Fehmi KORU
Mevcut hükümetin en ilginç bakanlarından biri, ekonomi ile ilgili konularda ağzına bakılan başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek. Ekonomi söz konusu olduğunda, kamuoyu, piyasalar ve yatırımcılar yalnızca Mehmet Şimşek‘in ne dediğine dikkat ediyorlar.
Geçen yılın ortalarında (2017 Temmuz) yapılan yeni görevlendirmelerde, Mehmet Şimşek‘e, daha önce kendisinden alınmış ‘ekonomiden sorumlu’ unvanı bu yüzden geri verildi.
Şimşek temenniden öteye gidemiyor
Bu girişi yapmamın sebebi, Şimşek‘in seçim kampanyasına katkıda bulunmak için çıktığı TV programlarında, yatırımcıların hevesini kıran unsurları sayarken, en başa OHAL’in varlığını yerleştirmesidir.
En son Fox-TV‘de de görüşünü tekrarladı ve OHAL’in seçimden sonra kaldırılabileceğini söyledi Mehmet Şimşek.
O bu görüşünü ‘ekonomiden sorumlu’ unvanını üstlendiği ilk günden beri tekrarlayıp duruyor zaten; ancak ona rağmen yedinci kez uzatıldı OHAL; hem de onun “Darbe ve terör gibi travmalar yaşanmasa…” şartı da çok şükür artık yerine geldiği halde.
Birkaç kez dikkat çekmiştim: Kamuoyu araştırmaları, terörün başını göstermediği ortamlarda gidilen seçimlerde, ekonomik sıkıntı yaşanıyorsa, iktidar partilerinin başarılı olamadığına işaret ediyor.
2015 yılında yapılan iki seçim (7 Haziran ve 1 Kasım) sonuçları da bu tezi doğruluyor.
Türkiye genel seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimini OHAL ortamında yaşıyor; böyle giderse gelecek yılın Mart ayında yapılacak yerel seçimde de OHAL varlığını sürdürebilecek.
Yani? Yerli-yabancı yatırımcılar ülkeden uzak durmaya devam edecek, Türkiye döviz açlığı yüzünden dünyanın en yüksek faiz oranını ödemeyi sürdürecek…
Ekonomimizin gerçekliği bu: İhracata karşı ithalat rakamlarının başını alıp gitmesinden meydana gelen cari açık rekor seviyelerde ve OHAL’in varlığı cari açığın ekonomi üzerindeki yıpratıcı etkisini sürekli kılıyor.
Bazıları, siyasetin içerisinden gelen “OHAL kalksın” tavsiyelerine türlü çeşitli eleştirilerle mukabele ediyor. İktidar ile iktidar partisinin itibar ettiği medya arasında nasıl bir etkileşim varsa, medyadan gelen bu yoldaki eleştiriler AK Parti’nin kendi iyiliği için yapması gerekeni yerine getirmesini de engelliyor.
OHAL konusu böyle bir konu. Ne zaman açılsa, medyada köşeleri tutan ve televizyonlarda görüşlerine yer verilen bazıları, güncel tehditlerle irtibatladıkları OHAL’i derhal sahiplenip tavsiyeyi geçersiz kılmayı başarıyorlar.
Ellerinden gelse muhalefetten ve muhalif görüşte olanlardan gelen “OHAL kalksın”tavsiyesini ekonomik açıdan sahiplenen Mehmet Şimşek‘i de afaroz edecekler.
İçlerinden bazıları afaroz ediyor da.
Mehmet Şimşek bu seçimde milletvekili adayı da yapılmadı.
Yargıya güven olmazsa…
Oysa, OHAL ekonomiyi canlandıracak yatırımcıların iştahını kaçırması yönünden en ciddi sorun.
Normal bir ortamda asla düşünülemeyecek uygulamaların önünü açtığı için adalet mekanizmasına güveni yok ediyor da ondan. Hukuk düzenine güvenin kalmadığı ortamlarda parası olanların daha güvenilir iklimlere doğru yol almaları kaçınılmaz oluyor.
Sermaye sınır da tanımıyor çünkü günümüz dünyasında.
OHAL yabancı yatırımcıyı ülkemizden uzakta tuttuğu gibi, parası olan Türkler de yatırımlarını başka ülkelere yönlendiriyorlar.
Sayıları zaten az olan dolar milyonerlerinden 6 bini (toplamın yüzde 12’si) 2017 yılında Türkiye’den başka ülkelere göç etti.
Bir dostum, yakını olan bir yargı mensubuyla konuşmasını aktarmıştı bir süre önce. Kamuoyu yoklamalarında yargıya güvenin yüzde 15’lere kadar inmesini gündeme getirdiğinde, sohpet ettiği yargı mensubu, dostuma, “Güvenen yüzde 15 kimlermiş, esas ben onu merak ederim” demiş…
Çocukluğumuzdan beri işitegeldiğimiz “Akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun”sözünün anlamı üzerinde galiba hiç düşünmüyoruz.
Düşünmediğimiz, kendisine dost bildiği çevrelere kulak vermesinin sonunda AK Parti’yi getirdiği durumdan da belli. 2010 yılına kadar sürdürdüğü çizgiden sapmasaydı, ülkeyi tanıştırdığı çağdaş değerler istikametinde yol almaya devam etseydi, kuvvetler ayrılığı ilkesini titizlikle korusa ve demokrasinin temel ilkelerini korumayı görev bilmeyi sürdürseydi, 2023 ve hatta 2073 hedeflerini kolayca gerçekleştirebileceği bir siyaset ikliminde bulunacaktı AK Parti.
Şimdi ise kurulduğundan bu yana hiçbir seçimde karşı karşıya kalmadığı zorluklara muhatap; cumhurbaşkanlığı seçiminde adayının ikinci tura kalma ihtimali belirdi, bazılarına göre adayını cumhurbaşkanı seçtirmeyi başarsa bile parlamentoda çoğunluğu kaybetme ihtimali var.
O ihtimalle 7 Haziran 2015 seçiminde karşı karşıya kalmıştı hatırlarsınız.
Bütün o süreçte, 2010 yılından bu yana, kendisine hata yaptıranları dinleye dinleye bugünlere geldi AK Parti.
Aynı kişi ve çevreler “OHAL kalkmamalı” gürültüsüyle ekonominin zaafa uğramasını da sağladılar.
Mehmet Şimşek başarılı olduğu sağlıklı göstergelerden de anlaşılan bir ekonomiyi devralıp belli bir çizgide sürdürerek kendi başarısını da ispatlamış bir siyasetçi iken, bugün sırtına bırakılan sorumluluğu tam yerine getiremiyor.
Sözü temenniden başka bir değer taşımayan bir siyasetçi konumunda olmak herhalde hoş değildir.
En kötü senaryo gerçekleşir ve AK Parti farklı bir çizgi izlese -en azından OHAL’i kaldırma cesaretini gösterse- yeni bir başarı kazanarak çıkabileceği seçimi kaybederse, sorumluluğun üzerine yıkılacağı kim var?
Mehmet Şimşek bu hükümetin gerçekten en ilginç bakanı.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025