Hasan Bülent KAHRAMAN
Türkiye'de demokrasinin yeni ve daha ileri bir evreye taşınması Müslümanlar eliyle olabilir derken acaba kimlik siyaseti üstünden bir kurgu mu yapıyorum?
Kaçınılmaz olarak öyle. Daha önce de belirttiğim gibi Türkiye'de 1990 sonrasındaki demokratik hamlelerin yapılmasını sağlayan, AB üstünden gelen demokratikleşme taleplerine öncelikle sahip çıkan ve onları siyasal bir talep haline getiren kendisini Kürtler ve Müslümanlar gibi kimliği etrafında tanımlayan kesimlerdi. Bunda şaşacak bir şey yok. Çünkü Cumhuriyetin anladığı ve yapabildiği siyaset de son tahlilde bir kimlik politikası etrafında biçimleniyordu. 1990'larda sorun onun aşılmasına dönüktü, yani homojen bir Türk kimliğini, en azından alt kimlik-üst kimlik bağlamında kırmak maksadına matuftu.
Bugüne, buraya kadar gelindi. Hâlâ da çok fazla bir yere gitmiş sayılmayız. Kürtlerin talepleri kapının önünde bekliyor. Anadilde eğitimden daha bin türlü şeye kadar devam eden bir palet var ve Türkiye'de devlet, üstelik de şimdi Müslümanların denetimi altında, bunların ne kadarını kabul edeceğine karar vermekle zaman geçiriyor.
Öyle, çünkü ortada çok önemli bir çelişki var. Müslümanların Türkiye'de kültürel planda bir sıkıntısı bulunmuyor. Kimlik derken kendilerini "Türk ve Müslüman" olarak tanımlıyorlar ve 1980 sonrasında ağırlık kazanmış olan Türk-İslam sentezibu bakımdan epey rahatlatıcı bir etkiye sahip. Aslında Müslümanların devletle uzlaşması ve klasik cumhuriyetçi-laik görüşün esnetilmesi o dönemde başlamıştı.
Fakat Müslüman kesimin laiklikle bir sorunu var. Çok haklı biçimde bu kesim içe dönük bir laiklik anlayışını dışa dönük, dışlayıcı bir laiklik anlayışını kapsayıcı bir laiklik anlayışıyla değiştirmek istiyor. Ama bunu kimlik siyasetinin değil devletin ve sistemin bir sorunu olarak görüyor. Oysa yanlış bu. Laikliğin Müslüman kimlik bağlamında dönüştürülmesi de açık bir kimlik siyasetedir. Nitekim devletçi bürokrasinin tepkisi bu nedenle ayaktadır.
Öte yanda Kürt talepleri doğrudan kültürel kökenli siyasal arayışlar olarak biçimleniyor. Asıl manasında devletle çatışma bu noktada devreye giriyor. Kendisini kültürel bir pozisyonda tanımlamış olan Cumhuriyet, Türkiye'de, kültürel talepler söz konusu olduğunda ayağa kalkıyor. Çünkü Türkiye'deki siyaset vatandaş/ birey- devlet çizgisinde değil, devlet- vatandaş/ birey çizgisinde kurulmuştur. Devletin kurucu kavramlarını vatandaşın kabul edip benimsemesi esasına dayalıdır. Ama 1990'lı yıllar bize kültürel olanın siyasal da olduğunu öğretti.
Geçen hafta Taraf'ta peş peşe yazdığı yazılarda Erol Katırcıoğlu bu kimlik konusuna değindi ve kimlik siyasetinin demokrasinin sınırlarını bir noktaya kadar genişleteceğini, ötesine geçemeyeceğini vurguladı. Onun ötesi besbelli vatandaşlık kavramının en geniş anlamda anayasaya dercedilmesi. Ama Türkiye henüz o noktada değil. Türkiye daha bir süre kimlik kökenli arayışlarla siyasal yolunu bulmaya çalışacak. Yeni anayasa bu nedenle önemli. Siyasalın kültüreli boğduğu bir anayasa mı yapacağız yeniden, yoksa kültürelin siyasalı tanımladığı bir anayasa mı?
Soru budur.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024