Cafer Solgun
Rötarlı bir uçuşun ardından akşamın geç saatlerinde geldiğim Elazığ'da, şehir merkezindeki araç ve insan kalabalığına şaşırdım. Ülke genelindeki seçim atmosferinin aksine burada heyecan ve coşku sokaklara, caddelere mi taşmıştı? Düşündüğüm gibi değildi. Taraftarları Galatasaray'ın kesinleşen şampiyonluğunu kutluyorlardı (Ben de kutlamış olayım).
Ertesi gün şehir 'normale' dönmüştü. Sokakları, caddeleri boydan boya kaplayan parti bayrakları, flamaları da olmasa şehirde yakında seçim olacağına dair herhangi bir emare yoktu. Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP örgütlerinde "Heyecan yok" derken çok da haksız değilmiş. Düşünün ki Elazığ, AKP'nin güçlü olduğu bir şehir. 2011 seçimlerinde 4 milletvekilinin 3'ünü kazanmış, diğerini de MHP kazanmış. Bu seçimde ise AKP'nin kentte yürüttüğü propagandanın sloganı 4-0 . Ancak bu iddianın seçmende ne ölçüde karşılık bulacağı hayli tartışmalı.
TARAFSIZ OLMAK..
İktidar partisinin reklam filmlerindeki, afişlerindeki mutlu insanlar Türkiye'nin neresinde yaşıyor, bilmiyorum. Belki her yerde böyle, ama Elazığ'da ilk izlenimim insanların asık suratları oldu. Bu mutsuzluğun nedenini hemen ve kolayca izah edebilmek mümkün değil. Belki de öteden beri kutuplaşma durumunu en net şekilde gözlemleyebileceğiniz bir kent olmaktan yorgun düştüğü için. Belki de benim gördüğümdür bu; kişisel tarihimde içimi acıtan anıların gölgelediği hafızamın gösterdiği yani...
Seçimlerde ben de oyumu neticede bir parti için kullanacağım. Ama okurdan emin olmasını rica ettiğim şey, bölgede seçimin nabzını tutmaya çalıştığım bu yazı dizisinde, yapabildiğimce objektif olmaya özen gösterdiğimdir. Bu yüzden parti temsilcilerinden, milletvekili adaylarından ziyade direkt seçmenin, halkın düşünce, görüş ve eğilimlerini yansıtmak istedim. Farklı çevrelerden insanlarla görüştüm, sohbet ettim.
'AĞACA BASACAKSINIZ HA! KARIŞTIRMAYIN!'
Annem, Elazığ'ın varoşlarındaki Dersim mahallelerinden birinde yaşıyor. Geleneksel CHP seçmeni. Annem olduğu için değil, bu yönüyle önemli.
'Aleviler oylarını paylaşacak' diye yazdığımda tepki gösteren CHP'li okurlara oturduğu yerden 'salla gitsin' yapan yazar taifesinden olmadığımı bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim. Ben sormadan kendine özgü Elazığ Türkçesiyle o söyledi; "Oğlum, bu seçimde Demirtaş'a vereceyük."
Alevi gençlerindeki HDP ve Demirtaş rüzgarını biliyordum ama yaşlıların tercihlerini değiştirmeleri kolay değildir. Annemle birlikte ziyaret ettiğimiz cemevinin önündeki bahçede oturan yaşlılar da 'Demirtaş' diyorlardı. Dahası, birbirlerini işaret ederek "Ama bunlar gider yanlış partiye basarlar yine, ağaca basacaksınız ağaca haa! Karıştırmayın!" diye söylenerek, birlik olmak gerektiğini vurgulayarak.
Bilen bilir; Dersimlilerin Elazığ 'çarşı'daki merkezleri, Hozat Garajı'dır. Alevi gençlerde HDP ilgisi sürpriz değil. Tıraş olduğum genç berbere "ne olacak seçimlerde sence?" diye bir soru sordum ve bir saat boyunca Selahattin Demirtaş'tan başka çareleri olmadığına dair görüşlerini dinledim. Gençlerin uğrak mekanlarından Jiyan Kitabevi sahibi arkadaşım Ayhan da bu gözlemimi teyit eden görüşlerini paylaştı benimle.
HDP ELAZIĞ'DA SÜRPRİZ YAPACAK
Selahattin Demirtaş Elazığlı (Palulu) bir politikacı. Zaza Kürtlerinden ve Sünni. Ama insanlara etnik ve mezhepsel farklılıkları aşan bir güven vermesi, çok önemli. Bunu sadece seçimler açısından söylemediğimi vurgulamalıyım. Ve bu, aynı zamanda onu ve partisini ciddi bir sorumluluk altına sokmuş durumda.
Dersimlilerin Demirtaş ve HDP'ye yönelmeleri Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'den duydukları korku ve kaygı ile izah edilebilir. Bunun payı gerçekten de büyük. Demirtaş'ı onun önünü kesecek lider olarak görüyorlar. Ancak bu sadece Aleviler için geçerli bir gerekçe değil. Tam da bu noktada çoğu daha önce AKP'ye oy vermiş Elazığlı seçmenlerin tercihleri önem kazanıyor.
Açık söyleyeyim, biraz da 'herhalde Erdoğan propagandası dinleyeceğim şimdi' önyargısıyla konuştuğum insanlar bu önyargımı boşa çıkartan değerlendirmeler yaptılar. Ortak özellikleri, daha önce AKP'ye oy vermiş olmaları olan insanlar, HDP'yi kastederek bu kez HADEP'e oy vereceklerini söylediler bana. Kebapçı Bedri usta, "Çünkü çok şımardılar, bunlara bir ders vermek lazım" olarak izah etti gerekçesini. Tütüncü Şükrü, "Erdoğan'ı çok destekledik, ama bizim desteklediğimiz Erdoğan bu değildi" dedi ve uzun uzun oturduğu Saray'ın Türkiye'ye 'hakaret' olduğunu anlattı.
BARAJI GEÇER, AMA...
Sanıyorum genel olarak da paylaşılan bir kaygı Elazığ'da da yaygın bir şayia; "HDP barajı rahat geçer ama ne yapar ne eder geçirtmezler" Bunu birçok kişiden duydum, dinledim. Bu şayia, özellikle AKP tabanındaki HDP'ye oy vermeyi düşünenlerin önünü kesmeye yönelik olarak bilinçli şekilde yayılıyor kanısındayım. Peki HDP'liler bunun farkında mı ve ne önlem alıyorlar?
HDP Elazığ Örgütü Eşbaşkanı Yunus Güneş, bunun farkında olduklarını söyledi. İl merkezi ve ilçelerde üç bin kişiyi sandıkları korumakla görevlendirmişler. Bu şayiayı etkisiz kılmak için onlar da 'oylarımızı çaldırmayacağız' çalışması yürütüyorlar.
AKP Elazığ'da 4-0 propagandası yapıyor ama Elazığ'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş'ın aldığı 31 bin oyu 50 bine (toplam seçmen sayısı 390 bin) çıkarmayı hedefleyen HDP, sürpriz yapmaya hazırlanıyor...
Elazığ'ın görünmeyen heyecanı, bu.
.jpg)
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Stalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi?
19.09.2025 - “Em hemû Tirk in!”
14.09.2025 - ‘Türk olmaktan niye rahatsız oluyorsunuz ki?’
5.09.2025 - Barışın kaçınılmazlığı…
29.08.2025 - Barışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam…
22.08.2025 - Aslolan yoldur, yürümektir
17.08.2025 - Özlemek ne uzun bir mesafe, Dersim…
10.08.2025 - Suyun akışı ya da meramı barış olmak
1.08.2025 - Vazgeçmeyeceğiz!
25.07.2025 - “Geri zekalıya anlatır gibi”
19.07.2025
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezWashington Uzlaşısı, Beijing Uzlaşısı, Londra Uzlaşısı 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Ural Ateşer
Son cümleden başlamak lazım... Yani bu esneklik karı-koca için eşit olmalı... Doğrusu da bu...Bu hakları alabilmek için kadın hareketleri ve sendikalar, örneğin Almanyada, yüzyıla yakın mücadele verdiler... Çok önemli gelişme Türkiye ve kadın çalışanlar için... Ben ilerde bu esnekliği kadın ve erkeğe eşit olarak verecek düzenlemelerin yapılacağını düşünüyorum...