Şahin ALPAY
Geçen hafta ABD’nin önde gelen dış politika düşünce kuruluşlarından “Council on Foreign Relations/Dış İlişkiler Konseyi”nin İstanbul’da düzenlediği, “Değişen Ortadoğu’da Yükselen Güç Türkiye” başlıklı toplantının bir bölümüne katıldım.
Çoğu Türk olan katılımcıların, ben de dahil tamamı Türkiye’nin demokratikleşmesini sürdüreceğine, Batı ittifakıyla sadece güvenlik çıkarları nedeniyle değil, değerleri itibarıyla da uyum sağlayarak bölgesine model/esin kaynağı olacağına dair yaygın beklentinin, AKP’nin üçüncü iktidar döneminde çöktüğü konusunda görüş birliğindeydi.
Bu yöndeki konuşmaları dinlerken düşündüm: Bu çöküşün çok ağır basan nedenleri muhakkak ki Türkiye’nin iç dinamikleriyle ilgili. Ne var ki, Erdoğan hükümetinin içeride ve dışarıda hayal kırıklığı uyandıran dönüşünün dış nedenlerine de yazılarımda zaman zaman değindim. Söylediğim şu: Erdoğan hükümetinin otoriterleşmeye yönelmesine, Türkiye’nin giderek rol modeli olma vasfını yitirmesine Batılı müttefiklerin de dolaylı katkıları oldu.
Bunun en açık örneği, kabaca 1999–2005 arasında Avrupa Birliği’nin birliğe katılımına destek verdiği dönemde, Türkiye’de demokratikleşme yönünde bir “sessiz devrim” yaşanması. Başta Fransa ve Almanya’nın “üyelik olmaz, ayrıcalıklı ortaklık” verelim söylemini benimsemelerinden sonra Türkiye’de yönetimde reform hevesi ve halkta reformlara destek hızla azaldı. Kanımca, eğer İslamcı RP’den (o sıra) liberal–muhafazakâr AKP’ye dönüşümü dahi teşvik eden AB desteği sürüyor olsaydı, Türkiye çoktan Kopenhag Kriterleri’ni tümüyle yerine getirmiş olabilirdi.
AKP hükümeti, askeri darbe girişimiyle önlenmeye çalışılmasına rağmen, Kıbrıslı Türklerle birlikte adada kapsamlı çözüm planına destek verdi. Ne var ki ne AB ne de ABD, Kıbrıslı Rumları planı kabule teşvik için kılını kıpırdattı. Ankara, 2008’e kadar İsrail’le Filistinlileri ve Suriye’yi barıştırmak için hayli çaba sarf etti. O tarihe kadar İsrail hükümet sözcüleri Türkiye ile ilişkilerin “mükemmel” olduğunu söylüyordu. Ne var ki Gazze’de seçimle iktidara gelen Hamas’ı görüşme masasına çekmek için Ankara’nın harcadığı çabaları, başta ABD, müttefikler ellerinin tersiyle ittiler. İsrail’in Gazze’ye hunharca saldırarak barış ümidini bir kez daha dinamitlemesine hiçbir Batılı müttefik ciddi bir itirazda bulunmadı. İsrail askerlerinin Mavi Marmara’da 9 Türk’ü öldürmesine de öyle…
Ankara 2009’da Ermenistan’la normalleşme protokollerini imzalarken, Erivan işgal altındaki Azeri topraklarından çekilme sinyali vermeden bunları uygulamayacağını herkes biliyordu. Ama Batılı müttefikler, işgale göz yummaya devam ettiler. Türkiye, 2010’da Brezilya ile işbirliği yaparak İran ile nükleer sorunun müzakereyle çözümü yönünde girişimde bulundu. Başta ABD, 5+1 ülkeleri girişimi reddettiler. Niye, anlaşılabildi mi?
Suriye diktatörü barışçı gösterileri silahla bastırdığında Başkan Obama, “Beşar Esad iktidarı bırakmalı…” dedi, ama bunun arkasında durmadı. Rejime “kırmızı çizgiler” çizdi, ama bunların ihlal edilmesini de sineye çekti. Rusya ve İran, Esad diktatörlüğünü her yoldan desteklemeye devam etti, ama Batı, özgürlük isteyen Suriyeli muhaliflere gereken desteği esirgedi. Bir milyona yakın mültecinin akınına uğrayan Türkiye, Suriye krizinde yalnız bırakıldı. Neticede Suriye’de insanlık öldü; radikal İslamcılık azdı.
Evet, Erdoğan’ın Mısır ile ilişkileri en alt düzeye indirmesi doğru değil, ama herhalde Davutoğlu’nun John Kerry gibi Kahire’ye gidip, darbeci El Sisi’yi ‘tarihi’ seçim zaferinden dolayı tebrik etmesi ve Ankara’nın desteğinin devam edeceğini söylemesi beklenemezdi.
Batılı müttefiklerin bu ve başka tutumları, muhakkak ki, Erdoğan I’den Erdoğan II’ye geçişte bir rol oynadı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020