Ahmet TAŞGETİREN
Tamamını oradan https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/03/07/ahmet-tasgetiren-insan-haklari-islam-ulkelerinin-yumusak-karni/ okuyacağınız mülakatın bir bölümünü burada sizlerle paylaşmak istiyorum.
-Sayın Gül’den bağımsız olarak İslamcılık paradigmasının çöküşü tespitine nasıl bakıyorsunuz?
-Önce bir düzeltme yapmak lazım, sayın Gül’ün söyleşisindeki ifade ‘Siyasal İslamcılık’la ilgilidir. Siyasal İslamcılık, İslamcılığın bir alt kategorisidir. İslamcılık daha kapsayıcı bir yaklaşımdır. Bu yönüyle İslamcılık, farklı zamanlarda farklı ihtiyaçları karşılamak için kullanılmış olsa da, genel anlamıyla, Müslümanların güç kaybettiği, mazlum, mahkum olduğu zamanlarda İslam’ı yaşayabilme gayretinin, mücadelesinin adıdır, denebilir. Siyasal İslamcılık, bu mücadelenin siyasal alanda yürütülmesini ifade eder. Bunun anlamı, siyasal alanı İslam’ın yaşanmasını kolaylaştıracak bir zemine dönüştürmektir. Sonuçta Müslüman için önemli olan, İslam’ı bihakkın yaşayacak alana sahip olmaktır. Siyasetten maksat güç sahibi olmak değildir, her türlü güç sahibi olma durumunda Müslümanlık sınavı verilemiyorsa adına İslamcılık dense bile gayeden uzaklaşılmış demektir. Onun için siyasi iktidar olup, diyelim zulme yöneliniyorsa yola nasıl çıkılmış olursa olsun, ‘İslamcılık’ amacına ulaşılmamış demektir.
-İslam’la birlikte yürüyüş herkes için sonsuz bir sınavdır. İster kişiler olarak düşünülsün ister gruplar olarak… İnsanlar toplum olarak ve örgütlenerek yaşıyorlar. Gerek birey, gerek toplum ve gerekse örgütler planında kan kaybı her zaman mümkündür. Her zaman yeniden toparlanmak da mümkündür. Ben “İslam güzeldir, onunla her zaman dünyanın her yerinde yeniden ilişki kurmak mümkündür ve bu ilişkiyi kurabilenler yeni bir süreci başlatabilirler” diye bakarım.
- İslamcılar İslamcılığı doğru bir yerden tartışıyor mu?
-Müslümanlar hayatla sınanıyor. Mazlumiyetle sınandı, sistem dışı kalmakla sınandı, modernlikle sınandı, parasal iktidarla, siyasi iktidarla, sistem içi iktidarla sınanıyor. Mazlumiyetin sınavı ayrı, iktidar olmanın sınavı ayrı. Bir sıkıntı, ‘iktidar perspektifi’nin her şeyi bürümesidir. Bir tür açlık psikolojisi içinde. Bence daha ‘İslam eksenli’ bakılabilirse – ki kadim olan ve kalıcı olan odur- kimi sendromların aşılması mümkün olur.
-Türkiye Müslümanları şu anda böyle bir ikilemi yaşıyor. Devleti yönetiyorlar ve devlet adına yapılan her şey, İslam’ın yansıması gibi algılanma ihtimalini gündeme getiriyor. Devlet dilinin İslam dili gibi algılanması söz konusu. Şu anda islami camianın bunun ne tür sonuçlar doğuracağını değerlendirdiğini söylemek zor. Devlete de dışardan bakan bir islami duyarlılık bana göre İslam yaklaşımına daha uygun. Onun için sivil islami bakışı her halükarda korumak ana duyarlılık olmalı. İktidarda sorumluluk alan kişiler de, devlet tavrını her halükarda kutsamak yerine, kendilerinin dışardan nasıl göründüğüne önem veren bir denetleme sistemini hayata geçirmeli.
Muhafazakarların iktidar deneyimi, ‘İslamcılığın iktidar sınavı’ gibi algılanıyor ve muhalefette iken ki duruşlarından bir hayli farklı bir yere savruldukları değerlendirmesi yapılıyor. Bu değerlendirme yabana atılamaz. Bu değerlendirmenin sadece dışardan yapılmadığını, içerden de çok radikal eleştiriler geldiğini biliyoruz. Geniş kitleler ‘iktidarın getirileri’ni belki daha çok önemsiyor halen, ama fikri planda kayıpların sorgulamasının yapıldığı bir gerçek. Bu sorgulamanın daha etkin hale gelmesini temenni ederim
-Gerek Türkiye’de gerekse dünyada İslamcılar genel hatlarıyla bakıldığında insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda sizce tutarlı bir duruş sergileyebildi mi?
-İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü İslam’ın olmazsa olmazlarıdır. İslam ülkelerinde bu alanlar en sorunlu alanlardır. Ülkemizde dindar insanların hak – hukuk sorunu olduğu dönemlerde güçlü bir hak – hukuk söylemi geliştirildiği bir vakıadır, ancak, iktidar döneminde hak – hukuk alanının diğer dönemlere benzer bir sorunlar yumağı haline geldiği de bir vakıadır. Türkiye, İslam dünyasına örnek olacak bir insan hakları ve hukuk devleti örneği sergileyebilmeliydi.
-Seküler kesimdeki İslamcılık eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Muhafazakar insanların iktidardaki problemli görünümlerinin, içinde sizin seküler diye nitelediğiniz insanların da bulunduğu, bir yanlarıyla İslam aidiyeti içinde bulunan insanları olumsuz etkilemesi söz konusudur ki, bundan insanların İslam aidiyeti üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurması mümkündür. Bu da, İslam duyarlılığı ile yola çıkanların, insanların İslam’la arasına mesafe girmesi sonucunu doğurmasıdır ki, buradaki çarpıklık açıktır. İktidar ortamı bunu görünmez kılsa da, bunun İslamcılıkla çeliştiğini görmek de bir bilinç duyarlılığıdır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025