Halil BERKTAY
Bilinen fıkradır: Alamancı bir vatandaşımız autobahn’da ters yola girmiş. Gazlamış giderken radyo dinliyormuş. Sürekli anonslar: Dikkat dikkat, falanca yolda, filanca kilometreler arasında bir araç ters yönde tehlikeli şekilde ilerlemektedir! Hiç aymaz ve üzerine alınmaz; “kör mü bunlar, tek bir araç olur mu, yüzlerce, yüzlerce” diye söylenirmiş.
Önsözünün 68-69. sayfalarında AA, bir an için, biricik anlamlı soruya da yer veriyor: 19 Şubat ateş teatisini bir torpidobottan izleyen Enver Paşa ve beraberindekiler, “savaşın tozu dumanı” içinde gerçekten bir düşman zırhlısının (ve bu takdirde, herhalde Vengeance’ın) battığını sanmış olabilirler mi? Dikkat ederseniz, bu, tam da AA’nın 3 Mayıs 2010 yazısından sonra benim aklıma gelen ve 31 Ekim 2012’de yazdığım türden bir açıklama (bkz Bu “tasdiknâme”nin içeriği gerçek dışı). Tabii şahsen AA’nın bu izah tarzına yanaştığı anda, 3 Mayıs 2010 yazısındaki o çok sevimli “Acaba Enver Paşa’nın gözleri bozuk muydu?” polemiğini de kaldırıp saklayacak bir yer bulması lâzım. Gene de bu, “tasdiknâme”nin içeriğindeki sakatlığa bir ölçüde açıklama getirebilir.
Ama o zaman da geriye, peki, 19 Şubat’ta bir düşman zırhlısını batırdıklarına inandılarsa bunu neden kamuoyuna ilân etmedikleri gibi çok ciddî bir başka soru kalıyor. Bu noktada AA, 19 Şubat bombardımanıyla ilgili resmî açıklamalara da bakıyor (s. 74-75) ve görüyor ki oralarda da batan zırhlı diye bir iddia hiç yoktur. Eh, “belge”sinden biraz daha şüphe etmesi gerekmez mi? Ama hayır; AA’nın cevabı bir kere daha, gemi batırdıklarına inansalardı bile bunu Osmanlı kamuoyuna ilân etmezlerdi, çünkü ihtiyaç duydukları savaş kahramanlarını öncelikle Müslüman çocukları arasından arıyorlardı şeklinde oluyor (s. 69-79).
Bunun ne kadar absürd, ne kadar sürreel bir argüman olduğunu anlıyor muyuz acaba? AA’nın mantığı şöyle işliyor: (i) 19 Şubat’ta gerçekten bir zırhlının battığına inanmış olabilirler. (ii) Zaten bu kanıyla Torosyan’a madalya, terfi ve tasdiknâme vermişlerdir (yani “belge” gerçektir, otantiktir). Ama (iii) bir yandan da gayrimüslimlere ve hele Ermenilere karşı harekât başladığından, bunu (bir Ermeninin kahramanlığını) kamuoyunun bilmesini istememişlerdir. (iv) Bu yüzden, 19 Şubat’a ilişkin resmî açıklamalarda bu hususta bir şey yoktur. (v) Gene bu yüzden, Enver Paşa da Torosyan’ı alenen ödüllendirmek yerine, çok özel olarak İstanbul’a çağırmış ve neredeyse gizlice görüşmüş olmalıdır.
İnanabiliyor musunuz buna? İttihatçı liderliği 19 Şubat’ta bir düşman zırhlısının batırıldığına, Torosyan’a bu yüzden tasdiknâme verecek kadar kuvvetle kanaat getirecek de, madalyonun diğer yüzünde, sırf Torosyan Ermeni diye bu kadar büyük bir başarıyı kendi halkından ve bütün dünyadan saklamak yoluna gidecek; o kadar da fazla hasara uğramadık, istihkâmlarımız dimdik ayaktadır gibi beyanlarla yetinecek mümkün mü bu? AA, biraz geç öğrendiği 19 Şubat ve 18 Mart gerçeği karşısında, Torosyan ve “belge”sinden vazgeçmektense, tarihsel gerçekçilik hissinden bu denli yoksunsaçmalıklara sayfalar harcayabiliyor.
Bu yazı dizisinde “fakat daha kötüsü de var” gibi ifadeler kullanmaktan canım çıktı. Gelgelelim sıra gene böyle bir örnekte. 3 Mayıs 2010’da AA, resmî genelkurmay tarihinde öyle müthiş bir temizlik yapılmış ki, diyordu, bırak “Torosyan’ın adına rastlamayı; görev yaptığı ‘6. Topçu Alayı’nın adı bile tarihten silinmiş.” Okurken bu noktada durmuş ve geri dönmüştüm, neydi bu diye. Tuhaf şey; Torosyan’ın bağlı olduğu birlik, o “belge” veya “tasdiknâme”de “Altıncı Ağır Topçu Alay Beyliği” diye geçiyordu. Başlı başına şüpheli bir ifadeydi bu: 1914-1915’te ne demekti, “Alay Beyliği”? Mohaç’ta mıydık, Çanakkale’de mi? Geçtim; fakat demek ki AA, ATASE’de herhangi bir “Altıncı Ağır Topçu Alayı” bulamayınca aklına, “belge”sinde bir sakatlık olabileceği değil, sadece, devletin sırf bir Ermeni subayı silmek uğruna bütün bir alayı silmiş olabileceği gelebiliyordu.
5 Kasım Çarşamba (Hasarı arttırırsam, batık zırhlının yerine geçer mi) yazımda, önsöz s. 56’nın alt yarısında “çok hızlı geçilen bir bilim faciası var” demiştim ya; işte bununla ilgili. Aradan geçen iki yılda, Altıncı Topçu Alayı diye bir şeyin olmadığını öğrenmiş AA. Ama çözümü hazır; meğer “Buradaki ‘6. Ağır Topçu Alayı’ ifadesini ‘6. Batarya’ olarak yorumlamak gerekmekte”ymiş. “Enver Paşa’nın Özel Kalem’indeki memurlar ‘4. Ağır Topçu Alayı’ ile ‘6. Batarya’yı karıştırarak yanlışlıkla belgenin başına ‘6. Ağır Topçu Alayı’ yazmış olmalılar”mış. “Birinci Dünya Savaşı’nda koskoca bir orduyu yönetmeye çalışan” genelkurmayın bu basit yazım hatasını anlayışla karşılamak gerekir”miş.
Aman efendim. Bu ne âlicenaplık. Ordumuza ve İttihatçı genelkurmayımıza bu ne teveccüh.
Boşversenize siz. Ben bu paragrafı alıp Historiyografi derslerimde bilim nasıl yapılmaz diye okuturum. Sanki genelkurmay yekpare bir transandantal beyin ve şuurdan ibaret. Sıradan kâtiplerin de üzerine İmparatorluğun derdi mi çökmüş? O yüzden mi dikkatleri dağılmış? Vah vah. Peki, o “Alay Beyliği” anakronizmi ne olacak? Bunu hangi kâtibin hangi ağır sorumluluk veya dalgınlığı açıklayacak?
Kendinizi daha kötü duruma düşürmeyin. Bir “belge”de istemediğiniz şeyler çıktığında “canım burası yanlış yazılmıştır, doğrusu şu olmalıdır” diye büküp önyargılarınıza uydurmaya kalkarsanız, tarihçiler size ne gözle bakar, bir araştırın derim.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024