Bülent KORUCU
Dershaneleri kapatma tartışmalarının ihmal edilen yönü hukuk devleti ilkesine vereceği zarar. Hukuk devleti; özel ve tüzel kişilerin önünü görebildiği, kazanılmış hakların korunabildiği, kötü sürprizlerle maddî-manevî varlığının zarara uğratılmadığı düzenin adı.
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Sigortacılık Kanunu ile ilgili 2011 tarihli iptal kararı, önümüzü aydınlatacak veriler sunuyor. Ayrıca emsal karar olarak benzer davalarda ve tabii ki dershanelerle ilgili muhtemel başvurularda belirleyici olacak. Kararın bire karşı ezici çoğunlukla alındığını kayıtlara geçirerek başlayalım.
Ankara 14. İdare Mahkemesi'nin müracaatını yerinde bulan AYM, kanunun tartışmalı ve yasaklayıcı bölümünü iptal ediyor. Eşi bir sigorta şirketinde çalışan kişinin sigorta eksperliğinin engellenemeyeceğini hükme bağlıyor. Kararın ayrıntısına girmeye gerek yok. Fakat Anayasa Mahkemesi'nin yaklaşımını ve içtihadını irdelemek gerekiyor. Anayasa'nın 2, 13 ve 48. maddelerine atıf yapılarak iptal kararı gerekçelendiriliyor. 2. madde devletin hukukla bağlı olduğunu hatırlatıyor. 13. madde temel hak ve hürriyetlerin hangi hallerde sınırlanabileceğini gösteriyor. 48. madde ise çalışma, sözleşme teşebbüs hürriyetini garanti altına alıyor.
Yerel mahkeme, başvuru dilekçesinde ilgili maddelere gönderme yaparken manifesto niteliğinde ifadeler ve yorumlara yer veriyor. 2. maddenin, kazanılmış hakları güvence altına aldığını şu cümlelerle vurguluyor: “Hukuk devleti: vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır. Şüphesiz ki, vatandaşların kendilerini hukukî güvenlik içinde hissetmelerinin birinci koşulu, yürürlükteki mevzuata uygun olarak ve bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş hak ve hürriyetlerin, sonradan çıkarılan yasal ve idarî düzenlemeler ile ortadan kaldırılamamasıdır.” Yine yerel mahkeme, 48. maddede özel bir sınırlama yapılmadığına, bu hürriyetin ancak 13. madde kapsamında tahdit edilebileceğine dikkat çekiyor. AYM üç maddeye dayandırdığı iptal ile yerel mahkemenin tezlerini kabul etmiş oluyor. Teşebbüs ve sözleşme hürriyetinin kısıtlanmasını ölçülülük esasına göre irdelerken de “Ölçülülük ilkesi nedeniyle devlet, sınırlamadan beklenen kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür.” vurgusuna yer veriliyor.
Halk diline tercüme edecek olursak AYM şunu söylüyor: 1) Devlet hukukla sınırlıdır, temel hak ve hürriyetleri kafasına göre kesip biçemez. 2) Temel hak ve hürriyetlerle ilgili sınırlamalar yine anayasanın koyduğu ölçülülük esasına göre yapılabilir. Ölçülülük ise kamu yararı adına kişi hak ve hürriyetlerinin feda edilemeyeceğini öngörür.
Buradan hareketle anayasa çerçevesinde diğer maddelere de hızlıca göz atalım.
Madde 5: Devletin temel amaç ve görevleri (…) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde 17: Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Madde 42: Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. (...) Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.
Kararda zikredilen maddelere bu üçünü de eklediğinizde yasaklama ve kapatma girişiminin hukuksuzluğu net biçimde ortaya çıkıyor. Muhtemel düzenlemenin AYM veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden alacağı cevabı kestirmek için müneccim olmak gerekmiyor. Bu arada Anayasa'nın 48. maddesinde koruma altına alınan sözleşme özgürlüğü, yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerir. Aynı zamanda sözleşme hürriyeti iki taraflıdır. Hizmet veren kadar alanın da hakkını ifade eder. Ben önümüzdeki yıl imtihana girecek çocuğum için bir dershaneyle sözleşme imzalayıp, AYM'ye bireysel başvuru hakkımı kullanmak istiyorum. Dershanelerden hizmet almak isteyen bireylerin hakkı göz ardı ediliyor gibi. Hâlbuki tüzel kişiliklerin hakkından daha önemli bile diyebiliriz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERDenizli teleferiğindeki kayıt dışı 25 milyon nerede? 9.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016