Şahin ALPAY
Türkiye ile Almanya arasındaki ilişki, kuşkusuz, Almanya’da yaşayan, nüfusun yüzde 4-5 dolayında bir bölümünü oluşturan, yaklaşık 4 milyon Türkiye kökenliden ibaret değildir.
Geçen yıl Türkiye’yi yaklaşık 4 milyon Alman turist ziyaret etti. Almanya, Türkiye’nin NATO müttefiki, önde gelen ticaret ortaklarından biri. Türkiye’yi AB yoluna çıkaran Almanya’da Sosyal Demokrat - Yeşil koalisyon hükümeti oldu. Aramızda tarihi ilişkiler var. Türkiye, Almanya ile hiçbir zaman savaşmadı, Birinci Dünya Savaşı’nda müttefiki oldu. Bu ve başka nedenlerle, Almanya’da Türkiye üzerine, Türkiye’de Almanya üzerine uzman akademisyenlerin parmakla bile sayılamayacak kadar az olmasını her zaman yadırgadım. Bu bağlamda tesellim, yıllar içinde Türkiye üzerine yazan kalburüstü Alman gazeteciler tanımış olmam. Bunlar arasında, tarih sırasıyla: Rainer Hermann (Frankfurter Allgemeine Zeitung), Christiane Schlötzer (Süddeutsche Zeitung) ve Michael Thumann (Die Zeit) başta geliyor. Bunların her birinin dostluğunu kazanmak benim için çok değerli oldu; onlardan çok şey öğrendim.
Doktorasını ekonomi alanında yapan, İslam araştırmaları alanında çalışan, anadili Almanca yanında Arapça, İngilizce, Farsça ve Türkçe konuşan Rainer Hermann, 1991-2008 arasında gazetesinin Türkiye ve Ortadoğu temsilciliğini yaptığı İstanbul’da yaşadı. “Türkiye Nereye Gidiyor? Türkiye’de Kültür Savaşları” başlıklı kitabının Almanca aslı 2008’de, Türkçe çevirisi 2009’da basıldı. Kitap kısa süre önce de, çalışmayı güncelleştiren önsözü ve ekleriyle İngilizce olarak yayımlandı (Blue Dome Press, NewYork). Hermann’ın kitabı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “çıraklık ve kalfalık” dönemiyle (Erdoğan I) “ustalık” dönemi (Erdoğan II) arasındaki inanılması güç kontrastı anlamaya çalışanlar için mükemmel bir rehber.
Önsözde Hermann şöyle yazıyor: “Baskın şeklinde gelen kanunlar, yasaklar ve haberleşme karartmaları ile Erdoğan hükümeti Türkiye’yi yeniden eski tek–parti yönetimine, hatta sansürcü demirperde ülkelerine çevirmeyi amaçlıyor. Geride kalan onyıllarda merkez-çevre ilişkisi değişti, rejimin dışlananı olan Anadolu’daki çevre merkezin sahibi haline geldi, ama iktidar araçları, bunların otoriter niteliği değişmedi. 2007’de Erdoğan ‘derin devlet’ ile savaşan reformcuydu. O savaş kazanıldıktan sonra Erdoğan ve çevresindeki oligarşik yapı şimdi kurulu düzeni, yeni gücü temsil ediyor. Bu çevrenin yasalara aykırı, otoriter eğilimleri, demokratik hukuk devleti ve hesap verme sorumluluğuyla ilgili değerlerle bağdaşmaz… Önümüzdeki üç seçim Türkiye’nin otoriterliğe mi yoksa demokrasiye doğru mu yol alacağını belirleyecek.”
Hermann, Zaman’a verdiği mülakatta “Türkiye nereye gidiyor?” sorusuna da şu cevabı veriyor: “Türkiye daima yarı yolda. Son on yılda demokrasi için bazı adımlar atıldı. Ama şimdi Türkiye’nin lideri, otoriter bir sistem için adımlar atmayı tercih ediyor. Avrupa’nın AB’sindense Putin’in Avrasyası’na daha yakın görünüyor… Erdoğan’ın balkon konuşmasını dehşet içinde dinledim. Gücünü seçimden alıyor ve istediğinden daha fazlasını yapacağını ve istediği gibi davranabileceğini düşünüyor. Ve bütün bunlar demokratik bir sürece, bağımsız ve güçlü kurumların inşa edilmesine yardım etmiyor. Bu yüzden Erdoğan’ın gücünün, Türkiye’nin güçsüzlüğü olduğunu düşünüyorum.” (Tuğba Kaplan, Zaman Pazar, 5 Nisan 2014.)
İçinde bulunduğumuz durum, bundan daha iyi ifade edilemezdi. Gerçekten bugün Erdoğan’ın siyaseten gücünü koruması, Türkiye’nin gücünü yitirmesi anlamına geliyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020