Tayfun Atay
Çukur'la ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dehşet verici rahatlıkla telaffuz ettiği "lânet dizi" ifadesi hemen sonuç verdi. Bir avukat çıktı ve dizinin 29 Ekim'de yayınlanan son bölümündeki bir sahnede avukat rolündeki kişiye yönelik şiddet, baskı, tehdit sergilenerek avukatların itibarsızlaştırıldığı iddiasıyla kamu davası açılması talebinde bulundu.
Avukatımızın içi rahat olsun, önümüzdeki haftalarda dizi, kurgusal bir kıvraklıkla bunu telafi eder! Çünkü geçmişte oldu; bir sahneden dolayı doktorların gösterdiği benzer tepki nedeniyle müteakip bölümde biz dizinin baş kahramanlarından "İdris Baba"yı (Ercan Kesal) önceki hafta öfkeyle yüklendiği doktor karşısında nedamet getirip onun gönlünü alırken izledik!..
Bizim memlekette roman, sinema ya da dizi olsun, eğer kurmaca üretimi içinde yer alıyorsanız bunlar en görünür kazalardandır. Hatırlayalım, Avlu dizisinin daha fragmanında, yani içerikte nasıl yansıtılacağı bile henüz bilinmezken gardiyanlar ortalığı ayağa kaldırmışlardı; "Mesleğimizi kötü gösteriyorlar, bize hakaret ediyorlar" diye… Halbuki dizi başladığında öyle olmadığı; aslında hayatın içinde her alanda olduğu gibi gardiyanlık mevzu bahis olduğunda da iyiyle kötünün gelgitinde bir insanlık halinin karşımızda olduğu anlaşıldı. Kurgusal akışta, mesleği kötüye kullanan istismarcı hapishane görevlileri de vardı, işini yüz akıyla yapan iyilik timsali olanlar da.
Bu arada geçerken şu notu da düşelim: Dünyada böyle tepkilere kulak verilseydi eğer, insanlık tarihinin sayısız edebi ve sanatsal şaheserinin ortaya çıkması mümkün olamazdı. Sinemadan aklıma ilk gelenleri sıralayacak olursam ne Baba trilojisi ne Guguk Kuşu ne de Kuzuların Sessizliği yapılabilirdi.
Düşünün mesela Kuzuların Sessizliği'nde Anthony Hopkins'in canlandırdığı ve ona sadece 16 dakika beyaz perdede görünmesine karşılık en iyi erkek oyuncu Oscar'ı kazandıran yamyam-seri katil, psikiyatr doktor "Hannibal Lecter" karakterini!.. Film, ABD Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik açıdan önemli filmler" arasına alındı.
Peki, psikiyatrların isyan ettiğini duydunuz mu?..
Kuzuların Sessizliği
İçişleri Bakanı'na üzülüyorum!
Yukarıda zikredilen kurgusal ürünlerde karşımıza çıkan doktorlar, başhemşireler, avukatlar, gardiyanlar; hepsi gerçek hayattan kurgusal ilhamlarla var edilmiş karakterler. Ama söz konusu meslek erbaplarının genel-tümel gerçekliğini temsil etme gibi bir iddiaları yok. Ne de kimse böyle bir temsiliyet hususunda kendini çocuksu-ergen vehimlere kaptırmalı.
İsteniyor ki kurgularda karşımıza eli-yüzü düzgün, melek gibi pirüpak karakterler çıkarılsın, ama olmuyor, olmaz; eşyanın doğasına ters.
Bir kurgusal eseri izlenir kılan en önemli özellik, onun hayatın dinamiğine; yani hayatın içindeki sorunlara, çatışmalara, yanlışlıklara, berbatlıklara, çirkinliklere dokunmasıyla mümkün.
Tabii isterseniz eli-yüzü düzgün, steril, "idealize" kurgular üretebilirsiniz bu beğenmediğiniz kurgularla "taklaşma" yolunda; ama sonuç sizi daha büyük bir dehşete düşürebilir.
Mesela ne diyor İçişleri Bakanı Çukur ve Sıfır Bir Adana dizilerine yönelik lânetleme seansında, detaylıca bakalım:
"Lânet bir dizi var ‘Çukur' diye. Onun kadar olamıyorsak yazıklar olsun. Bir de ‘Adana Sıfır Bir' diye dizi var. İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık. Bu iki dizi çocuklarımızı zehirliyor. İnsanımızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor. Bizim çocuklara öğretmemiz gereken bambaşka bir şeyken çocuklarımızı birileri zehirliyor. Buna maalesef bakıyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin yönünü hayra, doğru işlere döndürmeliyiz. Beş vakit namazda okunan gibi sırat-ı müstakime döndürmeliyiz."
Şimdi ben bunları okuduğumda veya dinlediğimde Türkiye İçişleri Bakanı'nın popüler kültür mecrasına da; kavramsal, süreçsel yani "bilimsel" anlamda kültür konusuna da; nihayet sosyal-kültürel değişme sorunsalına da nasıl alabildiğine uzak olduğunu fark ediyor ve çok üzülüyorum.
Çukur'u seyredenler, iktidarınızı besliyor
Bir: "Lânet dizi" Çukur kadar olamıyorsunuz diye yazıklanmayın!
Parçası olduğunuz siyasi iktidarı oylarıyla besleyen kitlelerin bile Çukur dizisindeki karakterlere, "Vartolu Sadettin"e "Yamaç Koçovalı"ya, "Aliço"ya, "Cumali"ye, "Medet"e neden bu kadar meftun ve vurgun olduğunu, onlarda ne bulduğunu anlamaya çalışın. Anlamak için okumaya, öğrenmeye bakın!..
İsterseniz bunun yerine, yukarıda dediğimiz gibi, çocuklarınızın-gençlerinizin yönünü hayra, doğru işlere, "sırat-ı müstakim"e döndürme "ideali" ile Çukur'un etki alanı kadar etki alanı oluşturma hevesiyle ısmarlama kurgular üretebilirsiniz. Bunları devletinizin televizyon kanallarında parlak ve pahalı kampanyalar eşliğinde seyre de sunabilirsiniz.
Hiç şüphesiz Çukur'u da Sıfır Bir Adana'yı da sular-seller gibi izleyen o muazzam kitleler bu yaptığınızı ayakta alkışlar. "Yaşa, var ol, nur ol, berhudar ol" diye tezahüratta bulunurlar.
Ama inanın, oturup izlemezler.
Okuyun, öğrenin "popüler kültür" üzerine!..
(Öneri: John Fiske, Popüler Kültürü Anlamak, Çev. Süleyman İrvan, Bilim Sanat Yayınları, 1999.)

Sıfır Bir Adana
Kültür, bildiğini okur
İki: Bu diziler insanınızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor, çocuklarınızı zehirliyor ve siz onlar kadar etki alanı oluşturamıyorsunuz diye yanmayın!
"Kültür"ün nasıl bir işleyişe sahip olduğunu, daha doğrusu ne olup ne olmadığını, ama en önemlisi onun öyle tepeden (politik) müdahalelerle hamur gibi yoğrulamayacak kadar kendine has bir akışı olduğunu öğrenin.
Kültür, sosyal kalıtımla güncel katılımın haşr olmasından çıkar. Tarihsel olduğu kadar değişkendir de…
Ha, siz etki etmez misiniz siyaseten, evet edersiniz; ama yine sonuç, sizin istediğiniz gibi olmaz.
Kültür, bildiğini okur.
Ayrıca, insanınızın o uzaklaştığını vehmettiğiniz "kendi kültürü", hangi kültür acaba?..
Bu coğrafyaya içsel alt-kültürler olduğu gibi, bu coğrafyaya dışsal, ama onu hem etkileyen hem de ondan etkilenen bir kültürel-örüntü çokluğu var ortada.
İnsanınızın uzaklaştığı zehabına kapıldığınız kültür, belki sizin zihninizde-hayalinizde var ama "şe'niyette" (gerçekte) yok.
Varsa, çok-kültürlülük var.
Okuyun, öğrenin kültür üzerine de…
(Öneri: Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayınları, 1972; elbette sonrasında bugüne kadar sayısız yani baskı.)
Dünya değişiyor, siz arkanıza bakıyorsunuz!
Üç: Çocuklarınızın, gençlerinizin yönünü hayra, beş vakit namaza, "sırat-ı müstakim"e çevirmeye çalışırken ne diye dizilere yükleniyorsunuz?
Ramazan'da yüz binlerce lira ücretle program yapan "ulema" karşısında seyre durmuş; ezan okunurken, Kur'an tilavet edilirken selfie yapan, cep telefonu elinde poz verip ekrana el sallayan "dini-bütün" gençlerinize neden bakmıyorsunuz?
Onları da mı Çukur, Sıfır Bir Adana zehirliyor?..
Hayır, tabii ki.
Olgusal çerçevede dünya değişiyor, hayat değişiyor, kültür/ler değişiyor. Ve siz, elbette "sorunlu" bu değişimin ruhunu okuyamıyor, nabzını tutamıyor, ritmini yakalayamıyorsunuz.
Sorunu anlamak yerine onu daha da katmerli hale getirecek lâflar ediyor, çağrılarda bulunuyor; önünüzdeki sorunu arkanıza bakarak çözmeye kalkışmak gibi feci bir gidişatın önünü açacak işler yapıyorsunuz.
Okuyun, öğrenin "kültür değişmesi" üzerine de…
(Öneri: Bozkurt Güvenç, Sosyal ve Kültürel Değişme, Hacettepe Üniversitesi Yayını, 1971; elbette sonrasında bugüne kadar bir dolu yeni baskı… Ayrıca, eğer bu ve önceki eserler fazla liberal ya da "sol" geldiyse; Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, 1000 Temel Eser, 1969.)
Soylu'nun lâneti, diziye nimet!
Yukarıda yazılanlardan Çukur dizisini savunma babında, onu sorgusuz-sualsiz benimsemek ya da eleştiriden azade saymak gibi bir motivasyon içinde olduğumuz düşünülmesin! Böyle bir şey yok.
Ve bu haftaki "T24 Haftalık" içinde yer alan, sevgili dostumuz-kardeşimiz Doç. Dr. Göksel Aymaz'ın yazısı da Çukur üzerine sosyal bilimci yaklaşımıyla nasıl bir eleştirel çözümlemede bulunabileceğinin kıymetli bir örneği olarak ilginizi bekliyor.
Okuyun Aymaz'ın yazısını da ve Çukur'a aslında nasıl bakmanız gerektiğini öğrenin!..
Benim kaleme aldığım bu yazı Çukur'un eleştiri ve çözümlemesini hedeflemediği için ben buna burada uzun uzadıya girmeyeceğim.
Ama diziyi izledim, izliyorum ve ona ilişkin geçmişte yazılar kaleme aldım.
Kanımca Çukur, dikkate değer ve üzerine konuşulmayı hak eder bir yapım olarak başladı 2017'de, ama birinci sezonun sonlarına doğru aslında bize söyleyebileceği her şeyi de söyleyerek ömrünü tamamladı.
Gel gelelim "dizi" dediğimiz iş bir sektör, bir endüstri… Ve Çukur, sağladığı kitlesel çekim doğrultusunda elbette hâlâ yoluna endüstriyel-ticari beklentilerle devam ediyor. Bu beklenti sayısal sonuçlara (reyting) bağlı olarak azaldığı noktada zaten bitmiş olan Çukur'un uzun ölümü de nihayet bulmuş olacak.
Fakat, heyhat, şimdi Çukur'a bir hayat aşısı da yapılmadı mı, yapıldı!..
Kim tarafından?.. İçişleri Bakanı Soylu tarafından.
Soylu'nun lânetlemesi, diziye nimet olacaktır.
Elbette o, diziye negatif yaklaşım ve değerlendirmesi bağlamında kaş yapayım derken göz çıkardığının ve Çukur'u "karşı istikamet"ten böylesine özneleştirerek ona yeni ve taze bir ilgi momenti yarattığının farkında olmayacaktır.
Çukur zehirlemiyor, "zehir"den çıkıyor
İçisleri Bakanı'nın bir zamanların kült dizisi Kurtlar Vadisi hakkında ne düşündüğünü bilmiyoruz. Lâkin, kestirmeden bir tanımlamayla devlet, hatta "derin-devlet" fetişizmiyle ayırt edilebilecek bu dizi hakkında o, kuvvetle muhtemel ki daha farklı bir dil kullanımı sergileyecektir.
Aslına bakılırsa Çukur'un giderek "format" itibarıyla Kurtlar Vadisi ile hayli benzeşik bir seyre savrulduğu da ileri sürülebilir.
Fakat elbette "ideolojik" bağlamda aralarında hâlâ fark var: Kurtlar Vadisi, apaçık biçimde "Statüko"dan yana bir dizi olarak ayırt edilmişken Çukur, örtük mü örtük, ürkek mi ürkek, temkinli mi temkinli de olsa, özellikle metaforlar üzerinden hâlâ "anti-statükocu" motifleri bünyesinde barındırıyor.
Sanırım Bakan Soylu'yu ziyadesiyle rahatsız eden husus da bu olsa gerek. Yolun sonunda iş, "Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar" diye bağlansa, belki bu kadar kızıp lanetlemeye gerek olmayacaktı.
Ama lanetliyor diziyi o. Çünkü hayat ne kadar kirli olursa olsun, bundan beslenen bir kurgunun o hayata aynalığına, hele devlet karşısında da "boyunlar kıldan ince" değilse, tahammül yok.
Çukur'da abartılı ve fantastik şekilde kurgulanan her şey, hayatın içinde rutin bir fanatiklikle mevcut halbuki.
Çukur kimseyi zehirlemiyor. Çukur, zehirli bir hayatın içinden çıkıyor.
Ne derdi sevgili hocamız Ünsal Oskay her yeri geldiğinde: "En büyük ahlâksızlık, yoksuldan ahlâk beklemektir."
Peki ya hayatın içinde olmayanı, kurgunun içinde beklemek; ya da hayatın içinde olanın kurgunun içinde olmamasını beklemek?..
Ne diyelim ki?!..
Ayıptır, ayıp!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları




















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019