Erol KATIRCIOĞLU
Dün bir seyahatte olduğumdan tekrarlanan seçimlerin sonuçlarıyla ilgilenemedim. Akşam saatlerinde, özellikle Ağrı ve Norşin’de seçimlerin galibi BDP, Yalova’da ise CHP olduğunu öğrendim. Tabii seçimin görece çok küçük bir nüfusu kapsadığını düşünürsek, sonuçlarından genellemeler yapmak da pek isabetli olmaz diye düşünebiliriz. Ama yine de bu sonuçların hiçbir şey ifade etmediğini söylemek de bence doğru değil.
Nitekim, Tarhan Erdem de bu noktaya değinerek bir genellemede bulunmuş, “Ak parti karşıtları kendi inisiyatifleriyle CHP’de birleşme düşüncesini fiiliyata koymuşlardır, bu veriyi Ak parti bütün ülke için bir uyarı olarak değerlendirmelidir” diyerek yorumlamıştır.
Elimde sayısal veriler olmadığı halde ben bu yorumun BDP için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Yani farklı siyasi tercihleri olsa da Kürt seçmenlerin de, tekrarlanan bu seçimlerde, BDP’ye yöneldiklerini söylememiz mümkündür diye düşünüyorum.
Altını çizmekte yarar vardır ki bu seçimlerin 30 Mart’taki seçimlerden önemli bir farkı vardı. Bu fark, bu seçimlerin aynı bölgelerde ikinci kez yapılmış olması, ilk yapılanların sonuçları bilinerek yapılmış olmasıyla ilgili. Yani önceki gün bu bölgelerde ikinci kez sandığa gidenler, 30 Mart seçim sonuçlarını bilerek sandığa gittiler. Dolayısıyla yerel seçimler de olsa ülkenin genel siyasi yapılanması ile ilgili gözlemlere sahip olarak tercihlerini belirlediler. Bir tür iki kademeli seçimmiş gibi.
İkinci kez seçme şansı verilmiş seçmenlerin bu ikinci seçimde ilk tercihlerine değil de ikinci tercihlerine oy vermiş olmalarını, ya da birinci seçimde hiç oy vermemiş oldukları halde bu seçimlerde oy vermiş olmalarını nasıl açıklamalıyız?
Doğrusu bu konularla uğraşanlar, önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı sonuçlara bakarak yorumlar yapacaklardır kuşkusuz. Ama, şimdilik de olsa benim kanaatim, bu sonuçları, ülkedeki kutuplaşma sürecinin daha da hızlandığına dair bir işaret olarak okumak gerektiği yönünde. AKP’nin ve onun lideri Erdoğan’ın ülkenin siyasi alanında yarattığı kutuplaştırıcı türbülans, bir yandan kendi tabanını konsolide ederken, diğer yandan da diğer siyasi partilerin (ya da kimliklerin) de kendi tabanları ya da potansiyel çevreleri üzerinde bir konsolidasyon etkisi yaratıyor. Bu durumu da ülkedeki kutuplaşmanın derinleşmesi olarak okumak gerektiğini düşünüyorum.
İşin ilginci, AKP çevrelerinden gelen seslerden öğreniyoruz ki “başkanlık sistemi” bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin doğal bir uzantısı olarak onların gündeminde. Yani Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın seçilmesi sonrasında yapılacak milletvekili seçimlerinde anayasa değiştirme çoğunluğunu elde edip başkanlık sitemine geçmek... Bu seçenek artık bir olasılık olarak değil, benimsenmiş bir yol olarak konuşuluyor.
Hemen her seçimde kimlikleri etrafında kutuplaşan bir toplumda başkanlık sistemi ne anlama gelecektir dersiniz? Doğrusu açıktır ki başkanlık sistemi bizde siyasi gücün daha da temerküz etmesi, yani yoğunlaşması anlamına gelecektir ki bu da toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştiren bir unsur olarak çalışacaktır.
Bizim toplumsal dokumuz tek tek bireylerden oluşan bir doku olmadığı gibi, siyasi tercihleri de tek tek bireylerin kendi kişisel çıkarları üzerinden oluşan tercihler değil. O nedenle de aidiyetlerin, yani kimliklerin etkin olduğu toplumsal dokularda kimlikler üzerine kurgulanan siyasetler de çatışma üreten siyasetlerdir. Bunu biliyor ve uzun zamandan beridir de bunu yaşıyoruz. Her ne kadar bu siyasete rağmen ülkede bir iç çatışma yaşanmıyorsa da bir iç çatışmaya zaman zaman yaklaştığımızın örnekleri de hiç yok değil.
Kısacası, bu, sınırlı da olsa yeniden seçim yapılan bölgelerdeki seçmen davranışının ülkedeki siyasi kutuplaşmanın hala iş başında olduğuna ve hatta daha da hızlandığına dair işaretler olarak okumak gerekiyor. Tabii bu kutuplaşmanın en çok zarar göreni sol ve demokrat kesimler olacağını da unutmadan...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025