Ahmet TAŞGETİREN
Televizyonun gündüz programlarından birinde telefonda evli bir kadının kocası hakkında anlattıkları karşısında programı yöneten kadının ve ona eşlik eden bayan psikiyatristin neredeyse dili tutuluyor.
Başka bir kanalda benzeri başka bir program. Üç-beş kişi. Anne, baba, koca, karısı ve kaçıp ilişki kurduğu adam. Yenen herze tartışılıyor. Ne kaçan kadında, ne başkasının nikahındaki kadını alıkoyan adamda utanma yok. Sosyal medyada ilişki kurmuşlar ve bu herzeyi yemişler.
Şu Ramazan günü konuşulanları anlatıp midenizi bulandırmak istemem. Bunlar ahval-i âdiyeden oldu ve bunları, sıcak gündemin uzantısı oldukları için zikretme gereği duydum.
Şimdi gelelim sıcak gündeme. “Aslında” diye başlamak lazım, hutbe ile başlayan tartışma, bir aysbergin görünen küçük kısmından ibaret. Derinde ve bizzat iktidarın önünde çok dallanmış budaklanmış dev gibi bir mesele var. İktidarın önünde, iktidarın tabanında derin tartışmalara yol açan, bir kısmı Cumhurbaşkanı’nın yakınlarını ilgilendirdiği için örtülü kalan dev gibi bir mesele. Dallarına budaklarına bakalım:
-“Kadın ölümleri” boyutu öne çıkan aile içi şiddet. Çok boyutlu. Kadına yönelik var, erkeğe yönelik var, çocuklara, yaşlılara yönelik var.
-Boşanmaların artması. Boşanmış ailede çocuklar.
-Evliliklerin ileri yaşlara ertelenmesi.
-Doğum oranının düşmesi.
-Nüfusun yaşlanması. Aile ve yaşlılık.
-Aile içi sadakatsizliğin çoğalması.
-Suça bulaşmış çocuklar.
-Engelli ve aile.
-18 yaş altı evlilikler.
-Cinselliğin “normal” çerçevelerin dışına taşması ve bu yönelişlerin meşrulaşması yönündeki girişimler, politikalar.
-Medya ve aile.
Bunların tamamı sonunda insanlığın en temel kurumu kabul edilen “AİLE”yi ilgilendiriyor ve orada “BEDEL”e dönüşüyor. Dönüşürse dönüşsün, dediğinizde de, oradan geri dönüşlerle toplumlarda yeni ve bu defa çok daha derin sarsıntılara yol açan devinimler başlıyor.
Şöyle söyleyelim: Birçok Batı toplumunda duvara toslandı ve bir süredir “yeniden toparlanma” çareleri aranıyor. Oysa insanlığın bu temel kurumunda bir kere kodlar tahrip olduğunda geri “onarım” için nesillerin geçmesi gerekiyor. “Şayet onarılabilirse” notunu da düşmemek olmaz.
Türkiye bu noktada bir sancı yaşıyor. Yukarda “iktidarın tabanında derin bir tartışma var” dedim. Evet var. İstanbul Sözleşmesi ya da ona bağlı olarak çıkarılan 6284 sayılı yasa üzerine yürüyen tartışmalar, evet, dediğim gibi iktidar sakınıldığı için sakınılmış dozda yürüse de, öyle böyle değil. Bildiğim kadarıyla tepkiler Cumhurbaşkanına kadar da iletilmiş durumda.
Ak Partide geniş bir taban iktidarın Aileye ilişkin uygulamalarından memnun değil. İstanbul Sözleşmesine tepkili. 6284 sayılı yasaya tepkili. “Bu düzenlemeler aileyi torpilliyor, sapkın cinsel yönelimlere alan açıyor” kanaati tepkilerin özünü oluşturuyor. Daha ötesi, “Ak Parti bunun için mi iktidar oldu?” sorusu yöneltiliyor. Daha ötesi “Aile bakanlığının en başlarda yakasını militan kadın derneklerine kaptırdığını ve ondan kurtulamadığını” iddia ediyor. Daha ötesi “Aile ile ilgili problemlerin ‘kadına şiddet’e indirgendiğini, bunun da diğer tüm sorunları görünmez hale getirdiğini” savunuyor.
Bir rapor hazırlanmış. Anadolu Eğitim, Kültür ve Bilim Vakfı tarafından. Özal döneminde Aileden sorumlu devlet bakanlığı yapan Cemil Çiçek’in tavsiyesiyle, o dönem Aile Kurumu Başkanlığı yapan Necmettin Türinay’ın moderatörlüğünde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Eski Müsteşarı Nesrin Afşar Çelik, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Tacettin Güneş, Zeynep Şen Sayımlar, Temindar Aytekin ve Ercan Şen tarafından…
100 sayfalık bir rapor bu. İhtiva ettiği bir çok bilgi toplum hayatı açısından alarm niteliğinde. Yarın toslanacak duvarı haber veriyor. Makul öneriler içeriyor. Raporun en temel tezi “Bu meselelerin AİLE ekseninde değerlendirilmesi.”
Öğrendiğim kadarıyla Cumhurbaşkanlığı konu üzerinde çalışıyor. Yine bildiğim kadarıyla alan üzerinde feminist kadın hareketinin psikolojik egemenliği söz konusu.
Sözünü ettiğim rapor, bu konuya ön yargılardan uzak bilimsel bir yaklaşım gerektiğinin altını çiziyor. Mesela İstanbul Sözleşmesine yönelik eleştiriler ayrı, 6284 sayılı yasanın, ondan bile daha sağlıksız düzenlemeler yaptığını belirtiyor.
Sonuçta konu, birkaç kadın derneğinin tasallutu altında düzenlenecek bir konu değil. Tek tek her insanı, her aileyi, tüm Türkiye toplumunu, hatta insanlığı ilgilendiriyor.
Konuyu siyasi – ideolojik çatışma ortamına taşımadan “Ailenin sağlığı, insanın sağlığı, Türkiye’nin sağlığı ve dünyaya yeni bir insani profil sunma” adına, öncelikle siyasi liderlikleri görmek şartıyla geniş bir müzakere ve uzlaşma zemini hazırlayarak, tarihi bir buluşma gerçekleştirmek… Aile konusu bu hassasiyeti gerektiriyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025