Oya BAYDAR
Tuzla’daki Ermeni Yetimhanesi (Kamp Armen) dozerlerle, iş makinalarıyla yıkılıyor. Bir zamanlar yemyeşil, bağlık bahçelik olan kamp arazisine kim bilir hangi inşaat şirketinin, hangi yandaş müteahhitin villaları, siteleri inşa edilecek.
Konu T24 okurlarının yabancısı değil. 1962’de Gedikpaş Ermeni Protestan Kilisesi tarafından parası ödenerek şahıstan satın alınan arsa üzerine, aralarında küçücük Hrant Dink’in de bulunduğu çocukların emeğiyle yetim Ermeni çocukları için bir yuva kuruluyor.
Hrant Dink’in önce okuyup yetiştiği, sonra eşi Rakel ile birlikte yönettiği, gerçek yuvası kabul ettiği Kamp Armen’e; 1974’te Yargıtay’ın “… Türk olmayanların meydana getirdikleri tüzel kişiliklerin taşınmaz mal edinmeleri yasaklanmıştır. Çünkü tüzel kişiler gerçek kişilere göre daha güçlü oldukları için bunların taşınmaz mal edinmelerinin kısıtlanmamış olması halinde, devletin tehlikelerle karşılaşacağı ve türlü sakıncalar doğabileceği açıktır” gerekçeli kararı temel alınarak, 1979’da Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün başvurusu üzerine eski maliklerine iade edilmek üzere el konuyor. 1987’ye kadar itirazlar itirazları, davalar davaları izliyor. Bu arada Kamp Armen arazisinin mülkiyeti ikinci, hatta üçüncü kişilere geçiyor. Tuzla yetimhanesi mecburen terk edilse de Ermeniler için manevî değerini koruyor.
Kamp Armen’i kurtarmak vicdan borcumuzdur
Sevgili Hrant’ın, öldürülmeden önce Agos’ta yayımlanan Kamp Armen’le ilgili o güzel yazısını, Rakel Dink’in yüreğe işleyen feryadını okumayanlar okusun, duymayanlar duysun. Mülkün son sahibinin gönderdiği yıkım ekipleri işe koyulduğunda, sadece Ermenilerin değil bu ülkenin bütün vicdan sahibi iyi insanlarının yüreği yanarken, Türkiye Ermenilerinin sivil toplum kuruluşu Nor Zartonk; “Kamp Armen acımızın ve kaybımızın tarihi, ortak geleceğimizin ve umudumuzun mekânıdır…..kayıplara rağmen yeşertmeye çalıştığımız umudun, ortak geçmişimizin ve mutlaka ama mutlaka ortak, birlikte, kardeşçe olacak geleceğimizin mekânıdır” diye sesleniyor hepimize.
Ey! Ermeni katliamı, Ermeni kırımı, hele de soykırım deyince rencide olup, atalarımıza kara çaldırmayız, diye yeri göğü inletenler. Ey! 1915’ten, Dersim’den, Rum, Yahudi, Süryani pogromlarından, tehcirlerden söz edenleri hain diye damgalayanlar! Hadi diyelim ki, tarihteki bu devlet suçlarına türlü bahaneler uydurdunuz; estek köstek, ama fakat’larla üstünü örtmeye çalıştığınız. Peki şu zavallı Ermeni Yetimhanesi’nin başına gelenleri nerenize sokacak, nasıl punduna getireceksiniz? TC. yurttaşı azınlıkları ve vakıflarını Türk saymayan ve Türk olmadıkları için ayrımcılığa tâbi tutan, haklarını yiğip zulme uğratan o bildik devlet zihniyetini nasıl aklayacaksınız? (Anayasadaki Türk sözcük ve kavramının etnik kimlik ifade etmediğini, bir üst kimlik olduğunu iddia edenlerin kulakları çınlasın!)
1915’te bir değil, on değil, bin değil, yüzbinlerce Ermeni’nin öldürülmesini “aksaklık”tan ibaret görenler için Kamp Armen’in başına gelenler aksaklık bile sayılmaz; olsa olsa görmezden gelinecek bir pürüzdür. Ama işte o pürüz, bu devletin ve onun yeni sahiplerinin fıtratına, cibilliyetine ayna tutuyor. Bu toprakların kadim halklarını Türk-Sünnî İslam potasında eritmeyi amaçlayan asimilasyoncu iktidar zihniyeti İtihat Terakki’den bugüne el değiştirerek sürüyor. Devletin ve zihniyetin günümüzdeki temsilcisi de, “Affedersiniz Ermeni” söyleminin sahibi zâtın başkanlığındaki AKP.
Kamp Armen hepimizin
Bu satırlar yazılırken Ermeni kardeşlerimiz kendileri için çok şey ifade eden Tuzla Ermeni Yetimhanesi’nde yıkımı engelleme nöbetindeler. Ama Kamp Armen sadece Ermeni yurttaşların değil, onlardan daha fazla bizim, hepimizin: Türkiye’nin özgürlükten, barıştan, kardeşlikten, demokrasiden ve gelecekten yana bütün insanlarının kurtarılması gereken ortak mülkü; kimilerinin duyamadığı ortak acılarımızın; ortak olmasını dilediğimiz geleceğimizin simgesi.
HES’lere karşı sularına sahip çıkan, nükleer santrallere karşı direnen; parklarını, yeşil alanlarını, kentlerini, tarihî mirası korumak için mücadele eden; Gezi’de özgürlükleri, kişilikleri, gelecekleri için ayaklanan, daha iyi bir dünya, daha aydınlık bir ülke için çabalayan herkes, hepimiz: Ermenisi, Türkü, Kürdü, Müslümanı, Hıristiyanı, Tuzla’da yıkıma karşı etten duvar örmeliyiz.
Tarihten gelen ve bugüne yeni muktedirlerle uzanan devlet yapısını ve zihniyetini değiştirebilmek, tarihle yüzleşmek kadar bugün bu zihniyetin her türlü adaletsiz, ayrımcı, asimilasyoncu tasarrufuna birlikte karşı koymakla mümkün. Bir kez daha: “Hepimiz Ermeniyiz, Kamp Armen hepimizin!”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024