Ahmet TAŞGETİREN
İktidara yakın gazete manşetin üstünden veriyor: “Bıçak sırtı şehirler”
Sonra bu şehirleri sayıyor: İstanbul, Ankara, Adana, Eskişehir, Antalya, Balıkesir, Denizli, Mersin, Hatay, Yalova. Tam 10 şehir.
Bu şehirlerden bir kısmı halen Cumhur İttifakı’nın (Ak parti ve MHP) elinde, bir kısmı da Millet İttifakı’nın CHP-İyi Parti). Bir kısmı Cumhur İttifakı’nın elinden çıkabilir, bazısı da Millet İttifakı’nın. Onun için “bıçak sırtı” oluyor.
“Bıçak sırtı” durumu, bir tek oyun bile önem kazanması anlamına geliyor.
Bir tek oy önemli ise, onu kaçırmamak ya da kazanmak hayati değerde, demek.
Bu da kaçırmamayı veya kazanmayı sağlayacak eylemleri – söylemleri hayati hale getiriyor.
Bu da kampanya stratejileri demek.
Şunun şurasında seçime birkaç gün kaldı, stratejiler adına söylenecek şeyler ne anlam taşır ki, diye sorulabilecek noktadayız. Ben de biraz seçim sonrasında olacakları hatırlatarak şu ana ışık tutmak istiyorum.
İktidar cenahının kaygılı olduğu açık. İstanbul ve Ankara bile “bıçak sırtı şehirler”arasında sayılıyorsa kaygılı olmak da tabii.
***
Şöyle bir soru sorulabilir:
-İktidar cenahı (Cumhur İttifakı) sandıklar açıldıktan sonra kendi içinde seçimi kaybettiği gibi bir kanaate ulaşırsa, kaçınılmaz olarak sorulacak olan “Nerede hata yaptık?” sorusuna ne tür cevaplar verecektir?
Aslında seçimden sonra böyle bir soruyu sormamak için, taa başında kampanya stratejisi belirlenirken, “Asla hata yapmamalıyız” gibi bir hassasiyetle yola çıkılması gerekir. O safha geçilmiş ve sandık şafağı görülmüştür. Buna rağmen ben, seçim sonrasında nelerin konuşulacağını maddeleştirmenin bugün bile yararlı olacağını düşünüyorum:
-En stratejik tercih seçimin yerel – genel platforma taşınması noktasında olmuştur. Bu noktada Cumhurbaşkanı ile yerel adaylar (Binali Yıldırım, Mehmet Özhaseki, Nihat Zeybekçi, Menderes Türel) arasında bir strateji farklılaşması gözlenmiştir. Ve Cumhurbaşkanı’nın baskın söylemi, hem “Seçim yerelde kalsın” yaklaşımını arka planda bırakmış, hem de yerel adayların kendi kişilik dozlarıyla halkla iletişimini etkilemiştir. Bu tartışılacaktır. Mesela Binali Yıldırım’ın “İstanbul’u konuşalım” ısrarı genel akışın gölgesinde kalmıştır.
-Konsolidasyon çabasının karşı tarafı da konsolide edip etmediği tartışılacaktır. Daha önce bu konuyu “Karşı tarafın konsolidasyonu” başlıklı yazımla değerlendirmiştim. (14 mart 2019, Karar)
-Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanı hüviyetiyle seçim kampanyası yürütmesinin, bunun her gün medyanın hemen tüm kanallarında verilmesinin seçime artı-eksi etkisi tartışılacaktır.
-Yerel seçimleri “Beka sorunu” olarak takdim etmenin artısı- eksisi tartışılacaktır. Seçmen, “iktidarın beka sorunu” ile “Ülkenin beka sorunu” arasında nasıl bir değerlendirme yaptı, sorusu, herhalde yaşanan sürecin en önemli sorularındandır.
-İktidara yakın yazılı – görsel medyanın yargılayıcı dilinin seçime artı-eksi etkisi tartışılacaktır.
-Seçim sonrasında Yargı’nın muhalif adayları – liderleri hedef alacağına dair en tepeden gelen söylemler tartışılacaktır.
-HDP oylarının kime gideceği, gitmesi gerektiğine dair söylemlerin karmaşıklığının seçime etkisi tartışılacaktır. Kürtleri dışlıyor gözükmemek, zaman zaman HDP oylarına talip olmak, ama zaman zaman da HDP’ye dokunmanın terörle iş birliği demek olduğu gibi söylemlere yönelmek, Kürt oyları ile ilgili doğru strateji uygulanıp uygulanmadığı noktasında tartışılacaktır.
-Özellikle Ak Parti cenahında MHP ile ittifakın artısı – eksisi tartışılacaktır. MHP tabanını İttifak’a konsolide etmek için, en üst seviyede siyasi söylemin MHP’lileşip MHP’lileşmediği tartışılacaktır.
-Başlı başına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun üslubu, bunun yanında, geçmişte muhafazakar insanlar dahil herkes için oluşturulan fişlemelerin istihbarat arşivlerinden çıkarılarak yargısız infaz niteliğinde rakipleri vurmak için kullanılması ilkesel planda tartışılacaktır.
-Seçimi kaybetme kaygısıyla dini söylemlerin ulu orta seçim malzemesi olarak kullanılması, insanların dine saygısını yaralama boyutundan ayrı olarak, bizzat dindar muhitlerde yadırganabileceği ihtimali yüzünden tartışma konusu olacaktır.
-İktidara yakın medyada sürdürülen “muhafazakar muhalif” söyleminin, bizatihi Ak Parti içinde bir ayrışmayı körükleyip körüklemediği tartışılacaktır.
***
Son olarak seçime üç gün kala ne yapılabilir, diye bir soru sormak mümkün.
Bu seçim iktidarı değiştirmeyecek, ancak iktidarın kendisine oy vermeyen vatandaşlarla da ilişkilerinin iyi olması ülke için iyi olur. Onun için benim geçmişte bir yazım vardı: “Balkon dilini öne çekmek” başlığı ile. (14 şubat 2017, Star) Bir zahmet bulunup okunursa faydalı olur, derim.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025