Orhan MİROĞLU
DAİŞ icat oldu, dünyanın düzeni bozuldu. DAİŞ’e gelinceye kadar El-Kaid dahil hiçbir terör örgütü, Batı’nın Doğuyla, Müslüman’ın Müslüman’la olan ilişkisini bu kadar derin bir biçimde sarsmadı ve etkilemedi.
İnsanlığın bütün tarihi boyunca ürettiği moral/manevi değerlerin tümü, bu değerlerin demokrasi ve özgürlüklerle buluştuğu AB ülkeleri dahil, dünyanın her yerinde yok olmayla karşı karşıya.
Dünyanın bu örgütle mücadelesi, hala akıllı bir strateji üstüne oturtulabilmiş değil. DAİŞ, hala ulusal çıkarlar ve Esat’ı iktidarda tutmanın bir aracı olarak görülüyor ve devletler DAİŞ’e karşı tavrını, Suriye’deki pozisyonlarına göre belirlemeye devam ediyorlar.
DAİŞ’le karasal bir savaşı, göze almayan, hava saldırılarıyla DAİŞ’i durdurabileceğini düşünen Obama fena halde yanılıyor. Obama’nın yanılması, dünyanın da yanılması demek. Obama’nın yanılması, Dünyanın da yanılabileceğini, ve daha işin başlangıcında DAİŞ’e karşı mücadeleye doğru bir teşhis konulamazsa, yarın bu felaketin daha da büyüyeceğini herkese hatırlatmalıdır.
Obama, G20 Zirvesinde yaptığı konuşmada, bu örgüte devletleşmiş bir yapı muamelesi yapılarak, ona karşı karada savaşacak asker göndermenin doğru olmadığını söyledi. Obama, DAİŞ’i hala sıradan bir terör örgütü olarak görüyor, ve Kürtler’in bu örgüte karşı karada yürüttükleri savaşla yetinelim diyor.
Oysa Obama, sığınmacı olarak ülkesine almak istediği 10 bin Suriyeli için bugün sadece cumhuriyetçileri değil, kendi partisinin demokratlarını bile ikna etmek zorunda.
Sosyalist Holland’ın hükümeti, Fransa için şimdilik üç ay sürecek olan sıkıyönetim öngörüyor.
DAİŞ’in Suriye ve Irak’ta nasıl bir gelecek öngördüğü ise, bütün dehşetiyle ortada, gizli saklı bir şey yok..
11 Eylül, dünyanın düzenini sarsamadı, Taliban ve El-Kaide’nin savaşı, küresel sonuçları bakımından, Paris saldırısının yarattığı sonuçların oldukça gerisindedir. Amerika’nın Irak’ı işgali dünyayı bölmeye yetmedi. Ama her geçen gün, dünyanın, Müslümanlar ve Hıristiyanlar olarak, medeni Batı ve Geri doğu olarak ikiye bölündüğüne tanık olmaktayız.
DAİŞ küresel bir bela. Ama bu belanın nasıl da Batı’da icat edildiğini ve Doğu’ya binlerce militan olarak adeta ihraç edildiğini görüyoruz.
Batı medyasında ‘DAİŞ Camiası’ hakkında çıkan bilgiler, dört başı mamur bir senaryoyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. DAİŞ militanları eğitimliler, iyi okullarda okumuşlar, örgütün saflarında yer alan canlı kadın bombaların pornografik öğelerle süslü hikayeleri, Holywood artistlerinin hayat hikayelerini aratmayan, zengin ve ilginç ayrıntılarla dolu.
DAİŞ’in Batılı merkezlerde imal edildikten sonra, önce Ortadoğu’nun sonra da dünyanın bulanık sularının ortasına atılmış bir örgüt olduğuna artık hiç şüphe yok.
Taliban’la Afganistan için masaya oturmak mümkündü, nitekim oturuldu da, ama DAİŞ’le masaya oturamazsınız, çünkü DAİŞ’e Irak ve Suriye’nin bir parçasını verseniz bile, DAİŞ’i normalleştiremezsiniz.
DAİŞ’in istedi, dünyanın düzenine sahip olmaktır. DAİŞ’i üretenlerin rızasına rağmen, dünyanın düzenine sahip olmak..
DAİŞ bütün dünyanın kalbine gelip oturmuş bir yeni yüzyıl heyulası..
AB, DAİŞ terörü nedeniyle kendi değerlerinden uzaklaşmaya hazırlanıyor. Avrupalılar mümkün olsa, ülkelerinin yüksek duvarlarla çevrilmesini isteyecek hale geldiler. Eğer DAİŞ tehlikesi bertaraf edilemezse, Müslümanların önce Avrupa’yı sonra da kendi topraklarını ve ülkelerini-Suriye’de Irak’ta- kitlesel göçlerle terk etmesi uzak bir ihtimal değil.
DAİŞ’İ daha fazla tanımaya ama doğru tanımaya ihtiyaç var, DAİŞ, El-Kaide gibi sıradan bir terör örgütü gibi görülemez.
DAİŞ’in Müslüman aleminde, ta Moğol istilasından ve Haçlı seferlerinden başlayarak, bugüne kadar akacak bir mecra arayan ‘Doğu halklarının isyanını’ temsil ettiğini, bu yüzyılların direniş ruhunu arkasına aldığını görmeden, ne Doğu’da ne Batı’da DAİŞ’e karşı sonuç alacı bir mücadele verilebilir.
DAİŞ, sadece Esat’ın ‘ideal düşmanı’ bir terör örgütü olmanın ötesinde, hedefinde ‘dünya düzeni ‘ olan bir örgüttür. Bu gerçeğin farkına varılmazsa, yarın çok geç olabilir, bir adım sonrası 3. Dünya savaşıdır ki, alametler peş peşe belirmeye başladı bile..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016