Uğur Gürses
BORGES’in öyküsü değil; Türkiye ekonomisinin öyküsünde yeni bir yol kavşağı belirdi; Ankara 2 haneden 20’li haneye ilerleyen enflasyonu durdurup düşürecek mi, yoksa eskisi gibi devam mı edecek?
Zira enflasyonun yükseldiği, yüksek seyretme eğilimine girdiği bir süreçte bu gözetilmezse durgunlukla birlikte çok şirketin ve yoksulun canını yakar. Türkiye ekonomisi için “değirmenin suyu” dış kaynaktır. Değirmenin de suyunun kesildiği bir süreçteyiz.
Salı açıklanan enflasyon oranı, bu kadar yüksek oranda kur şoku yiyen ekonomide fiyatlara geçişkenliğin yüksek olabileceğini düşündürüyor. Son 3 aylık fiyat artışlarının ivmesi çok güçlü görünüyor; Merkez Bankası’nın enflasyona dair teknik notuna göre temel mallarda fiyat artış ivmesi yüzde 22, hizmetlerde ise yüzde 16’ya yakın artış eğiliminde. Yani adım atılmazsa “kötü geride kaldı”demeye henüz çok uzağız. Hele çekirdek fiyat artışlarının eğiliminin de yüzde 18’lerde olduğu, yüzde 24’e vuran üretici imalat fiyatlarında artışların devam ettiği hesaba katılırsa enflasyonda yeni bir eşiğe, yüzde 20’ye itecek bir eşiğe geldiğimiz görülüyor.
Nitekim bankanın notunda; TL’deki değer kaybının mallardan hizmet gruplarının geneline yayıldığı, bunda maliyet yanında talep yönlü etkilerin de hissedildiği; böylece çekirdek göstergelerin yıllık artışlarının ve ana artış eğilimlerinin kayda değer bir biçimde yükseldiği vurgulanıyor. “Maliyet enflasyonudur gelir geçer”gerekçesini pişirmeye çalışan kesimlere de mesaj olmuş bu.
Enflasyon büyük bir olasılıkla önümüzdeki aylarda yüzde 16.5’luk bir orana tırmanacak. Akaryakıt ve doğal gaz fiyatları gibi ertelenen ve askıda tutulan ayarlamalar yapıldığında da enflasyon yüzde 16.50’nin üzerine koşacak. Gerisini ise göreceğiz; bankanın da işaret ettiği gibi yüzde 18-20’lik fiyat artışı eğilimi genele yayılıyorsa yollar yokuşta çatallanıyor demektir.
Şimdi mali piyasada bu hesabı yapanlar, para ve tahvil piyasası fiyatlamalarını hemen değiştirdi. Bir yıllık vadede bankalararası para piyasası borç verme faizleri yüzde 20’nin üzerine demir attı.
Merkez Bankası ise haziran başında kendi politika faizini yüzde 17.75’e çekmişti. Hali hazırda piyasa ile arasındaki fark 2-2.5 puana çıktı. Öyle ki 10 yıllık tahvil faizi yüzde 17.70’e vurmuş iken Merkez Bankası’nın yüzde 17.75’lik bir faizle enflasyonu kontrol altına alacağına kimse ikna olmaz.
Yine “zurnanın zırt dediği” yere geldik. Banka faizleri zamanında yükseltemeyerek zaten itibar kaybetti, şimdi yeni bir sınavda; 24 Temmuz’da faizleri artırabilecek mi?
Eğer kendi hazırladığı haziran enflasyonuna dair teknik notta yazılanlara kendisi kulak kabartmıyorsa işimiz zor.
Şimdi herkes “daha henüz yeni faiz artırdı, yeniden artırırsa yandık”diyecektir. Ne yazık ki ekonomide para politikasıyla şaka olmaz; geç kalmanın faturası çok ağır çıkar. Merkez Bankası’nın, bu enflasyon görünümü ve piyasa parametrelerinin geldiği yer itibariyle faizleri artırması yine kaçınılmaz. Banka kaçınabilir ama yakın örnekte gördük ki; kaçınmanın ağır sonuçlarından kaçamadı.
Olacak şu; eğer banka yüzde 15’leri bulup yüzde 20’lere koşan enflasyona karşı bir duruş sergilemez ve bu konuda “silaha davranmazsa” yine kur hareketi olarak bize geri dönecek. Para politikası yine sessiz kalır ya da “yeni dönem”çerçevesinde para politikasının bağımsızlığı önemli hasar alırsa 90’lı yıllardan çok iyi bildiğimiz “enflasyon-devalüasyon” sarmalına geri döneceğiz.
Yükselen enflasyon ve piyasa faizleri ile ekonomik durgunluğa girerken, bu durum dış kreditörlerin ajandasına “Türk şirketlerinin borç çevirme sorunu” ana gündem maddesi olarak yazılacak. Bu da Türkiye’yi çok kısa sürede hem dış sermaye girişinde hem de iç pazarda şirketlerin yüz yüze kalacağı bir “kredi sıkılaşmasına” (credit crunch) getirecek ne yazık ki. Bu yüzdendir ki sadece faiz artışının durumu kurtarmaya yetmeyeceği, bir IMF anlaşması eşiğine gelindiği fikri çokça seslendiriliyor.
Artık küresel piyasalar için “kredi sıkılaşmasına” girme riski konuşulurken, Türkiye’nin ekonomi politikalarının gereğini yapma konusunda hiç lüksü kalmadı.
Umarım Başbakan Binali Yıldırım’ın “Önceliğimiz faizleri indirmek ve dolayısıyla enflasyonu indirmek” biçimindeki sözlerinde vurgulandığı sırayla yeni bir deneme hiç yapılmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022