Cafer Solgun
Korona salgınının gündem olmaya başladığı ilk günlerde, sosyal medyada çoğu erkek, kaslarını pazılarını göstererek “Bize bir şey olmaz! Korona da neymiş ya?” içeriğinde videolu paylaşımlarda bulunuyorlardı. Salgının yayılması, karantina ve ölüm haberleri gelmeye başlayınca bu tür “cahil cesareti” örneği paylaşımlar azaldı ama hala virüse efelenmeye çalışanlara rastlanabiliyor…
Öyle ya söz konusu olan “Türk’ün gücü”, korona kim oluyor! En üst düzeyden verilen mesajlarda da “Türklük” vurgusu olunca, böylelerinin cüreti daha da palazlandı.
22 Mart Pazar günü itibarıyla 65 yaş olarak belirlenen yaşlı vatandaşların sokağa çıkmaları yasaklandı. Pazardı, hava güneşliydi, ağaçlar çiçeklenmeye başlamıştı. “Böyle bir günde eve kapanılır mı?” diye düşünen çok sayıda vatandaş sokaklardaydı, deniz kenarlarındaydı, yürüyüşe ve alışverişe çıkmışlardı. Gençler de vardı gördüklerim arasında ama yaşlılar çoğunluktaydı… Salgın haberlerini ve önlem uyarılarını biraz ciddiye alanlar maske takmışlardı.
Markete ekmek almaya çıkmışken gördüğüm manzara idi bu. Oturduğum binanın girişindeki bahçede torunlarıyla top oynayan komşuya, “Markete gidiyorum, bir ihtiyacınız varsa size de alayım” diyecek oldum, fırçayı yedim. “Biz daha ölmedik yahu! Kendi alışverişimi kendim yaparım, birazdan torunlarla gezmeye çıkacağım” dedi. “Estağfurullah yanlış anladınız. Çok gerekmedikçe evinizden çıkmayın uyarıları yapılıyor ya, o yüzden dedim” diye yanıtladım. “Bize bir şey olmaz” dedi, “bunların hepsi oyun!”
Bunların hepsi oyun…
Bunu daha önce telefonda beni dışarı çıkmaya davet eden bir klasik solcu arkadaşımdan da duymuştum. “Bunlar emperyalizmin oyunu” diyordu. “Velev ki oyun” deyip devam etmiştim; “Dikkat etmemiz gerekmez mi?”
“Ya onlar hangi ülkeden kaç kişinin öleceğini bile hesaplamışlardır, merak etme sen. Gel de akşam anlatayım” olmuştu cevabı. Henüz restoranlar kapatılmamıştı…
Aynı arkadaşım, dün “Göğsümde bir ağrı var” diyerek aradı beni. Ne diyeyim, bilemedim…
Markette karı-koca alışverişe çıkmış iki yaşlı vatandaş, aldıkları diş macununun filanca markette daha ucuz olduğunu söylüyorlardı kasiyer kadına. Kasiyer kadının tartışmaya niyeti yoktu, “Bizde böyle” diye kestirip attı. Ama karı-kocanın kestirip atmaya niyeti yoktu. Aldıkları ürünü geri bırakıp “Genel müdürlüğünüze şikâyet edeceğim sizi!” diye bağırarak çıktılar.
Kapı önündeki araçlarına binerken adamın siniri yatışmamıştı hala, bir de benden onay almak istedi. “Gördünüz değil mi beyefendi? Orada beş lira burada on beş lira, olur mu yani? Hepsi fırsatçı bunların!” Kafamı sallayıp uzaklaştım…
Geç saatte bir gazeteci arkadaşım yazmış, sonradan gördüm. Yaşlı vatandaşları evden çıkmamaları için uyaran videolar yapalım diyordu. Bir yararı olur mu emin değilim ama “olur” dedim.
Neden evlerimize kapanmamız ve mümkün olabildiğince kimseyle yakın temas kurmamamız isteniyor; biliyoruz değil mi? Çünkü yeterli hastanemiz yok, yeterli uzman sağlıkçımız yok, yeterli gerekli sağlık donanımımız yok…
Evden çıkmamak, sosyal izolasyon, salgını “kontrol” etmeyi değil ama durdurulamayan yayılış süratini azaltmaya yönelik bir önlem. Ve şu şartlarda en “etkili” önlem. Bir de ellerini yıkamak tabii…
Bir kez de ben yazmış olayım burada: Yaşlı vatandaşlar risk kesimlerinin en başında yer alıyor. Büyüklerimizi seviyor sayıyorsak, karşı karşıya olduğumuz tehdidin ciddiyetini anlamalarını sağlayalım… Ve bunu o insanları rencide etmeden yapalım…
Çünkü meselenin ciddiyetini anlamış görünen bazı “duyarlı” vatandaşlar, yaşlılarımızı ellerinden gelse bir kampa toplama havasında konuşuyorlar. Yaşadıkları paniğin acısını yaşlılardan çıkarmak gibi bir tavır içindeler. Bu tür “kriz” zamanları, insanlarımızın kişilik ve karakterlerini de açığa çıkartıyor işte…
Malum; bir fiili af hazırlığı var. Uyuşturucu kaçakçıları, hırsızlar, arsızlar, mafyacılar, neredeyse bilumum adli mahkumlar salıverilecek. Ama “Devlete karşı işlenen suçlar”, yani “terör suçları” bu fiili affın dışında tutuluyor. HDP dışında muhalefet partileri de bu anlayış ile mutabık.
Demek ki; bir anda binlerce hırsızın, arsızın, dolandırıcının, sahtekarın, mafyacı ve uyuşturucu kaçakçısının salıverilecek olmasının “olası” sonuçlarını göze alıyor hükümetimiz… Hırsızlık, yağma türü olayları yani…
Ama, misal, Selahattin Demirtaş’ın, hasta olduğu halde İdris Balüken’in, Osman Kavala’nın, Ahmet Altan’ın salıverilmesinin “olası” sonuçlarını göze alamıyor. Çünkü yazarak, çizerek, konuşarak, siyaset yaparak (Kavala siyasetçi de değil gerçi) devlete karşı “suç” işlemeleri çok “tehlikeli” olabilir, “beka” krizine neden olabilir! Öyle mi?
Madem riskli alanlar olduğu için tıklım tıklım hapishaneleri boşaltmak gerekiyor, ki bence de gerekiyor, bunu ayrımsız bir genel af ilan ederek yapın… Deyim yerindeyse, hiç değilse şu “korona günlerinde” herkesin hükümeti gibi davranın…
Ve bu satırları yazdığım esnada gelen haber: Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Batman Belediyesi Eş Başkanları Mehmet Demir ve Songül Korkmaz ile Diyarbakır’ın Silvan Belediyesi Eş Başkanları Naşide Toprak ve Abbas Azizoğlu görevden alındı. Diyarbakır’ın Lice ve Ergani belediye başkanları da görevden alınarak yerlerine kayyım atandı…
Kim ki “Senin dediklerine bak bir de olan bitene…” derse, haklı…
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025