Hasan CEMAL
ERBİL
Kürtler, Suriye Kürdistan’ı ya da Batı Kürdistan diyor. İki buçuk üç milyon Kürt yaşıyor bu coğrafyada.
Ancak, 900 kilometrelik Türkiye sınırı boyunca uzanmakla birlikte Suriye Kürtleri bu bölgede, Kuzey Irak’tan farklı olarak tek bir bölgede toplanmış değil.
Baas rejiminin yıllar boyu süren Araplaştırma politikasının bir sonucu olarak, Suriye Kürtlerinin arasında adacıklar halinde Araplar da var.
Suriye Kürtleri siyaseten kendi içlerinde bölünmüş durumdalar. Bir yanda 18 irili ufaklı örgüt vegrup var. Bunlar daha çok Mesut Barzani’ye yakın duruyor ve Irak Kürdistan yönetiminden yardım görüyor.
Karşılarında ise PYD var.
PKK’nın Suriye uzantısı.
Suriye Kürtlerinin yaşadığı coğrafyayı bugün kontrol altında tutan en güçlü -ve de silahlı- örgütün PYD olduğu konusunda herhangi bir kuşku yok. Şam’daki Esad rejiminden destek aldığına ilişkin farklı görüşler olsa da, bundaki gerçek payı da büyük...
Türkiye PYD’ye kesin karşı.
Ankara’nın havası şöyle:
“Suriye’de yeni bir Kandil istemiyoruz.”
Ankara, Suriye Kürtlerinin içinde Mesut Barzani’nin güçlü olmasından yana gözüküyor.
Barzani hiç kuşkusuz Suriye Kürtlerini PYD’ye kaptırmak istemiyor. Ancak, PYD’nin gücünü galibabiraz gecikmeli fark etmiş olan Barzani’nin PYD ile bu coğrafyada silahlı bir çatışma en son isteyeceği şey.
Kendisiyle sohbetimde, PYD’nin Suriye Kürdistanı’nda bir realite olduğuna ve Türkiye dahil çevre ülkeler tarafından da kabul edilmesi gerektiğine işaret etti.
Ankara henüz bu ‘realite’yi kabul etmiş değil. Örneğin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye Kürtlerini tek bir çatı altında toplayan ve Barzani’nin girişimiyle kurulmuş olan yüksek heyeti Erbil’de PYD’li üyeler olmaksızın kabul etmiş...
Bu arada Suriye ordusundan kopmuş Kürt askerlerinden oluşan ve Selahaddin Tugayı adı verilen silahlı gücün PYD’ye karşı kullanılması ve Türkiye’den Suriye Kürtlerinin yaşadığı bir bölgeye koridor açılması için çalışmalar yapıldığına dair duyumlar da var.
Aşağıda, Suriye Kürtlerinin iki kanadını temsil eden iki kişiyle Erbil’de yaptığım uzun görüşmelerin iki ayrı özeti yer alıyor.
Suriye Kürdistanı’nda Azadi Partisi’nin 65 yaşındaki Genel Başkanı Cuma, Erbil’deki Divan Oteli’nde sorularımızı yanıtladı .
Azadi Partisi Genel Başkanı Mustafa Cuma:
PYD’nin Esad ile gizli işbirliği var
Barzani’ye yakın ve PYD’ye karşı Azadi Partisi’nin lideri Cuma, “Bütün Irak sınırı PYD’nin kontrolünde” diyerek, PYD’nin Esad rejiminin gündemiyle çalıştığını söylüyor
ERBİL
Mustafa Cuma, 65 yaşında, Suriye Kürdistanı’nda Azadi Partisi’nin Genel Başkanı. Barzani’ye yakın, PYD’ye karşı. İrili ufaklı 18 örgüt ve grubun içindeki iki büyük partiden birinin başında.
46 yıldır siyasetin içinde.
21 yıl Beyrut’ta sürgün yaşamış.
Baas’ın hapishanelerinden geçmiş.
Dokuz çocuğu var. En büyükleri, 20 ve 21 yaşındaki kızıyla oğlu, Irak Kürdistan’ında Selahaddin Üniversitesi’nde okuyor.
Hafta başı Erbil’deki Divan Oteli’nde sohbet ederken sade Türk kahvesi istiyor.
‘REJİMİN GÜNDEMİ’
PYD’nin duruma hakim olduğunu saklamıyor:
“PYD, PKK demek onun uzantısı. Esad rejimi yok, bazı yerleri tümüyle PYD’ye terk ettiler. Son üç dört gündür Dırbesiya, Teltemir, Gerekani bölgelerinde de işleri PYD yürütüyor. Afrin ve Kobani’de de üç dört aydır onlar hakim duruma. Kamışlı ve Derik Hamko’da da genel denetimPYD’de ama Esad rejiminin kurumları da çalışıyor. Silahlı araçları var, doçka’ları var.”
Şöyle devam ediyor:
“PYD, Esad rejiminin gündemiyle çalışıyor. Gizli, üstü örtülü bir işbirliği var Esad’la arasında... PYD otoriter, totaliter bir örgüt, Kobani’de bize zulmediyor, silah kullanıyor.”
‘SURİYE ÇOK KARIŞIK’
Sözü Türkiye’ye getiriyor:
“Türkiye’nin korkusu, PYD’nin Suriye Kürdistanı’ndaki varlığından kaynaklanıyor. PYD’ye kesin karşı Ankara... İki ay kadar önce Dışişleri Bakanı Dr. Davutoğlu’yla Erbil’de on üyeli Yüksek Kürt Konseyi olarak görüştük. Ama Dr. Davutoğlu, Kürt Konseyi’nin PYD’li beş üyesini kabul etmeyi reddetti.”
“PYD, Suriye’de ne olduğu belli olmayan demokratik özerklik istiyor. Biz ise otonomi, federasyon olsun diyoruz” diyen Azadi lideri şöyle devam ediyor:
“Suriye çok karışık bir yer. Araplar, Kürtler, Keldaniler, Asuriler, Çerkezler, Ermeniler, Türkmenler... Araplar ise Sünni’si, Alevi’si, Dürzi’si, Şii’si ve Hıristiyan’ıyla karman çorban... Suriye’de öyle bir yapı ve dengeler olmalı ki, bunların hepsi barış içinde aynı çatı altında yaşasın. Böyle olmazsa, Suriye’de savaş bitmez...”
‘TÜRKİYE ANAHTAR ROLDE’
Türkiye’nin anahtar rol oynayabileceğini düşünüyor Azadi Partisi lideri:
“Irak’ta olsun, Suriye’de olsun, Türkiye’de olsun Kürtler günün birinde bir sonuca ulaşacaklar. Bu konuda kuşkum yok. Unutmayın, Kürtlerin büyük çoğunluğu da Türkiye’de yaşıyor. Türkiye sorunun çözümünde anahtar rol oynayabilir. Ama bunun bir önkoşulu var, bu da Türkiye’nin kendi Kürt sorununu çözmesi... Bu gerçekleşirse, PYD de sorun olmaktan çıkar. Şunu da aklınızda tutun. Osmanlı döneminde Irak, Suriye ve Türkiye Kürtleri, adı Kürdistan olan tek bir coğrafyada yaşıyorlardı. Bir de İran’da yaşayanlar vardı.”
SINIRDA DURUM
Kendisine Selahaddin Tugayları’nı sorunca şöyle özetliyor:
“İçinde farklı gruplar var. Esad’ın ordusundan ayrılan Kürtler tarafından oluşturuldu. Silahlı bir grup. Bize yakın, PYD’ye uzak. Bazen Özgür Suriye Ordusu’yla birlikte hareket ediyor. Halep ve Afrin bölgesindeler...”
Azadi Partisi lideri Mustafa Cuma bir noktayı daha vurguluyor sohbetimizde:
“Bütün Irak sınırı PYD’nin kontrolünde...”
PYD’nin Güney Kürdistan temsilcisi Dr. Vicdan kod adlı Muhammed Reşo, “Suriye Kürtlerine baskı yapmıyoruz” diyor.
Fotoğraflar: NAMIK DURUKAN
Suriye Kürtlerinin PYD’li temsilcisi Reşo:
Türkiye birbirimize düşürmek istiyor
PYD temsilcisi Dr. Vicdan kod adlı Muhammed Reşo, Şam’la ittifakları olduğunu reddediyor, “Türkiye’nin dolaylı girişimleri var, bizi Barzani’yle birbirimize düşürmek için” diyor
ERBİL
İsmi, Muhammed Reşo, kod adı Dr. Vicdan. 43 yaşında. Kendisi itiraf etmiyor ama benim öğrendiğime göre 1992’de Halep’te PKK’ya katılmış...
Resmi sıfatı şöyle:
PYD’nin Güney Kürdistan (Irak Kürdistan’ı) temsilcisi.
Kendisiyle hafta başında BDP’nin Erbil’deki temsilciliğinde uzun bir görüşme yaptım. Dr. Vicdan Türkçe bilmediği için Kürtçe konuştu, ben de Türkçe...
‘BİR İTTİFAK YOK’
PYD’nin 20 Eylül 2003’te kurulduğunu söyledi, şöyle devam etti:
“Şam’la resmen bir ittifakımız yoktur. Resmen diyalogumuz da yoktur. Ama yerelde bir sorun oldu mu, orada devletin uzantılarıyla çözüme yöneldiğimiz vakit diyalog, görüşme oluyor. Suriye’de ayaklanma başlayınca, bu süreçte Kürtlerin üzerine gidilmemesi için talimat geldi Şam’dan, Kürtlerle çatışmayın diye... Yani hedef küçültmek...”
Şu noktayı da vurguladı:
“Suriye’deki yapının Tunus, Mısır ya da Libya’daki gibi bir yapı olmadığını biliyorduk. Buna göre hazırlık ve örgütlenme yaptık.”
PYD olarak Suriye’de üçüncü yol diye niteledikleri bir politikayı benimsediklerini şöyle özetledi:
“Üçüncü yol şu: Ne Özgür Suriye Ordusu, ne de Esad rejimi... Bunun yerine Kürtlerin çıkarı... Biz Suriye Kürtlerine baskı yapmıyoruz, bütün kışkırtmalara rağmen... Arada bir itiş kakış, ufak çapta çatışma oluyor.”
Şoruyorum:
“Türkiye’yle Barzani birlik olup PYD’nin üstüne yürür mü?”
ÜÇÜNCÜ YOL
Bu soruya açık yanıt vermiyor. Bu konuda Erbil’de edindiğim bazı izlenimleri şöyle özetleyebilirim.
Deniyor ki:
“Barzani’yle Ankara arasındaki ilişkilerdeki derinliğin idraki içinde PYD. Hayal kurmuyor. Ama Barzani de aslında PYD gibi üçüncü yolu savunuyor. Ne İran (Safavi), ne de Türkiye (Osmanlı) politikalarının etkisinde olmayı istiyor, dışında kalmayı öneriyor Barzani. Barzani’yle Ankara arasında gizli bir plan olabilir mi sorusu da PYD’de yabana atılmıyor. Ama şu unutulmasın. Barzani adı bugün artık Kürdistani politika ile özdeştir. PYD’nin üstüne gelir, kan akıtırsa kendisi kaybeder, Kürtler üstündeki etkisi darbe yer.”
‘ÖSO’DAN DEMOKRASİ ÇIKMAZ’
Bu noktayı, hafta içinde yaptığımız görüşmede Mesut Barzani’ye belirtince, dikkatle dinlemiş, Suriye’de Kürtler arasında bir çatışmayı kesinlikle istemediklerini söylemiş, ama yine de böyle bir opsiyona -son tahlilde- kapıyı tümüyle kapatmayan bir üslup sergilemişti.
PYD’nin Irak Kürdistan’ı temsilcisi Muhammed Reşo, sözü bir kez daha Türkiye’ye getiriyor:
“Türkiye’nin dolaylı girişimleri var, bizi Barzani’yle birbirimize düşürmek için. Özgür Suriye Ordusu’nun içindeki Selahaddin Tugayları gibi güçleri bize karşı kışkırtıyorlar. Provoke etmek için Kamışlı’da, Afrin’de, en son Kobani’de bazı olaylar çıkartıldı.”
Gizli plan diyerek şöyle devam ediyor:
“Selahaddin Tugayları adı maskedir. İşin aslı Barzani’dir, arka plan da Türkiye’dir. Barzani resmen yapmıyor. Kürt Meclis Heyeti’nin kararları var çünkü... Mesela Türkiye sınırı içindekiCeylanpınar karşısına düşen Serikani bölgesinde mayınlar temizleniyor ve Türkiye’den bir koridor açılmak isteniyor. Suriye Özgür Ordusu buradan Selahaddin Tugayları maskesiyle girmek istiyor.”
Son sözleri şöyle:
“Bakın, Özgür Suriye Ordusu Müslüman Kardeşler demektir. Onlardan demokrasi, demokratikleşme çıkmaz. Kürtlerin sorunlarını çözecek bir yaklaşımları yok. Biz demokratik bir Suriye istiyoruz, Kürtlerin hak ve hukukunu güvence altına alacak demokratik bir koalisyon istiyoruz.”
Suriye Kürtleri siyaseten kendi içlerinde bölünmüş durumdalar. Bir yanda 18 irili ufaklı örgüt ve grup var.
YARIN:
Petrol ve genel değerlendirme
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024