Salih Tuna
Fatih'te orda burda rastladığımız orta yaşlı bir kadın vardı. Yaşıyorsa uzun ömürler dilerim, ölmüşse rahmet.
Çok ilginç, çok enteresan bir kadındı.
Görenler "dilenci" derlerdi. Ben öyle demem, diyemem...
Usul usul sokulur, para isterdi ama asla "dilenci" gibi değil.
En fazla "borç" ister gibi.
"Borç" dediğim de vereni abat eden borç. Hani, Allah'tan karşılığı kat be kat alınan borç var ya, Bakara Süresi, 245. Ayette sabit, onu diyorum...
Çok farklıydı.
Mesela, hiç "ajitasyon" yapmazdı. Yani, evim yandı, çocuklarım kapıda kaldı veya köyden geldim, ameliyat olacağım gibi lakırdılar etmezdi.
Ne mi derdi?
"Fazla paran var mı abi?"
Evet, bu kadar, ne eksik, ne fazla.
Üstelik ezilip büzülmez, iki büklüm olmaz, sadece biraz sessizce söylerdi.
Paranın fazlalığı nedir?
Daha doğrusu, fazla para ne demektir?
Nuri Pakdil ustamız aklımda kaldığı kadarıyla "mevduatı" alın terinin kasalardadondurulması şeklinde tesmiye etmişti.
Benim bildiğim, "fazla para" ihtiyacın dışında kalandır.
İhtiyaç da bellidir; lüks ve israfı kapsamaz. Hele gösteriş toplumunun şebeği olmayı hiç...
Fazla para "infakın" konusudur. Emrolunan da malumunuz "hayr"da yarışmaktır.
Yazık ki, modern zamanlar, her yerde gösterişte yarışı icbar ediyor.
Hal böyle olunca zamanla her şey mubah algısı yerleşiyor; yeter ki kendini göster, kendini gerçekleştir.
Mubah konusu da gayet netameli. Makyajı / kamuflajı iyi olanın "mubah" sorunu bile yok.
Gelgelelim, sadece "zenginler" arasındaki bir sorun değil bu. Öyle insanlar var ki eline fırsat geçse neler yapmaz.
Hayli zaman önce adamın biri tezgahta bağıra çağıra hamsi satıyordu.
Baktım, hamsi dediği bildiğiniz sardalya.
Saflıkla uyarmaya kalkışınca, "Hadi uza hemşerim, işime engel olma!" dedi.
Şükür ki şükür paraya elinin kiri muamelesi yapan da çok.
Bu güzel insanlardan belki de en ilgincine, birkaç yıl evvel Trabzon'a gittiğimdemuttali oldum.
Daha evvel anlatmıştım ama yine anlatayım...
İstanbul'a dönüş yolunda hatıralık bir şeyler almak için Bakırcılar Çarşısı'na uğradım.
Bunun fiyatı nedir dedim esnafın birine; 100 lira, dedi.
Sırf konuşturmak için pazarlık yapayım dedim: "75 olmaz mı?"
Hayır anlamında kaşlarını kaldırdı. Hoşuma gitti sürdürdüm: "85 olsun ozaman.."
Olmaz, dedi. "Hadi 90 diyelim" dedim. "Olmaz dedum ya, lailaheillellah"diye söylendi, "99 buçuk desen olmaz. 100 dedim 100 'tur..."
Kızma dedim, 100 lira uzattım.
Baktım, 25 lira geri uzatıyor.
Bu nedir, dedim! Paranın üstü, dedi. Paranın üstü yok, dedim, "100 dedin 100 verdim."
"Uzatma al habu parayı" dedi, "bir kere 75 demiş oldun..."
Ama ben öylesine dedim demeye kalmadı lafı ağzıma tıkadı: "Nasıldediysan dedun, dedun oni bir kere!" diye kestirip attı.
Son çare olarak "O zaman ben de satın almam" dedim. "E almasan alma" dedi, "zorla satacak değilum ya."
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019