Namık ÇINAR
Söylenenlere bakılırsa, CHP’nin Kürt Sorunu’nun çözümü bakımından, son günlerdeki girişimleri nedeniyle değişimin öncüsü hâline gelmesi işten bile değilmiş.
Örneğin, Cumhuriyet gazetesinin o katı lâikçi Kemalist yazarına bakılırsa, “AKP ile CHP’nin kamuoyu tarafından algılanan imajları, rolleri ciddi şekilde değişimlere uğruyor”muş. Sonuç olarak, “AKP, değişimi değil statükoyu, çözümü değil sorunları temsil eden bir rol değişimine uğruyor”, boşalttığı yeri de CHP doldurmaya başlıyormuş.
Aynı zamanda sosyoloji profesörü de olan yazarımız, bir insanın, tutsağı hâline geldiği siyasal ideolojisi uğruna, bilimi dahi nasıl katledebileceğine bizatihi kendisi güzel bir örnek teşkil ediyor ki, bence buradan alınacak asıl ders de bu olmalıdır.
AKP’nin bilinen politikalarından giderek sapmalar yapmak üzere birtakım atraksiyonlara kalkıştığı, dinsel tutuculuklarını yoğunlaştıracağı taktik arayışlara giriştiği doğru elbet de.
Meselâ bunun için Erdoğan ilkin orta yere, kamuoyunu dalgalandırarak tartıştıracağı bir kıtır atıyor. Ayrıca çeşitli seviyelerdeki parti sözcüleri de, birbirleriyle çelişebilen açıklamalarda bulunarak konuyu iyice köpürtüyorlar. Herkesin kafası bir güzel karışırken, aynı zamanda tepkilerin şiddeti ve ne yönde geliştikleri de belli olmaya başlıyor.
Gelişmeleri izleyerek değerlendiren Erdoğan, tepkiler eğer dehşetengiz düzeylerdeyse, konuyu henüz olgunlaşmadığı gerekçesiyle askıya alma ya da konuşma yetkisi olan partililerin fikir ve söylem farklılıklarından uygun olanına yönelerek problemi giderme olanağı bulabiliyor. İşlevi partiye esneklik kazandırmak olduğu için, bazen partide kısa süreliğine yaşanan sanki bir anlaşmazlık varmış görüntüsü, öyle olmadığı hâlde, dışarıdan bakanları yanılgıya dahi sürükleyebiliyor. Zira bu yolla politikalarının geri bir adım olarak değil, lâzım geldiğinde partide varolan eğilimlerden birinin ağırlık kazanması olarak görünmesini sağlıyorlar.
Gerçekte AKP, bir sürü sebepler yüzünden sırtlandığı devrimci değişimciliğin zaten epeyidir ötesine geçmiş bir partiydi. Onu dinamik kılan koşullar söndükçe, o da aslını hatırlayarak, doğasına uygun politikalara geri dönmek isteyecektir.
Bu hususlara dair öyle çok şey var ki söylenecek; lâkin bugünün problemi olarak şimdi CHP daha çok öne çıkıyor.
Sonunda söylenecek olanı başında söylersek:
Eğer CHP, Kürt sorununun çözümünde değişimin bundan sonraki öncüsü hâline gelecekse, son durum buysa; eğer AKP’nin vazgeçmesi yüzünden CHP’nin Kürt yaklaşımı Türkiye siyasetinin en öndeki seçeneği olacaksa; biz bu konudaki çözümsüzlüğün Kemalist versiyonuna kürkçü dükkânına döner gibi döndük demektir.
Kaldı ki, CHP’nin meseleye tam burada müdahil olmak istemesi de boşuna değil zaten. Zira Kürt katarıyla on senedir dolanı dolanı gezinen AKP treninin yorgun çekicisinin bugün âdetâ istop edip durduğu istasyon, kendisine öyle yakın yerde ki, o soluğu ensesinde hisseden CHP, kömürle çalışan buharlı şimendiferini şimdi en başa bağlamaya talip görünüyor.
Bu durumu gözlemleyen çoğu kimse de, CHP’nin Kürt meselesi hususunda bir atılım içinde olduğunu sanıyor. Oysa bu hâl CHP’nin değil, toplumca bizim nereye geldiğimizin bir göstergesi sayılmalıdır.
Kürt sorunu, bol bol konuşup hiçbir şey yapmayarak çözülecek bir sorun değildir.
Kürt sorunu, düz ovada siyaset yapan bütün Kürtleri mahpuslara atarak ve sadece Türklerle Türklerin kendi aralarındaki mutabakatlarla hâlledebilecekleri bir sorun da değildir.
Kürt sorunu, yerleşim adlarının değiştirilmesi, kimi kültürel hakların tanınması, yerel inisiyatiflerin belediyecilikler kadarlık algılanması, vs. gibi sus payı önerilerle ve pazarlık etme becerileriyle de giderilemez.
Kürt sorununun çözümü, bu memlekette bir Türk’ün özgür bir Türk olarak yaşadıklarının sadece mevcut kadarını değil, ayrıca o Kürt’le daha iyi ve adil bir gelecek konusundaki özlemlerini de paylaşmayı gerektiriyor. Bir Türk’ün daha güzel yaşamak istemesi nasıl haklı ve meşru bir talepse, bir Kürt’ün de daha güzel yaşamak istemesi o oranda haklı ve meşru bir taleptir.
Aslında bunları Türk, Kürt, Lâz, şu, bu diye ayrıştırmak da hatadır. Asıl olan “insan”dır. Bütün bunları hak etmek için insan olmak yeterlidir.
Milliyetçilikler ister ırksal ister dinsel olsunlar, her boyutuyla gerici kategorileştirmelerdir. Kaldı ki, bu memlekette “Türk kimliği”nin dahi Müslümanlık üzerinden kurulduğu unutulmamalıdır.
Boşnaklar, Çerkesler, Arnavutlar, Lâzlar Müslümanlık üzerinden Türkleştirilmişlerdir. Aynı şey Kürtlerden de beklenmiş, fakat onlar şu ya da bu nedenle asimile olmamışlardır.
Ama meselâ, bu sonuç Ermenilerden, Rumlardan yahut Yahudilerden beklenmemiştir. Çünkü onlar Müslüman değildirler. O yüzden Türkleştirilmeye çalışılmamışlardır. Yani buradaki milliyetçilikler dahi milliyetçilik olmayıp, dinsel tertiplenmelerdir.
Evrensel insan haklarını ve değerlerini ölçü almak hem yerinde ve hem de yeterliyken, yazık ki bu ülkede çoğu insanın kafası bir hayli karışıktır.
En karmaşada ve en tutarsız olanlarsa CHP’lilerdir. Siyasetlerinin temelini köhnemiş görüşler oluşturmaktadır. Onlardan bütünüyle arınmadıkça, çağdaşlığa çok ama çok uzak duran bir parti olmaktan kurtulamayacaklardır.
Sekülerliğin olması gereken o sivil ve demokratik çizgisini dışlayarak, bu toplumun ihtiyacı olan atılımlarını, dinsel kökleri ağır basan bir partinin pragmatik becerilerine terk ettikleri için de, ayrıca kınanmalıdırlar.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016