Mehmet TIRAŞ
“Yeni Demokrasi Hareketi”
Yeni Demokrasi Hareketi(YDH) 1993 yılında, devleti değil insanı kutsayan, hukukun üstünlüğünden yola çıkan, bireyin özgürlüğünü öne alan, Çoğulculuk kavramını referans gösteren, temel hak ve özgürlüklere dikkat çeken, evrensel değerleri savunan bir sivil toplum hareketi gibi ortaya çıktı.
YDH, ülkenin toplumsal sorunlarının tıkandığı, ülkenin Güney ve Doğu Anadolu bölgesinin OHAL ile yönetildiği; “Devletin silahlı güçleri ile PKK arasında süren düşük yoğunluklu, silahlı bir çatışmanın” zirve yaptığı bir dönemde, toplumsal sorunlarla yüzleşen bir programla topluma bir çıkış yolu gösteriyordu.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne(AB) tam üye olarak katılmasını dünya ile bütünleşmesini de önemli bir adım olarak görüyordu.
Zaman içinde partileşti.
YDH, mevcut sistem partilerinden farkı dünyadaki üretim biçiminin değişmesi ile “yeni bir çağa geçildiğini” bu çağın adının da “Sanayi ötesi bir çağ olduğunu”, bilgi ekonomisine de vurgu yapıyordu.
YDH Ülkenin kronikleşen başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal sorunlara gelenekselin dışında demokratik çözümler önerirken, aynı zamanda klasik siyasetin de ezberini bozuyordu.
YDH’nın ortaya çıktığı süreçte ülkenin Batısı ile Doğusu arasında çok farklı bir siyasi politikalar uygulanıyordu.
OHAL ile yönetilen illerde silahlı çatışmalardan dolayı özel bankalar şubelerini kapatıyor…
Sigorta şirketleri arabalarına kasko yaptırmak isteyen müşterilerine; OHAL bölgesinde arabanızda oluşacak hasar ve hırsızlık gibi olaylarda ödeme yapılmaz” ibaresini düşüyordu.
OHAL bölgesinde görevli başta öğretmenler olmak üzere tüm memurlara bölgeyi terk etmemeleri için, Batıdaki memurlara göre daha fazla farklı maaş ödeniyordu.
YDH’nın kurucu kadrosu mesleğinde başarılı akademisyenlerden, yazarlardan, gazetecilerden ve farklı meslekten olan, demokrat, çağdaş iş adamlarından oluşuyordu.
YDH’nın programı sosyal demokrasinin fikir babalarından Karl Kautsky’nin sanki tezini çağrıştırıyordu:
Kautsky “İşçi sınıfı çağdaş burjuvazi ile ittifak yapmalı” diyordu.
YDH başta devlet yapısından yani sistemden ekonomi, eğitim, sağlık, laiklik ve ülkenin her türlü sorunun önünü tıkayan ve silahlı çatışmacı bir ortamı yaratan; “Kürt Sorununu” çok yönlü bir şekilde ele alıyor, kamuoyuna ve siyasi iktidara önerilerde bulunuyordu.
YDH’ya Merkez medyanın beklenmedik destek vermesi garip bir durumdu.
YDH’nın her açıklamaları merkez medyanın gazetelerinde manşet oluyordu.
YDH’nın farklı illerde kapalı toplantılar düzenliyor ve toplantılara büyük ilgi duyulurken toplantılar medeni bir tartışmalarla sürüyor ve verimli geçiyordu.
Ama…
Kürt illerinde güçlü olan Halkın Emek Partisi(HEP) YDH’nın Kürt sorununu gündeme getirmesinden rahatsız olmalı ki;dönemin HEP Genel Başkanı Murat Bozlak;YDH’yı kendilerini bölgede zayıflatmak ve oylarını bölmek için ortaya çıkmış bir hareket olarak görüyor ve yersiz suçlamalarda bulunuyordu.
Bu satırların yazarı YDH’nın içinde bulunmuş birisi olarak YDH’nın Kürt sorunu üzerine çözüm önerilerini, HEP bile dile getiremiyordu.
YDH toplumsal sorunların mevcut devlet yapısı ile çözülemeyeceğini açıkça dillendiriyordu.
YDH’nın Kürt sorunu dile getirmesinden HEP ne kadar rahatsızsa, sistemi savunan partilerde o kadar rahatsızdı.
YDH başkanı Cem Boyner,”Kürt sorunu güvenlik sorunu değil bir demokrasi sorunu, devleti demokratikleştirmeden bu sorunu çözemeyiz” sözüne; özellikle de siyasete yön veren “Genelkurmay Başkanlığından” ve “OHAL illerinin valilerinden” sert tepkiler geliyordu.
YDH’nın programı bir demokrasi manifestosu gibiydi.
YDH’ya göre,”Devlet” toplumsal farklılaşmalar karşısında güven duyulan bir hakem olabilmeli, etnik ve dini kimliklerin üstünde kalabilmelidir. Böylece devlet ülkedeki herkesin devleti haline gelebilecek; ve farklı etnik kimliklerin varlığı şimdi olduğu gibi savunmacı eğilimlerini değil, toplumsal dayanışmayı pekiştirecektir.
YDH’nın Kürt Sorunu Üzerine Önerileri:
“Kürt sorununu siyasetçiler güvenlik politikalarıyla çözüleceğine inanıyorlar ve askerlere havale ediyorlar.
Kürt sorunu bir güvenlik sorunu değil,” demokratikleşme sorunu” olduğunu kabul etmiyorlar.
Cumhuriyetin kuruluşu ile Kürt illerinde irili ufaklı bugüne kadar 28 isyanlar çıkmış, PKK 29’cu isyan oluyor.
PKK’nın silahlı yöntemini kabul etmek kesinlikle mümkün değil…
PKK Kürt sorununu yaratmadı, Kürt sorunu PKK’yı yaratırken, bu hareketin adı da Kürt hareketi oldu.
PKK’nın talepleri Kürtlerin talepleriyle örtüştüğü için,bölge halkı PKK’ya büyük destek veriyor bunu da görmezden gelemeyiz.
Kürtlerin olmazsa olmazlarından olan haklı olduklarından birisi “Ana Dilde” eğitim istemeleri.
Ana dilde eğitim talepleri Kürtlerin en doğal ve doğuştan kazanmış olduğu haklardan biridir, bunu tanımamak bir tarafa tartışılması bile abesle iştigaldir.
YDH olarak,Ana dilde eğitimin önünü kesen başta “Tevhidi Tedrisat kanununu” değiştireceğiz ve Türkçeden başka farklı dilde eğitim isteyen azınlıklara da anadilde eğitim vereceğiz.
YDH’ya göre,Kürt sorununun çözümünün ön şartı; ”devletin resmi milliyetçilik anlayışının değişmesidir.”
Devlet vatandaşına etnik kimlik dayatmaktan vaz geçmeli ve herkese “Bu devlet benim devletim” duygusunu verebilmelidir.
Çözüme yönelik bir diğer ön şart ise Kürt sorununun terör sorunundan ayrılmasıdır.
Çünkü terör bitse bile Kürt sorunu çözümlenmiş olmayacaktır.
Öte yandan Kürt sorunun çözümü terörü bitirmese dahi, PKK, toplumsal tabanın desteğini kaybedecektir.
Üstelik hiçbir devletin terörü bahane ederek kendi vatandaşının sesine kulak tıkaması söz konusu bile olmamalıdır.
Kürt sorunun çözümü kısa ve uzun vadeli olmak üzere iki boyutta ele alınmalıdır.
Kısa vade de “OHAL’in ve korucu sisteminin kaldırılmasının” yanı sıra, zarar kimden gelmiş olursa olsun, mağdur olanların zararlarının tazmin edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca Kürtlerin tüm kimlik haklarının verilmesi şarttır.
Bu haklar arasında her türlü iletişimde ve eğitimde Kürt kökenli vatandaşların ihtiyaçlarına cevap verilmesi işin esasıdır.
Uzun vadede ise bölgesel kalkınma planlarının yapılması ve yerel inisiyatifin teşvik edilmesi işin iktisadi yönünü oluşturacaktır.
Bölgedeki kamu arazileri ve devlet üretme çiftlikleri topraksız köylülere öncelikle dağıtılmalıdır.
Siyasi açıdan YDH’ya göre üç ana politika izlenmesi gerekmektedir:
-Merkezi yönetimin yeniden yapılanması,karar alma süreçlerinde katılımcılık ve toplumsal mutabakat aranmalı.
-Tevhidi tedrisat yasasının yeniden düzenlenmesi zorunludur.
-Ayrıca yerel yönetimlere yetki devri ve idari sistemin “ademi merkezîleşmesine “ yönelik reformlar gerekmektedir.
Sonuçta hem Kürt kökenli vatandaşların devletle olan bağlarında,hem de Türkiye’nin tüm diğer etnik gruplarıyla olan ilişkilerinde yeni tanımlamalara ve sivil kurumlaşmalara yol açacak düzenleme ve mekanizmaların oluşturulması şart.”
YDH Bölgenin başta Kürt sorunu, bölgenin ve ülkenin sorunları üzerine böylesi kapsamlı çözümler öneriyordu.
YDH’nın”Devletçilik, Milliyetçilik, Hukuk, Diyanet, Laiklik, Eğitim ve Ekonomi politikalarını” yazmaya devam edeceğim.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025