Yıldıray OĞUR
Neyin off neyin on olduğu karışınca esas heyecanlı ve manşetlik haberlerin konuşulduğu soru-cevap kısmının topluca off the record ilan edildiği bir toplantıydı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son basın bilgilendirme toplantısı.
Davutoğlu yine insanı bir üniversite amfisinde iyi bir ders dinleyen öğrenci psikolojisine sokup, sürekli not aldırtan sistematik ve tarihsel bir analizle açtı toplantıyı. Bu analizin aynısını Bakanlar Kurulu’na da sunmuş.
“Bunlar konjonktürel olaylar değil 100 yılın hesaplaşması” diyerek ‘derse’ başlayan Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikasındaki bu 100 yıllık muhasebe perspektifini şöyle anlattı:
“1914, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılı. Bütün Ortadoğu ile yeniden hesaplaşmamızın başlangıcı olmalı 2014. 2012 Balkan Savaşları’nın 100. yılı. Sırp yetkilerle ortak bir komisyon kuralım diye konuşuyoruz. 2011 Trablusgarp Savaşı’nın 100. yılı. 2015 Çanakkale Savaşı ve Ermeni olaylarının 100. yılı. Ermenistan’la protokoller de bu perspektif içinde imzalandı. Eğer Napolyon’un Mısır’a çıkışını anlamazsak, Mısır ordusunun nasıl kurumsallaştığını bilmezsek Mübarek sonrası Mısır’daki güç dengelerini anlayamayız.”
***
Davutoğlu’na göre Ortadoğu’nun doğasını bozan anormallikler: Sömürgecililik, her ülkede örgütlü Baas partileri nedeniyle Arap milliyetçiliği- territorial devletler gerginlikleri, Soğuk Savaş’ın yarattığı kutuplaşmalar...
Batı ise Ortadoğu’da bu anormalliklerin normalleşebileceği iki tarihsel eşikte hata yaptı. Birinci hata 90’ların başında Tunus’ta, Cezayir’de, Ürdün’de yaşanan seçimlerde sandıktan İslamcılar çıkınca Batı’nın demokrasi yerine diktatörlerden yana tavır alması...
İkinci hata ise 2005-2006’da Mısır, Irak ve Filistin’de yapılan seçimlerde Mısır’daki usulsüzlüklerin görmezden gelinmesi, Irak’ta sandığın bile doğru düzgün ülkenin her yerine gitmediği seçimlerin tarihî satır başları ilan edilmesine rağmen Filistin’de uluslararası gözlemcilerden tam not alan demokratik seçimlerin sandıktan Hamas çıktı diye iptaline göz yumulması.
“Batı bu seçimlerden sonra Ortadoğu’da demokrasinin adını ağzına almadı” diyen Davutoğlu’na göre bugün yaşananlar tüm bunlara bir tepki.
***
“Arkasında ABD var” komplo teorilerinin Türkiye için de söylendiğini hatırlatan Davutoğlu “Doğal bir süreç bu. Eğer bu doğallığı anlamazsak çözümü de doğal olmayan yerlerde ararız” dedi ve ekledi: “Araplara hakaret bu. Bouazizi (Tunus’un Sidi Bouuzid kentinde kendini yakarak Tunusami’yi başlatan Tunuslu üniversite mezunu yasemin satan işportacı) kendini yakmak için para mı aldı yani.”
Önceki gün Cenevre’de toplanan BM İnsan Hakları Konseyi’nde de tekrarladığı Bouzizi örneği (Malcolm X’i ve Gandi’yi de [yerlisi değil] hatırlatarak) üzerinden söylediği “Tek bir insanın devletlerden ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Araplar asıl bunu keşfetti. Esas psikolojik devrim budur” sözleri, “Her bebeğin doğumu dünyada yeni bir şey olması için mucizedir” diyen Hannah Arendt takipçisi beni epeyce heyecanlandırdı.
İsyanların arkasında bugüne kadar hiç duymadığım Arapçanın gücü için söylediği ‘‘Dünyada eğer insanları harekete geçirmek istiyorsanız Arapça... En sıradan fikirleri bile büyük fikirler gibi yansıtabilirsiniz. Bir kişiye de büyük bir güç veriyor bu. Şiir okuyacaksanız Farsça ve Fransızca, eğer insanları harekete geçirecekseniz Arapça ve Almanca kullanacaksınız’’ cümleleri üzerine keşke daha ayrıntılı konuşabilseydik.
Toplantı biterken twitter’a KKTC’de 60 kişinin Türkiye’ye karşı miting yaptığı haberleri düştü. Son soruyu sormaya ise vakit yetmedi: Peki Kıbrıs halkının haklı talepleri Sayın Bakan?
Libyalı muhalifler müdahaleye karşı
En çok merak edilen tabi ki Libya’ydı. Libya’ya yönelik yaptırımlara Başbakan Erdoğan’ın karşı çıkan sözlerinin BM’den yaptırım kararının çıkmasından önce olduğunu hatırlatan Davutoğlu’na göre “Çıkan yaptırım kararında Libya halkının hayatını zor durumda bırakacak maddeler yok. Başbakan da zaten karardan sonra açıklama yapmadı.”
En çok Türk basınının büyüttüğü Libya’ya olası bir askerî ya da insani müdahaleye Türkiye’nin karşı çıkması için de “Libya’daki muhalifler ‘gelin, bizi kurtarın’ diye bağırmıyor. ‘Yapılacak her müdahale benim durumumu kötüleştirir’ diyor. Irak’ta yapılan hataların Libya’da yapılmaması lazım. Arap-Batı, İslam-Batı, Libya-Batı gibi bir çatışmanın görüntüsünün de ortaya çıkmaması lazım” diyor Davutoğlu. Ayrıntılarına girmeden Kaddafi cephesinin tek vücut olmadığını hatırlatıyor, Libya’da Kaddafi cephesi dâhil herkesle konuştuklarının sinyalini veriyor.
Kahraman Davutoğlu
Başlık bizzat bakan Davutoğlu’na ait. Kahraman dediği Davutoğlu ise Türkiye’nin Bingazi Başkonsolosu Ali Davutoğlu. 56 yaşındaki Başkonsolos olayların başladığı gece telefonu pencereden uzatıp dışarıdaki silah seslerini Bakan Davutoğlu’na dinletmiş sonra da “Şimdi de kapıyı tekmeliyorlar” demiş. “Ama emrederseniz dışarı çıkarım” diye de ekleyerek. Sonra da eşiyle birlikte dışarıya çıkıp isyancıları Bingazi Havalimanı’nda sıkışan TC vatandaşlarını bırakmaları konusunda ikna etmiş. Onların tahliyesini sağlamış.
Libya’dan tahliye bekleyen TC Vatandaşı kalmamış durumda. 13.500 telefon gelen kriz masasının telefonları da artık susmuş. Bakanın verdiği rakamlara göre şu âna kadar 52 ülke Libya’daki vatandaşlarını tahliye etmek için Türkiye’den yardım istemiş. Libya’dan Türkiye’nin tahliye ettiği yabancı sayısı 3340. Bunların 1500’ü Vietnamlı. Sırbistan Dışişleri Bakanı ülkede kalan kendi vatandaşlarını tahliye için aradığı Davutoğlu’na “Biz de Osmanlıyız bize de yardımcı olun” diye espri yapmış. Konsolosluklarını kapatan Britanya ve Avusturalya’yı Libya’da şu anda Türkiye’nin temsil ettiğini söyledi bakan. Hatta kaybolan bir Avustralyalı konsolosluk yetkilisi bulunarak askerî uçakla Londra’ya gönderilmiş son olarak
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025