Halil BERKTAY
Geçen hafta, PKK’nın zaman zaman ne istediğini pek bilmediği izlenimini veren haline değinmiştim. Biraz, konsantrasyon eksikliğini andırıyor. Bir fikir getiriyor ve sonra onu takip etmiyor, edemiyorlar. Biraz da maksimalist bir inadı çağrıştırıyor.
Benzer gözlemler, büyük bir tantanayla başlattıkları “sivil itaatsizlik” hareketi için de geçerli. Önce, eylemsizlik halini kaldırdıklarını ilân ettiler (ve bu arada, DTK eşbaşkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk, kişisel itibar ve güvenilirliklerini hakikaten çok zedeleyen bir tavır aldılar, gerillaya tekrar silâha sarılmayın deme hakkını kendilerinde göremediklerini söylemekle). Herkes şimdi ne olacak diye beklerken, bu sefer “sivil itaatsizlik” duyurusu geldi. Biraz da bu yüzden, oh, savaştan iyidir diye karşılandı ilk başta. Fakat daha dikkatlice baktığımda, pek iyimser olamıyorum doğrusu.
Açıkçası, bu kadar geniş bir talepler paketi uğruna, hepsi gerçekleşinceye kadar sivil itaatsizlik çağrısını anlamakta zorlanıyorum. Biliyorsunuz, çeşitli açıklamalara göre başlıca dört hedef veya koşul ileri sürüyor, BDP ve DTK : (1) anadilde eğitim hakkı; (2) siyasî tutukluların (Fatma Kurtulan “tutsaklarımız” diye ifade etmiş) serbest bırakılması; (3) yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılması (kimilerinin “düşürülmesi” dediği de oluyor): (4) siyasî ve askerî operasyonların durdurulması. Ne ki, parentez içine aldığım notların da yansıttığı üzere, söyleyene göre değişebiliyor, hattâ biraz genişleyebiliyor bu talepler. Örneğin Fatma Kurtulan, her nasılsa, (5) Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulmasını ve (6) diyalogların müzakereye dönüşmesini de ilâve ediyor.
Böyle tutarsızlıklar da bir sorun, kuşkusuz. Bir adım ötede, bana kalırsa “siyasî ve askerî operasyon”ların durması da muğlak bir ifade. Askerî operasyonları anladık; onlar durmalı, kuşkusuz. Ama acaba “siyasî operasyon”larla tam ne kastediliyor ? Eğer KCK tutuklamaları gibi, karşılıklı güven ortamını daha doğmadan öldüren “kirli dövüş” yöntemleri kastediliyorsa, tabii katılırım. Fakat herhalde bunun için “hukukî” veya “sözümona hukukî” operasyon gibi bir deyim daha uygun düşerdi. Üzerinde durmamın nedeni şu : daha önce de yazdığım gibi, PKK yanlılarının olağanüstü geniş bir “siyasî operasyon” kavramı var. Kendilerine ait gördükleri bölgede, kendilerine ait gördükleri kitle nezdindeki nüfuzlarını zayıflatabilecek her şeye bir “operasyon” gözüyle bakıyorlar. Bülent Arınç, Şivan Perwer ile mi görüşüyor ? İşte bir “operasyon”; Taraf diye bir gazete mi çıkıyor ? İşte bir diğer “operasyon” Kürtlere karşı ! Böyle çok askerîleşmiş (derin devletin dilinden farksız) bir dil kullanıyorlar, olağan ideo-politik mücadele konusunda. Eğer buysa kastettikleri, ölme eşeğim ölme !
Geçelim. Asıl mesele, burada çok fazla ve çok değişik talebin bir araya gelmesi. Evet, bir yönüyle bunlar BDP ve DTK’nın nicedir istediği, savunduğu şeyler. Âdeta kısa ve orta vâdeli bir program veya platform. Sorun da bu zaten; sanki Mısır kitle hareketinin başarısına bakıp, “aaa, demek böyle de olabiliyormuş; eh, bizim de Tahririmiz olsun o zaman” demişler ve şu anda dağarcıklarında ne varsa ortaya dökmüş, hepsini süresiz bir “sivil itaatsizlik” hareketinin ortak, eşdeğer hedefleri kılmışlar.
Ne ki, pratikte bunlar eşdeğer olmaktan çok uzak; hepsi şimdi gerçekleşebilir ve/ya birlikte gerçekleşebilir olmaktan çok uzak. Ciddî bir kitle hareketinin, görece az sayıda ve birbirine sımsıkı bağlı taktik hedefleri olmak zorundadır. BDP ve DTK’nın “sivil itaatsizlik” talepleri ise, zaman ufku ve gerçekleşme koşulları çok farklı unsurları bir araya getiriyor.
Bazıları gayet somut ve herkesin hak vereceği noktalar askerî operasyonların durması gibi (kuşkusuz PKK’nın da bundan yararlanıp yeni ve daha avantajlı savaş mevzileri elde etmeye kalkmaması koşuluyla). Bence aynı şey, resmî pakette yer alsın veya almasın, bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu için de geçerli. Faili meçhulleri, Fırat’ın doğusundaki Ergenekonu, JİTEM’i duymayanın kalmadığı bugün, böyle bir hedef Kürt ve Türkleri birleştirip AKP liderliğini de etkileyebilecek kapasitede. Dil sorununun genel çözümü biraz daha zamana bağlıysa da, KCK tutuklularının mahkemede Kürtçe ifade ve savunma hakları uğruna mücadele, bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, şu sırada çok haklı bir zeminde. Bunlara pekâlâ İmralı diyaloglarının müzakerelere dönüşmesi de eklenebilir.
Önemli olan şu ki, böyle üç dört unsurun hem kısa vâdede yapılabilirliği var, hem de bir tür formel ateşkese veya ön-barış yolunda, her iki taraf için “karşılıklı güven inşası önlemleri” (confidence building measures) arasında sayılabilirliği. Buna karşılık bütün Kürt siyasî tutukluların serbest bırakılması, öyle geçici filân değil, ancak kalıcı bir barış anlaşması çerçevesinde gerçekleşebilir. Anadilde eğitim hakkını, savaş korkusu kalmadığında, yeni (ve barajsız) seçimlerle oluşacak “barış meclisi” yasalaştırabilir. 2011 Haziran’ına iki ay kala barajın kaldırılmasını istemenin ise en küçük bir pratik yararı olmadığını herkes görebilir.
Öyleyse neden bunlar tek bir paket ? Savaş yerine taktik bir maksimalizm mi, “genç PKK’lılar”a karşı ? Ya da “gördün mü, olmuyor işte” diyebilmek için mi ?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024