Cem SANCAR
Egoyu terbiye etmek, paylaşımcı, güler yüzlü, bonkör bir insan olmak, nefs katlarında yükselmek, daha latif bir hale gelmek öyle kolay değil.
Kişilik meselesi, insan ruhunun gizemleri hakkındaki kavramlarımız Aydınlanma Düşüncesinden gelmekte. İçimizde Muhammedî bir irfan unutulduğu köşede kıvrılıp yatsa da toptan Batı'ya taşınmışız biz! Anlayacağınız olay Batı'da geçiyor...
İnsan o cenaha göre baştan kötü! Kötülük tabii bir durum...
Bu fikirle hesaplaşmadan erdemli bir insanın, yeni bir bilgelik yolunun keşfi hemen hemen imkânsız.
Hadise şu: Oturduğu katın altında başka katların olduğunu keşfeden insan günlerden bir gün odalardan birinde bir gizli kapı olduğunu keşfediyor.
Bu bir alacakaranlık âlemidir. Bilinçaltı, bilinçdışı âlemidir...
Ortaçağ Katolik Kilisesinin insanlığın müşterek mirası olan "Tevhid" inancından kopmasıyla, dogmatik, dar görüşlü, hurafe ağırlıklı bir dünya kavrayışı oluşmuştu.
Luther ve Calvin'nin Protestanlık hareketi, kilise dinini kurtarma operasyonuydu. Sadece çöküş bir süre geciktirilebildi.
Böylece Avrupa medeniyetinde başka dinamikler oluştu. Rönesans; Barok, Aydınlanma ve Romantizm.
Yeni hayat tarzları üstüne, ideal bir insan tipi üzerine konuşuldu.
1730'larda başlayan Aydınlanma Hareketi -Kant'ın deyimiyle- "insana artık kendi vesayetini" kazandırıyordu!
Ortaçağ karanlığından uyanan Avrupalı beşer önce köklerini Eski Yunan ve Roma'da arayarak psikolojik tabirle "ana rahmine" dönmek istedi, olmadı.
Daha sonra ideal babaya yöneldi -Barok- hükümdarları yücelterek yetişkin olmak istedi, olmadı.
Din giderek önemini kaybetti.
İngiliz endüstri devriminin yol açtığı keşiflerle Batı bireyi, tabiat güçleri ve madde üstünde sonsuza dek hükmedeceği vehmine kapılarak, bir nevi "tanrısılık sarhoşluğu" yaşadı.
Hayat felsefesi "Tanrıyı boş ver, kendi bilgeliğine kulak ver"e dönüşmüş, akla tapar hale gelinmişti.
Sekülerizm, rasyonalizm, pozitivizm kavramları zihni belirleyince, ruhun bile ölçüp biçileceği varsayıldı.
Bu haleti ruhiye içinde Avrupa insanı, tanrısal rehberliği inkâr ederek kendi derinliklerine doğru yalnız başına dramatik bir yolculuğa çıktı.
Tarih boyunca daha çok dinsel öğretilerin tekelinde olan psikoloji bilimi, böylece dine alternatif bir kurum haline dönüştü.
O dönemin önder psikologları ise gizli-açık "modern peygamber" muamelesi gördüler.
Modern psikoloji aydınlanma hareketinin sonucudur.
Fransız ve Amerikan ihtilalleri, din ve düşünce hürriyeti, eşitlik, sosyal devlet ve eğitim reformu gibi Batı medeniyetinin erdemleri ortaya çıkarken inanılmaz derecede akılcılığı öne çıkaran bu hareket delice noktalara da vardı:
Mesela Atlantis kavramı ortaya atıldı!
Akıl fanatizminin darına düşenler sezgi ve ilhamı yeniden keşfettiler. Romantikler bu durumda kurtuluşu tabiatta bulacaklarını sandılar. Batılı insan alacakaranlık bir dünyada el yordamıyla harıl harıl ilahi hikmeti arıyordu!
İnsanın görünmeyen bilinçdışı bir denizde yüzdüğü keşfedilmişti.
Asırlardır sahilde yaşamış birey bir denizaltı âleminin olduğunu idrak ediyordu.
İlahi kaynaklı bütün dinler insan bilincini bilinç dışı alanları kapsayacak şekilde genişletmişti. Ama insan unutkandı...
Aradaki fark, insanlığın bu arayışı orkestra şefi olmadan şefsiz icra etmesinde gizliydi. Şefe küskün Avrupa insanı için her müzisyen bir şefti.
Zaten Freud'dan çok önce psikanaliz dinden kopmuş, yaratıcıya dargın metafizik gerilimdeki Batı insanı için bir umut kapısı olmuştu. Bu miras, "insanın yok etme süreci, var etme sürecine baskındır" diyen bir tohumdan filizleniyordu.
Yani insan en başında kötüdür inancından...
Yok etme, yok olma ve ölüm dürtüsü nihai hedefti artık.
Bu karamsar, insanı aşağılayan sözde bilimsel hezeyanlar çağdaş tüketim toplumlarının bunalımlı insanlarını anlamak için kilit noktalar aslında. Freud ve psikanaliz, ego-benlik tahminleriyle Batı dünyasının düşünce yapısını ve insana bakış tarzını derinden etkilemiş; özellikle Hollywood ve televizyon vasıtasıyla bütün dünyaya yayılmıştır.
İlahi referans yani vahiy ortadan kalkınca hakikat parça parça tezahür etmiş ve maalesef "karanlık odada filin kuyruğu yılan" zannedilmiştir!
Niçe (Nietzsche) gibi bir deha da aynı rehbersiz arayışın sonucunda ölünceye kadar içinden çıkamayacağı bir psikozla yaşamış; ölen tanrının yerine geçirmeye çalıştığı üstün insan ile birlikte trajik biçimde düşmüştür.
Niçe, Darwin, Marks'la birlikte Freud, peygamberlik kompleksleriyle bölük pörçük giderlerken; artlarında bize bu egoist, narsist, aldatma ve yalan üstüne kurulmuş insan tasavvurunu bıraktılar.
Bugün onunla boğuşuyoruz.
Eğer biz eşrefi mahlûkattan, yaratılmışların en hayırlısından, Allah'ın halifesi bir Hz İnsan'dan bahsediyorsak Freud'la kapışacağız. Çaremiz yok!
Yani "Freud'dur babam, karanlığın askeri midir?"
Yoksa, "Eşrefi mahlûkattır babam, Aşk'ın nefesi midir?"
Mesele bu...
***
Bir tavsiye: 900 Katlı İnsan, Mustafa Merter, Kaknüs Yayınları.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019