Yalçın AKDOĞAN
Eski bir ANAP’lı siyasetçi anlatmıştı: 2002 seçimlerinde hemşehrileri ve akrabalarıyla birlikte bir Güneydoğu şehrinde kampanya yapmışlar, kalabalık bir şekilde caddelerde sokaklarda ciddi bir rüzgâr estirmişler. İlgi alakadan çok memnun kalmışlar. Seçim gecesi ise tablo hiç de bekledikleri gibi çıkmamış. Yakınlarından birinin görevli olduğu sandıkta bile sıfır çekince o yakınına teessüfle sormuş, “En azından senin oyun nerede, sen kime verdin?” diye… Değerli siyasetçimizin yakını, ben ‘bize’ verdim demiş.
Bir zamanlar Güneydoğu’da böyle bir siyasi moda, algı, alışkanlık vardı veya pompalanıyordu. ‘Biz’ tabiri HDP (çizgisindeki partiler) için kullanılan bir tabire dönüşmüştü. HDP kendisini farklı bir yerde konumlandırıp halkın gerçek temsilcisi gibi kendisini lanse ediyordu. Güneydoğu seçmeninin bir bölümü tüm partileri bir yana HDP’yi başka bir yana koyuyor, ona oy vermeyi ‘kendine’, ‘kendi kimliğine/mücadelesine’ oy vermek olarak algılıyordu.
Bu durumun elbette çok sebebi var…
Öncelikle şunu söylemek gerekir: Kürt seçmen dediğimiz sosyolojik olgu homojen ve tek bir özellikle tanımlanabilir, kategorize edilebilir bir kitleyi ifade etmiyor. Büyükşehirlerin varoşlarındaki veya elit tabakalarındaki sosyoloji de farklı, Güneydoğu’nun metropollerindeki ve kırsalındaki tablo da farklı…
HDP’nin bu aidiyet ve mensubiyet duygusunu aşılayarak ve böyle bir algı üreterek Kürtlerin oyunu çantada keklik hale getirmeye çalışması bunda etkili oldu. Bölge halkına zulmeden, haraca bağlayan, çocuğunu kaçıran, zorla yargılayan, tehdit eden bu örgüt ve zihniyet olmasına rağmen, kendilerini kurtarıcı gibi göstermeye çalıştılar.
Diğer yandan onlarca yıldır bölgede uygulanan yanlış politikalar, yaşanan mağduriyet ve mahrumiyetler de siyasallaşan bu kimliğin değirmenine su taşıdı.
AK Parti, bu ezberi bozdu, kurgulanan yanlış bilinci sarsacak işler yaptı. Her seçimde de hem Doğu ve Güneydoğu’da birinci parti oldu, hem de genel Kürt vatandaşların tercihlerinde en önemli seçenek haline geldi.
Peki, gelinen noktada durum nedir? Hala birilerinin bu sahte ‘biz’ algısını köpürtmeye çalıştığını görüyoruz. Ancak yaşanan birçok hadise Kürtlere lanse edilen ‘biz’in gerçekten ‘biz’ olmadığını ortaya koydu.
Şehir merkezlerini hendeklerle savaş alanına çevirenler, metropollerde patlatılan bombalarla günlük yaşamı felç edenler, Kürtleri haraca bağlayıp her türlü tasallutu yapanlar ‘biz’den biri olamayacak kadar hastalıklı ve habis bir tablo ortaya koydular.
Çözüm sürecini sabote edip tekrar silaha başvuran, en sonunda ise küresel güçlerin darbe tezgâhının taşeronluğuna soyunan PKK, Kürtlerin dostu değil Türkiye düşmanlarının kuklası olduğunu ispat etti.
Haddizatında da PKK’nın ideolojisi, yaklaşımı, amaç ve yöntemleri Kürtlerin karakteriyle de, seciyesiyle de, tarihi müktesebatıyla da hiç mi hiç örtüşen bir özellikte değildir. Marksist Leninistliği de, din düşmanlığı da, Kürtlerin geleneksel kültürüne savaş açan yabancılaştırıcılık özelliği de Kürtler için ‘biz’den çok ‘ecnebi’ bir görünüm sergiliyor.
Bu örgütü ve siyasi uzantısını Kürtlerin temsilcisi veya tek tercihi gibi dayatmaya çalışanlar Kürtlere büyük haksızlık yaparlar.
Kürtçenin mimarı sayılabilecek olan İslam âlimi Ahmed-i Hani’nin milliyetçilik yerine birlik ve bütünlüğü öne çıkaran yaklaşımını terör örgütü ve yandaşları temsil edebilirler mi?
Feqiye Teyran’ın ilahı aşkından bu örgütün nasibini aldığı söylenebilir mi?
Ünlü Kürt edebiyatçı Molla Ahmed-i Ceziri’nin Divan’ındaki tasavvuf anlayışının terör örgütünün kanlı yüzüyle yakından uzaktan bir ilişkisi olabilir mi?
“Melayê Ciziri, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ve Mevlânâ cami aşk makamında birdirler” diyen Bediüzzaman hazretlerinin ortaya koyduğu hakikatlerle bu örgüt ve yandaşlarının söylemleri arasında bir benzerlik olabilir mi?
Kürtler için ‘biz’i her zaman kardeşliği, birliği ve sevgiyi öne çıkaran bu isimler temsil edebilir ve o ‘biz’ Türkiye halkıyla yoğrulmuş, ortak bir geçmiş ve gelecek ülküsüne sahip olan bir biz’dir.
Fitneyi, bölücülüğü, terörü, zulmü, ayrılıkçılığı temsil eden bir örgüt üretilmek istenen bu duygudan çok çok uzaktır.
İnanıyorum ki, bölge halkı küresel hegemonların amaçlarına hizmet eden darbeci/statükocu bloğun paydaşı olanlara prim vermeyecektir.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019