Cafer Solgun
Sağınıza, solunuza, çevrenize bir bakın, kulak verin; insanlarımızda kötümserlik, karamsarlık her geçen gün daha da koyulaşarak artıyor, yaygınlaşıyor. Bu düşündürücü tablonun akla ilk gelen nedeni, ekonomi eksenli memleket meselelerinin etkisi; enflasyon, hayat pahalılığı, ay sonunu nasıl getireceğiz hesapları… Gerçekten de bu sorunların ağırlığı altında ezilen insanların “karamsar” veya umutsuz olmalarında şaşacak bir şey olmasa gerek.
Nitekim “mutluluk”, “yaşam memnuniyeti” anket ve araştırmalarında son yıllarda oranlar “mutsuzluk” yönünden ciddi biçimde artış gösteriyor.
En son, geçtiğimiz Mayıs ayında 3 bin 101 kişinin katılımıyla yapılan bir araştırmada, araştırmaya katılanların yüzde 58,7’si mutsuz olduğunu beyan etti. 10 yıl sonra ne durumda olacaklarına dair “karamsar” olanların oranı, yüzde 34,7. Yani bugünden geçtik, gelecekten yana da ciddi ölçüde bir karamsarlık hissiyatı var. Aynı araştırmada ülkenin geleceği ile ilgili “pek bir şey değişmeyecek” kanısında olanların oranı ise geçen yıla göre yüzde 7,7 artarak yüzde 17, 9 olmuş. Karamsarlık, dünyanın geleceği söz konusu olduğunda daha da belirgin: Dünyanın geleceğini kötü görenlerin oranı, yüzde 86… (Araştırmanın detayları burada: https://onedio.com/haber/turkiye-mutluluk-anketi-turkiye-de-insanlarin-yuzde-58-7-si-mutsuz-1226035 )
Karamsarlık, kötümserlik, mevcut durumundan hoşnutsuzluk sadece ekonomik nedenlerle ilgili değil elbette. Misal, etnik bakımdan “Türk” değilseniz, dini kimliğiniz bakımından Sünni-Hanefi değilseniz; hal ve gidişatınızdan memnun olmanız, haydi iyimserlik bende kalsın, imkansız demeyeyim ama son derece zor ve istisnaidir…
***
Son birkaç günde olup bitenlere bakınca insan, “Mutluluk da neymiş? Huzur nasıl bir şeydi!” diye söylenmeden edemiyor…
2 Temmuz’da, Madımak katliamında yitirdiğimiz canları andığımız gün, Kayseri’de bir çocuğa yönelik istismar olayı bahanesiyle binlerce insan sokaklara döküldü ve düpedüz Suriyeli mülteci avına çıktı. “Bu ırkçı histeri yayılmasa bari” demeye kalmadan Hatay, Antep, Konya, Antalya-Serik’te de Kayseri’dekine benzer sahneler yaşandı. Serik’te Ahmet Handan El Naif adlı Suriyeli bir çocuk işçi (17) bıçaklanarak öldürüldü…
Kayseri’de “olaylar” başlayınca, Suriye’nin kuzeyinde TSK tarafından kollanan ve “Özgür Suriye Ordusu” ismi altında biraraya getirilen çetelerin kontrol ettiği bölgede bulunan Türk TIR’larına ve sivil vatandaşlara saldırılar oldu, Türk bayrakları yakıldı, yırtıldı…
Bu gelişmenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme mesajı verdiği günlere denk gelmesi de doğal olarak “manidar” bulunuyor.
Asıl düşündürücü olan, bir yandan mülteci karşıtlığı şeklinde ırkçılık tırmanırken, Esad rejimini devirmek üzere organize edilmiş, silahlandırılmış grupların Şam ile olası bir “barış” ihtimali karşısında serseri mayın misali bir tutum içerisine girebilecek olmaları…
Gelgelelim, bu tablo nedeniyle Saray iktidarının Suriye ve mülteci politikalarını eleştirdiğinizde, sorguladığınızda, “vatan haini” olarak yaftalanmanız ihtimali var. (Konuyla ilgili Ümit Kıvanç’ın Dışişleri Bakanlığının “ültimatom gibi” dedirten açıklamasına ilişkin yazısı)
İlginç bir toplum olduğumuz kesin. Zira adeta ortalığın karışması için zulasındaki baltalar, bıçaklar, silahlarla aportta bekleyen gayet milliyetçi, oldukça muhafazakar vatandaşların kayda değer bir çoğunluğu, yarın seçim olsa, mührü AKP ve Reis’e basar. Malum, ortalama yurdum insanı, oldum olası devlet ve iktidar politikalarını sorgulamaktan ziyade, öyle de olsa böyle de olsa devlet ne derse o şeklinde özetlenebilecek bir tutuma teşnedir.
Sormaktan ve sorgulamaktan uzak durmanın yanı sıra, toplumun yakın ve uzak tarihimizin ibretlik olay ve deneyimlerinden hareketle bir “yüzleşme” çabası içinde olduğunu söylemek de, maalesef, kolay değil. 2 Temmuz’un yıldönümünde olup bitenler bu gerçeği bir kez daha “mıh gibi” çaktı orta yere…
***
Enseyi karartmayalım. Sportif etkinlikler var mesela. Şucu bucu demeden herkesi veya herkesin büyük çoğunluğunu aynı duyguyla bir araya toplayan, kendimizi “biz” olarak hissedebildiğimiz…
Kadınlar Voleybol Milli Takımının son yıllardaki başarıları herkesi heyecanlandırmadı mı? Bazı ergen tutumlara ve buna karşılık “akit” türü yayınlarda yürütülen menfi kampanyalara rağmen hem de…
Şimdi de Euro 24 Futbol Müsabakaları var ve “bizim çocuklar” fena gitmiyorlar. “Fena gitmiyorlar” ne kelime, Avusturya’yı yenerek çeyrek finale çıktılar. Fakat o da ne? “Bizim” çocuklardan biri kurt işaretleri yaparak dolanıyor ortada?
Rober Koptaş yazmıştı X’te, meramımı gayet isabetli ifade ediyordu: “…bir sporcu, hepimizin, özellikle çocukların hayran olduğu değerli bir futbolcu kırk yılda bir ortaklaşabileceğimiz bir sevinç fırsatını bu hale getirmemeli. Ama getiriyor, çünkü o da hepimiz gibi Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı, bir Türk’ün dünyaya bedel olduğu hezeyanlarıyla büyüdü. Evrensel bir iş yaptığı halde aklı sözde bizim bize yettiğimiz sığ sularda kaldı. Bunu kaç gündür göçmenlere saldırıların olduğu, on yedi yaşında bir çocuk işçinin sırf kimliğinden dolayı öldürüldüğü, Sivas’ta otuz üç canın yakılarak katledilmesinin anıldığı bir günde yaptığında, bu hamasetin nasıl da kara bir bulut gibi ülkeyi yaşanmaz hale getirdiğini hatırlayıp boğazımızda bir yumruyla kalıyoruz. Yazık bize, yazık hepimize. Çocuklarımıza da, çocukluğumuza da yazık. Çok yazık.”
Elde var, mutsuzluk…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025