Ahmet TAŞGETİREN
Başbakan Davutoğlu şu son günlerde üst üste “bölgede haritaların yeniden çizilmeye çalışıldığı”nı ifade ederek Türkiye’nin buna direndiğini belirtiyor.
Önce Brüksel dönüşü uçakta gazetecilere şunları söyledi:
“Suriye maalesef öyle bir noktaya getirildi ki; her türlü kirli oyununun oynanabileceği bir zemin oluştu. Bunlardan biri de Sykes - Picot’nun (SP) yüzüncü yılı. (Bu anlaşma) Bizi hep böldü. Halep’i Antep’ten vb... Birileri yeni bir Sykes - Picot yazma peşinde, biz bunu yok etmeye çalışırken birileri yazma peşinde. Arap Baharı öncesinde SP’yi ortadan kaldırmayı düşünüyorduk, ekonomik hamlelerle. Hedeflerimiz birilerini rahatsız etti, Arap Baharı bunun için kullanıldı. Şimdi Suriye’yi üçe dörde, Irak’ı bölerek yeni SP yazmaya çalışılıyor. Buna direnenler var, biz(im) gibi.”
Son olarak da grup konuşmasında söyledi:
“Bu bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. Bölgemizdeki haritaları yeniden çizme planlarına direnebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu biliyorlar.”
Bizim coğrafyamızda bir şeyler olduğunu, hatta yeryüzünde en hareketli coğrafyanın bizim coğrafyamız olduğunu gözü olan herkes görüyor.
Bu coğrafyada olan bitenlerin, Müslüman toplumlarla ilgili olduğu da açık.
Ve bu coğrafyanın Birinci Dünya Savaşı öncesinde, esnasında ve sonrasında İslam toplumlarına rağmen şekillendiği de bilinen gerçeklerden.
Şu da bir gerçek ki, bu coğrafya dış güçlerle şekillendirildiği zamandan bu yana stabil - dingin hale gelmiş değil.
Açık sömürge statüsünden çıkış mücadelesi, örtülü sömürge yapısını ve yönetimleri sorgulama süreci, statükoları değiştirme mücadelesi... 100 yıl böyle geçti.
Son on yıllar, toplumlarda islami bilinçlenme ile bölge yapılarını sorgulama eğiliminin iç içe geçtiği, dolayısıyla bu coğrafyada hakim olan açık - örtülü sömürge yapılarının ciddi rahatsızlığına tanık olunan dönemdir.
Bu süreçte İslam toplumları içinden terörist yapıların çıkması, doğrudan İslam toplumlarının bir ürünü müdür, yoksa sömürgeci güçlerin, üzerine “terör damgası” basıp kolay vurabilmek için bilinçli bir “terörize etme projesi” mi söz konusudur, bence tahlile değer.
100 yıllık parantezin açılmasından bu yana Müslümanların “Ne olacak bizim halimiz?” diye sorması kadar, sömürgecilerin “Bu coğrafyayı ne yapacağız, sömürgecilik böyle sürüp gitmez” diye düşünmesi de tabiidir.
Şimdi bölgede yaşananlar bu sorulara farklı odaklarda cevap aranmasının sonucudur.
Biliniyor ki Ak Parti kadroları da bir gelecek planlaması yaptı. Bu planın merkezinde “İslam dünyasının yarınları ne olmalı ve Türkiye ne yapabilir?” sorusunun bulunduğu açıktır. Böyle bir soru üzerinde Cumhuriyet’in kurucu kadrolarından rahmetli Özal’a, Erbakan’a kadar farklı ideolojik çizgideki her devlet adamının kafa yorduğunu düşünüyorum. Özal’ın “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar” dediği şey de o arayışı ifade eder, Erbakan’ın “D-8 projesi” de.
“Türkiye’nin Stratejik Derinliği” denen hadise de böyle bir sorunun cevabını arama hadisesidir.
Kimbilir Büyük Ortadoğu Projesi de belki İslam Coğrafyasına yönelik bir Amerikan vizyonunun ifadesi idi.
Rusya’nın Suriye hamlesi de...
Arap baharı ile İslam dünyası heyecanlanmıştı.
“Sıfır sorun”lu dönemlerde Türkiye de, ekonomiden başlayıp siyasete doğru açılım ümidi ile heyecanlanmıştı.
Sonra İslam dünyasının (Bu arada Türkiye’nin) vizyonu ile bölgeyi 100 yıl önce dizayn edenlerin vizyonları karşı karşıya geldi.
Buradan Mısır darbesi doğdu, Suriye iç savaşı doğdu... Türkiye’ye karşı terörün devreye sokulması doğdu...
Yani yeni Sykes - Picot hesapları doğdu.
İslam dünyasından aktörler de buluyorlar doğrusu. Onlar oldu hep Osmanlı’nın vurulduğu zamanlardan beri.
Şimdi ne yapılacak?
Davutoğlu’nun Sykes-Picot öfkesini - kaygısını önemsemek lazım.
Ama 100 yıllık parantezin durumu bugün hala “İstiklal - İstikbal mücadelesi” durumunda ise, aklı, basireti, dirayeti, gücü en büyük hassasiyetle devreye sokup, parantezin İslam dünyası ve Türkiye aleyhine yeniden açılmasına imkan verilmemesi lazım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025