Ahmet TAŞGETİREN
Siyaset bilimci İbrahim Uslu, kendisi ile Karar TV’de yaptığımız mülakatta Ak Parti’den kopan isimler öncülüğünde kurulan yeni partilerin (Gelecek ve DEVA) başarı şansını değerlendirirken ilginç şeyler söyledi.
Özetle şunu dedi:
“Bu partiler bir redd-i miras ile çıkmıyorlar. ‘Ak Parti başlangıçta iyi idi, iyi işler yaptı. Sonra bozulmalar başladı. Fabrika ayarlarına dönülmesi lazım. Biz de bu işi yapacağız’ gibi bir imaj veriyorlar. Bu size, Ak Parti’nin uzantısı bir görüntü verir. Halk da böyle bir oluşuma ilgi göstermez.”
Böyle bir değerlendirmeye öncelikle “Bu tespit doğru mu?” sorusu sorulabilir. Sonra da “Böyle ise neden böyle?” sorusu ile yeni partilerin duruşu tahlil edilebilir. Son noktada da “yeni partilerin başarı şansı” diye bir paragraf açılabilir.
Davutoğlu ve Babacan’ın Ak Parti’den ayrılıştan yeni parti kurma safhasına, oradan da bugünlere gelişte seyrü seferine bakıldığında, evet, keskin bir red çıkışı görülmüyor. Buna karşılık, başlangıçta birlik – beraberlik görüntüsü, sonra burukluklar, sonra çekingen tepkiler, operasyon merkezine değil çevreye kızgınlıklar, tasfiye algısı (özellikle Davutoğlu’nda), partileşme safhasına girdikten sonra geçmiş hukuka riayet, tabanla – muhafazakar camia ile ilişkiyi bitirmeme gibi hassasiyetlerle sınırlı eleştirel duruş….. Bugünlerde bir ölçüde özellikle Davutoğlu cenahında “Adı konarak” gelişen hesaplaşma dili, Babacan cenahında ise “olay bazlı” ve “sistem hedefli” “ekonomi yoğunluklu”, isim vermeden “hedefi yoklayan” dozun yükseleceği izlenimi veren eleştiriler. Bu işlerin içinde sayın Gül var ise, onun halen “nezaket”ini koruduğunu söylemek mümkün.
Bunlar, bir yerden bakıldığında geç kalmış tavırlar.
“Halen” dediğimiz nokta, bütün bu sürecin adının çoktan “Davaya ihanet” diye damgalanmasının ve Ak Parti medyasının söz konusu isimleri linç etmesinin ardından gelinen noktadır.
Bu ekipler mesela derin kırılmalar yaşandığında “Ak Partiye ihanet ediliyor. Bu parti bunun için kurulmadı” gibi bir manifesto ile parti içi muhalefetlerini başlatsalardı, ayrılmak gerekiyorsa öyle ayrılsalardı, yeni partiler (belki tek parti halinde) bu manifesto üzerine kurulmuş olsaydı, diye bir “farz-ı muhal” tasavvur üzerinde durulabilir. Belki de İbrahim Uslu’nun anlatmaya çalıştığı budur.
Ancak benim farklı örnekler üzerinden baktığımda bu iş öyle olmuyor. Mesela bir teşkilatın rayından çıktığını, misyon kaybına uğradığını, bu işin içinde bizzat liderin bulunduğunu, örgüt içinde yeni bir örgütün oluşturulduğunu görüyorsunuz, ama “Abi” demişsiniz, hukukunuz var, beklemiyorsunuz, sızlanmalar oluyor ama dağınıksınız, sizin gördüğünüzü ya kimse görmüyorsa diyorsunuz, size karşı operasyon başlıyor, en samimi gördükleriniz kumpasa katılıyor, hayal kırıklığına uğruyorsunuz…..Yine de “red”leriniz netleşmiyor… Kenara çekilirken bile “Lider koruması” sürüyor.
Ahmet Davutoğlu Cüneyt Özdemir’e verdiği mülakatta “Beni kukla Başbakan, topal ördek yapmak istediler” dedikten sonra “Şimdi olsa…” diye başlayan değerlendirmeler yapmış. “12 Eylül 2015’te arkamdan kongre oyunlarıyla önüme MKYK listesi konuldu.… Listeyi kabul ettim, kriz çıkmasın diye…. Şimdi olsa etmem. Cumhurbaşkanının, seçimi kazandıktan sonra arkamdan hamle ile beni genel başkanlık ve Başbakanlıktan ayıracağını hiç düşünmedim…. MKYK üyelerine de güvendim ama ben yurt dışındayken 47’si buna imza attı.” Davutoğlu Anayasa referandumuna bile itiraz ederken “Cumhurbaşkanına fayda getirmez” gerekçesini kullanma durumunda kalıyor. “Şimdi olsa bu Anayasa doğru değil derdim, Meclis’te oy vermezdim.”
“Şimdi olsa”ya gelindiğinde, size karşı yürütülen operasyon bitmiş, zemin kaybı gerçekleşmiş, iş işten geçmiş oluyor.
Belki bu konuda içinde yetiştiğiniz toplum kesiminin duyarlılıklarıyla karşı karşıya gelmeme kaygısının etkisine de değinmek gerekir. Yani “şunun şurasında uzun mücadelelerle sistem içinde belli kazanımlar edinildi, yarın desteği istenecek olan muhafazakâr kitleler ağır eleştirilerden rahatsız olabilir, zemin kaybı psikolojisine düşebilir” gibi bir yine “sorumlu” yaklaşım.
Bunların tamamı bir “psikolojik eşik”i ifade ediyor.
Bir taraf çok net Makyavel siyaseti yapıyor, siz “Davanın, dostluğun, eski hukukun nezaketi”ni kolluyorsunuz. Bizde tarihten bu yana “Siyaset” bu değil. En acı olayları bile meşrulaştıran bir halk psikolojisi var.
Milli mücadeleyi birlikte verenlerin sonrasında karşı karşıya kaldığı tasfiye sürecine bakmak lazım.
Oyun kuralına göre oynanmaya başlandığında pek çok konuda geç kalınmış, daha kötüsü iş işten geçmiş oluyor. Bakalım bu işlerin güncel versiyonu nasıl olacak?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025