Halil BERKTAY
19 Ocak 2012. Öleli beş yıl oldu ve iki gün önce bir kere daha öldürdüler. Ama bunun da altında kalacaklar. Bir kere daha tepki onları çok aşacak ve beklenmedik, planlanmamış sonuçlar doğacak.
19 Ocak 2012. Her şeyi bırakıp Hrant’ı yazacağım. Hayır, planladığım gibi Tony Judt’ı yazacağım. Hayır, Hrant’ı yazacağım. Hayır, her ikisini de.
19 Ocak 2012. Nabi Yağcı bugün gene çok sığ şeyler söylemiş. Artık hayal kırıklığı bile duymuyorum, çünkü... bu kadarmış. Şimdilik Judt’la devam edeceğim. Nabi Yağcı’lar da bu arada, “Fransız aydınları”ndan giderek “Türk aydınları” yani belki kendileri hakkında bir şeyler öğrenirse öğrenir; ne yapayım.
Kim-di bu adam ? Kısaca, 1948’de doğup 2010’da, yani henüz 63 bile olmadan ALS’den (amyotropik lateral skleroz ya da “Lou Gehrig hastalığı” : beyindeki motor nöronların giderek dejenere olması) ölen bir tarihçi. Aslen İngiliz; kısmen Doğu Avrupa kökenli, laik, yarı-proleter bir Yahudi ailesinin çocuğu; nesiller boyu, önce lise ve sonra üniversite okuyan tek kişisi. Sırf kendi emeğiyle, hep burs üstüne burs kazanarak öğrenim görebilmiş. İlk gençliğinde Marksist Siyonistmiş. İsrail’in kibutz’larına ilgi duymuş. 1967 Altı Gün Savaşı’ndan sonra tamamen vazgeçmiş. Tipik Judt külyutmazlığı : sol Siyonistlerin bile “sosyalist ve cemaatçi bir ülke yaratma idealist fantezisi” uğruna, diyor, “bu diyardan kovulanlar konusunda hayret verici bir aymazlık içinde olduklarını gördüm.” Filistinli Arapların maruz kaldığı etnik temizliğe bu denli duyarlı. Ama “fikri hür” olmaya verdiği öncelik, bütün cemaatçilik ve kuyrukçuluklar için de önemli dersleri içeriyor.
Özetle, kendini daha yirmisine varmadan hem Marksist, hem Siyonist, hem cemaatçi olmuş ve sonra da hepsinden vazgeçmiş biri olarak tanımlıyor Judt. Geçen yıllar, ender bir berraklık ve dinginliği beraberinde getiriyor; artık “evrenselci bir sosyal demokrat” olarak önümüzde. 1987’de Oxford’dan Amerika’ya, New York Üniversitesi’ne geçiyor; Erich Maria Remarque adına kurulan Avrupa Çalışmaları profesörlüğüne getiriliyor; derken Erich Maria Remarque Enstitüsü’nün direktörü oluyor. Sırf bu dahi benim için önemli bir empati kaynağı. Çocukluğumda, annemin babamın kitaplığına dalarken ilk keşfedip en rahat okuduklarım arasındaydı, Burhan Arpad çevirileriyle, tabii Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (1929), ama ayrıca iki savaş arasının uğultusu ve tedirginliğini yansıtanZafer Tâkı (1945), Üç Arkadaş (Drei Kameraden, 1936), İnsanları Seveceksin (Liebe deinen Nächsten, 1939). Meğer Remarque’ın ikinci ve son eşi, ünlü artist Paulette Goddard, ölmeden önce 20 milyon dolar bağışlamış NYU’ya, kocasının adını taşıyacak enstitüyü kursunlar diye. Onlar da gitmiş Tony Judt’ı bulmuşlar. Kusursuz bir tercih. Remarque’ın hiç aklımdan çıkmayan ve sonunda benim de geri döndüğüm o yumuşak, sevecen hümanizmini Judt’la paylaşmış olma düşüncesi içimi ısıtıyor.
Ne yazık, hep böyle pişmanlıklar oluyor hayatta, okuduğunuzda bu benim ruh ikizim dediğiniz, keşke tanışsaydık diye üzüldüğünüz insanlara dair. Doğrusunu isterseniz, ben de Judt’ı biraz geç keşfetmiş sayılırım. New York Review of Books’taki makalelerini biliyordum da, asıl akademik tarihçiliğine girmemiştim. Uzmanlık alanının farkındaydım (Fransız solu ve aydınları) ama şimdi ne kadar tuhaf gelirse gelsin, kendimle ilişkisini kuramamıştım; o yüzden de kitaplarını almıyor, benim ilgilerimin dışında sanıyordum.
Beş yıl önce bu zamanlardı. İnanılmaz tesadüf; tam 19 Ocak 2007’de, Michigan’da bir ay ders vermek için erkenden Amerika’ya uçmuş, Hrant’ın ben Atlantik üzerindeyken öldürüldüğünü Detroit’e inince öğrenmiştim. Dumura uğramıştım kederden, öfkeden ve yalnızlıktan. Bir boşluğa yuvarlanmış gibiydim; hayatım altüst oluyor ve tutunabileceğim hiçbir şey kalmıyor; ikide bir telefon çalıp kâh Tülay, kâh Neyyir, kâh Tosun “son haberler”i aktarırken, dümdüz Ann Arbor’ın en yüksek binasının 5. katından kara ve eksi 40 derece soğuğa bakıp bu kirli 2007 yılında daha neler olacağını, ulusalcı canilerin ülkeyi ele geçirip geçiremeyeceğini, hattâ koyu neo-Atatürkçü karanlıklar içindeki bir Türkiye’ye dönüp dönemeyeceğimi aklımdan geçiriyordum.
O sıkıntı içinde yapacak bir şey aradım. Vardığımdan bir veya iki gün sonrası, belki de bu yazının yayınlandığı 21 Ocak olmalı. Çıktım, büyük bir kitapçı buldum (Border’s, artık yok). Tarih raflarına yöneldim; “en çok satanlar”da Tony Judt’ın üst üste dizilmiş Postwar’u çarptı gözüme. İlk 2005’te çıkmıştı da paperback’i yeni piyasaya ulaşıyordu. Tuğla gibi bir şeydi. Henüz ayakta karıştırıyordum ki, bir şeyler çarptı gözüme, 1947-48 yıllarında Sovyetlerin Doğu Avrupa’yı ele geçirmesi ve Soğuk Savaş karşısında Fransız aydınlarının kamplaşması hakkında. O sayfaları hiç kapatmadan, kafeye yürüyüp bir koltuğa gömüldüm ve saatlerce kalkmadım.
Judt’a, belki 2002’de gördüğü radyoterapi yüzünden, 2008’de ALS teşhisi kondu. Daha 2009’da boynundan aşağısı tamamen felç oldu. Ama bir an bile çalışmak ve yazmaktan (uykusuz gecelerinde kafasından kompoze edip ezberlediği uzun pasajları ertesi gün asistanına dikte etmekten) vazgeçmedi. Biraz farklı bir şekilde de olsa, Hrant gibi o da ölüme meydan okudu. Zihni sonuna kadar pırıl pırıl yandı. Bir anda sönüverdi.
Bense 19-21 Ocak 2007’de kaldım sanki. O soğukta, o koltukta, o kitapta, o kederde.
O komünist vicdan muhasebesinde.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024