Halil BERKTAY
Güneydoğuda “sivil itaatsizlik” hareketinin başlamış olması iyi bir şey. Nedeni çok basit : savaşa dönmeye ve silâhların konuşmasına önemli bir alternatif sunuyor. “Zamanlaması mânidar” lâfları ise bıktırdı artık. Kim ne dese, ne yapsa, ne açıklasa, birileri çıkıp “neden şimdi” diye soruyor. Kullanıla kullanıla aşınan bir klişe. Neden seçim öncesinde olmasın ? Neden sandık rekabeti kitlesel seferberlikle el ele gitmesin ? Bütün bunlar, somut içeriğe ilişkin kuşkularımın olmadığı demek değil. Ama önce, haftalardır sürdürdüğüm şu PKK eleştirisini bitireceğim. Çünkü bu, konjonktürel değil, daha köklü bir mesele.
PKK’nın AKP’yle sorunu, kısmen barışla olan sorunundan türüyor, kısmen de Taraf’la olan sorununu andırıyor. Konuya gerçekten ve sırf Kürt meselesi (ya da : Kürtlerin bütününün genel çıkarları) açısından bakacak olursak, barışçı çözümün yakınlaşmasına Taraf’ın bütün diğer gazetelerden veya tek tek aydın gruplarından fazla katkı yapmış olması gibi, AKP de bütün diğer siyasal partilerden daha fazla katkı yaptı. Öyle ki, ciddî bir karşılaştırma bile olanaksız, bu noktada.
Kiminle karşılaştıracağız Mesut Yılmaz’ın ANAP’ıyla mı ? Demirel ve sonra Tansu Çiller’in DYP’siyle mi ? Ecevitli Ecevitsiz DSP’yle mi ? MHP’yle mi ? Mehmet Ağar’la mı ? Olsa olsa Özal, bir de Erdal İnönü, kısa sürelerle de olsa diğerlerinden farklı davrandı. Ama son tahlilde etkisiz kaldılar ve barışı uzaklaştırma, hattâ hepten imkânsızlaştırmayı amaçlayanları, son on yılda gerileten, kamuoyunu ferahlatan, her şeyi tartışılabilir kılan; politik açılımı bozguna uğrasa da söylemsel açılımı sürdüren (veya en azından kapanmasını önleyen), zaman zaman yorucu ve sinir bozucu “iki adım ileri bir adım geri” mehter yürüyüşüyle, sadece AKP oldu. Şu sıralar gene bir bocalama ve saçmalama döneminden geçtikleri doğru (Ahmet Altan). Ama bu bile yukarıdaki tabloyu değiştirmeye yetmez. Ayrıca, geçmişte ne zaman “tamam, artık bitti, durdular ve iflâs ettiler” dedikse az sonra yanlışlandığımızı da unutmayalım.
Dolayısıyla PKK da çevresine, toplumdaki genel mevzilenişe; kimi “baş düşman”, kimi “ara güç[ler]” ve kimi derece derece, tutarsız veya tutarlı, az veya çok güvenilir müttefik[ler] sayacağı veya saymayacağı gibi hususlara, Kürt meselesinin bütünsel çözümü açısından yaklaşacak olsa, mızrağın sivri ucunu elbette AKP’ye yöneltmemesi gerekir. Tersten alırsak; PKK’nin son yıllarda israrla AKP’yi “en büyük tehlike”, “facia” ve “baş düşman” kabul eden siyaseti, Kürtlerin genel çıkarlarını değil, kendisi her ne kadar (çok yüksek sesle) aksini iddia etse de aslında o genel çıkarlarla özdeş olmayan kendi dar örgütsel çıkarlarını esas aldığına işaret ediyor.
Çünkü PKK, Kürtlere karşı onlarca yıllık baskı ve zulüm politikasının sürdürücüsü ve esas sahibi olarak AKP hükümetinden değil (ki, yok böyle bir şey): değişik bir ifadeyle, AKP’nin yeni ezme ve yok etme saldırılarının başına geçip, Kürtlerin şu ana kadarki bütün kazanımlarını ters yüz etmeye kalkışacağından değil tersine, tam da böyle olmadığı için, yani aslında o kadar “kötü” ve “düşman” olmadığı için; sırf şiddet yöntemleriyle kahredici değil, doğrudan doğruya sivil politikalarıyla etkileyici olduğu için, siyasî bir rakip olarak AKP’den korkuyor ve nefret ediyor.
2002-11 arasında AKP Kürt meselesinin asıl kaynağı olan milliyetçi-devletçi, militarist vesayet rejimini gerilettikçe, güneydoğuda da güçlendi ve ciddi bir alternatif haline geldi. Kürt bölgelerinde, geçmişte de Müslümanlık önemliydi belki. Müslüman Kürtler hep vardı ama AKP’yle itibar kazandılar; ülke çapında özdeşleşebilecekleri, sırt dayayacakları ve güç alacakları bir parti buldular.
Aynı şey Kürt burjuvazisi için de geçerli. PKK’nın hemen “işbirlikçi” ilân ettiği, kiminin fabrikasını yaktığı kimisi için pankart açtırdığı işadamları gökten zenbille inmiyor. Sol GAP’ı da çok küçümsemişti tıpkı, 50’lerde tarımın ticarîleşmesi ve makinalaşmasını; 60’ların ithal ikameciliğini ve ilk montaj sanayilerini; 80’lerin ikinci yarısında yeni küreselleşmeyi küçümsediğimiz gibi. Bunu saptarken, “üretici güçleri geliştiriyorlar” diye önce DP’yi, sonra AP’yi, sonra Özal’ı, sonra AKP’yi “asıl ilerici” ilân etmeyi önermiyorum. Ama herhalde, hele Marksist olduğu iddia edenler için, ekonomik kalkınmayı “yalan, aldatmaca” demeksizin yakından izlemek yararlı olabilir. 90’lardan bu yana kapitalizmin güneydoğuda gösterdiği belirgin gelişme, AKP’nin asıl sınıf temelini oluşturan yeni Anadolu burjuvazisinin Kürt kesimine de hayat verdi. Bu sosyo-ekonomik çeşitlenme de PKK’yı barış sonrası hakkında düşündürüyor; dokunulmaz bir hegemonya hayalini tehdit ediyor.
Özetle (ve herkesin bildiği gibi), PKK’nın kendi arka bahçesi, kapalı av alanı saydığı güneydoğuda, AKP de kuvvetle mevcut. Hattâ şöyle diyebiliriz : PKK ve yan örgütleri dışında, sadece AKP mevcut. Dolayısıyla PKK için AKP bir değil iki şey. Hem, barış için görüşmek ve uzlaşmak zorunda olduğu hükümet. Hem de yerel ölçekte en ciddî, tek ciddî siyasî rakibi. Bu durumda PKK, parti olarak AKP’ye karşı mücadelesini hükümet olarak AKP’ye karşı mücadele üzerinden yürütmeyi tercih ediyor. AKP’yi hükümetleştirerek ve devletleştirerek, hükümete ve devlete indirgeyerek yürütmeyi tercih ediyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Ahmet Durmaz /Urfa
Asıl sorun şu ki bu tür pervasız katliam emri verenlerin unuttuğu bir şey var.Mesela bu olay üzerine tereddüt içinde olan Kürt insanı DAĞA ÇIKMA KARARI VERDİ ?Merak edip araştıran var mı?Bu emri veren komutan ,"bu emirle kaç insanı dağa gönderdim" diye düşünmüş müdür? Geçmiş genel kurmay başkanı "dağa çıkmayı önleyemedik" itirafında bulunmuştu.Şimdi adama, "böyle yaparsan daha bin yıl savaşsan bitiremezsin" demezler mi?
kenan
sayın ahmet altan günlüden şükranlarımı sunar bu yazının vesilesiyle önünde saygıyla eğiliyorum TEŞEKÜRLER AHMET ALTAN
Ad Soyad Giriniz...
Keşke kendisine solcu, ulusalcı diyenler şu Ahmet Altan kadar yüreklice gerçeğin gözünün içine inadına bakmayı sürdürebilselerdi. İyiki varsın Ahmet Altan
t
Yorumunuzu Giriniz...
Ad Soyad Giriniz...
dağa çıkan kürt haysiyetli kürttür diyen bir zevattan ahlak dersleri öylemi. külahım bile dinlemez seni