Orhan MİROĞLU
CHP’den Mahmut Tanal dostumuz, geçenlerde meclis genel kurulunda, AK Parti sıralarına dönüp ‘halkın desteği aslında sizden ziyade Erdoğan’a’ mealinde bir şeyler söyleyince, AK Parti grubu; Tanal gibi, meclisteki militan muhalefetle yetinmeyip, fırsat buldukça bu muhalefeti sokaklara taşıyan bir politikacının ‘Erdoğan’ın hakkını Erdoğan’a teslim’ etmesinden çok hoşlandı ve Sayın Tanal’ı coşkuyla alkışladı. Bu itiraf aslında, AK Partiyi bölmek veya içerden zayıflatmak için peş peşe çekilen operasyonların dayandığı, gerçekliği olmayan iddia ve görüşlerin iflas ettiğinin ilanı gibiydi.
Öyle ya bu iddiaların kritik süreçler için ileri sürdüğü tezlere bakıldığında görülen aşağı yukarı şuydu:
AK Parti’de doğru kabul edilen birçok şeye Erdoğan müdahale ediyor ve bu doğrular, Erdoğan’ın eliyle altüst ediliyor, bu yüzden de Erdoğan’ın yanlış tutumu yüzünden parti irtifa kaybediyor ve Türkiye kutuplaşıyor!
Oysa bu kolaycı ve art niyetli yorumları bir yana bırakacak olursak, tek tek olaylar bazında yaşadığımız ve Türkiye’yi sarsan birçok nokta ve sonuç, Erdoğan’ın yanılmadığını, tam tersine doğru düşünüp doğru karar verdiği için, Türkiye’nin birçok kez uçurumun kenarından döndüğünü ve bu gerçeği halkın gördüğünü ve Erdoğan’ı desteklediğini açıkça gösteriyor.
Bu kadar büyük bir sorumluluk üstlenmiş bir liderin çok kritik safhalarda doğru düşünüp doğru kararlar alması, Erdoğan’a Allah’ın bir lütfu ya da Allah’ın Türkiye’yi koruyup kollayan ilahi adaletinin bir sonucu olsa gerektir.
Gezi’de Erdoğan yanlış yapmadı. Oysa yakından biliyorum ki çevresindeki birçok insan, yanlış yapması için bilerek ya da bilmeyerek onu adeta teşvik etti. Yurt dışındaydı ve gezi olayları başladığında sürekli olarak bilgi alıyordu. Söylenen basitçe şuydu: Her şey normal, her şey kontrol altında, yurt dışından geldiğinizde, Keçiören’deki konuta gidebilir ve Emine Hanım’ın demleyeceği yorgunluk çayını ayaklarınızı bir pufa uzatarak gönül rahatlığı içinde içebilirsiniz.
Erdoğan bu söylenenlerin doğruluğuna inşallah inanmaz ve kurulan tuzağı fark eder diye, milyonlarca insan gibi içinden dua edenler arasındaydım. Dualar kabul oldu ve Erdoğan, havaalanına iner inmez hodri meydan dedi. Ankara’da ve İstanbul’da insanlar sokaklara, caddelere birikmiş, liderlerinden gelecek mesajları bekliyorlardı. Erdoğan uçaktan indi ve halkın beklediği o mesajları verdi. Türkiye rahat bir nefes aldı.
MİT TIR’larının durdurulması ve sonrasında da, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın sorguya alınmak istenmesi olayında da Erdoğan doğru olanı yaptı ve Fidan’ın ifadeye gitmemesini istedi. Tersi bir kararın nelere yol açabileceğini bugün ortaya çıkmış bunca gerçeğin süzgecinden geçirerek, varın siz düşünün.
Erdoğan, sözde Dolmabahçe ‘mutabakatına’ müdahale ederken de sonuna kadar haklıydı. Bu haklılığı, isteyen bugün Kürtler’e reva görülen hendek zulmünün ortaya çıkardığı gerçekler ışığında bir daha düşünebilir. PKK/HDP’nin derdinin Dolmabahçe veya başka bir mutabakat olmadığını daha kaç hendeğin kazılması ve o hendeklerin içine daha kaç ton bomba yerleştirilmesi gerekir acaba? Mutabakat arayan, diyelim ki, bu mutabakat olmayınca gidip silahlı gruplarla ilçeleri ve şehirleri işgal mi eder, yoksa muhatabının mutabakattan kaçınamayacağı koşulları yaratmak için sivil ve demokratik siyaset mi yapar? Hem de seksen milletvekili çıkarmışken..
Erdoğan, koalisyona sıcak bakmayıp AK Parti’nin önüne yeni bir seçim yarışı koymakla da doğru yaptı. CHP, olup biteni hala anlayamamış. Araştırma komisyonu kurulmasını talep edip duruyor. Cizre ve Sur görüntüleri bile, ulus-devlet kurmuş, üniter birliğimizin sözde yegane bekçisi olduğunu iddia eden CHP’yi yakalandığı Erdoğan sendromundan uyandıramamışsa, bugün CHP’li bir koalisyonla, PKK eliyle, Türkiye’ye karşı savaş açan uluslararası güçlerle nasıl mücadele edilebilecekti, hiç düşündünüz mü?
Son olarak.. 1 Mart tezkeresinin geçmesi gerekirdi diyen Erdoğan’ı tarih haklı çıkardı. Kimse kusura bakmasın, ama solun İslami versiyonu bir anlayışla, Irak işgaline karşı çıkmak belki o günün koşullarında ahlaki bir tavır olarak görülebilir. Ama 1 Mart tezkeresi geçseydi, Türkiye’nin Irak’taki ve Ortadoğu’daki gücü bugün daha ilerde bir güç olacaktı. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle inşa edilen ilişkiler, şehirlerin fiziki inşasını mümkün kıldı, ticaret gelişti filan ama bu ilişkilerin siyasi yanı istenilen düzeye bugün de varabilmiş değil. Bu tartışmada hatırlanması gereken bir şey daha var. 1 Mart tezkeresinin bedelini Türkiye’ye ödetmek istedi ABD, PKK’ya teklif üstüne teklif gitti. Savaşı başlatması için tabi. Ama o dönemde PKK’yi yöneten Osman Öcalan ve Nizamettin Taş bu teklifi reddettiler ve sonrada ilk kongrede tasfiye oldular.
Sonuçlarına bakıldığında, 1 Mart tezkeresi meselesinde de hayır diyenlerin övünecekleri bir şey yok ortada.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016