsünde derin denizlere dayanıklı tekneler yapacak ağaç türleri ve dolayısıyla teknolojisi yoktu ki; İslâm, okyanuslara da açılabilmiş olsun!
“Maddi hayat”ın yapıtaşlarını çözemediyseniz, “manevi hayat”ın zeminini de sağlam tutamazsınız.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016